Nûn İnisiyatifi’nden 15 Şubat uluslararası komploya ilişkin açıklama
Nûn İnisiyatifi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik gerçekleştirilen 15 Şubat Komplosu’nun yıldönümü vesilesiyle yaptığı açıklamada “Önderliğin tarihi görevlerini yerine getirebilmesi için uygun koşulların sağlanması gerekir” dedi.
![](https://jinhaagency.com/uploads/tr/articles/2025/02/20250213-image-870x-67adb8e3426d7-jpg5b7e12-image.jpg)
Haber Merkezi- Nûn Abdullah Öcalan'a Özgürlük İnisiyatifi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik gerçekleştirilen 15 Şubat Uluslararası Komplosu'nun 26’ıncı yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yayınladı.
Açıklamanın başında, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın tutuklanma şartlarına, kendisine yönelik soykırım ve işkence sisteminin sürdürüldüğüne değinilirken, İmralı'daki sistemin insan hakları standartlarına aykırı olduğuna dikkat çekildi.
Açıklamada, komplo karşıtı eylemler ve "Güneşimizi karartamazsınız" sloganıyla düzenlenen eylemler hatırlatıldı.
Kürt Halk Abdullah Öcalan'ın düşüncelerine yer verilen açıklamada, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın, devrimci hareketlerin göz ardı ettiği, toplumlarda ahlaki değerlerin yeniden canlandırılması ve kadın özgürlüğünün sağlanması gibi temel ilkelere odaklandığı belirtildi.
Açıklamada Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 26 yıldır İmralı'da sürdürdüğü direniş vurgulanarak, "Önder Abdullah Öcalan en üst düzeyde fiziksel, manevi ve ideolojik bir mücadele yürütüyor. Bu direniş, dünyanın dört bir yanından kadınları, aydınları, demokratları ve devrimcileri önderliklerinin etrafında bir araya gelmeye ve Önderliğin fiziksel özgürlüğünü elde etmek için en büyük mücadeleyi göstermeye teşvik etti” denildi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünün, kadınların özgürlüğünün ve toplumda seslerinin yükselmesinin teminatı olduğu kaydedilen açıklamada, Önderliğin özgürlüğüne kavuşmasıyla birlikte kadın mücadelesinin de meyve vereceği ifade edildi.
İnisiyatif 15 Şubat uluslararası komplosunun 26’ıncı yıldönümü dolayısıyla şunları söyledi:
“Özgürlük tutsaklarının fiziki özgürlüğüne kavuşması sağlanmalı ve Önderliğin tarihi görevlerini yerine getirebilmesi için uygun koşulların sağlanması gerekir. Uluslararası hukuk kurum ve kuruluşlarını, uluslararası siyasal çıkarları gözetmeksizin, tarafsız bir biçimde hukuki görevlerini yerine getirmeye ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin umut hakkına ilişkin kararını savunmaya çağırıyoruz. Uluslararası güçleri, Türk devletinin pervasızca hareketlerine son vermesi ve sağduyulu davranması yönünde baskı yapmaya çağırıyoruz. Özgür, demokratik, aydın kadınları mücadeleyi yoğunlaştırmaya çağırıyoruz.”