Narges Mohammadi: Evin Hapishanesi bir savaş alanı gibiydi

Evin Cezaevi’nde bulunan insan hakları aktivisti Narges Mohammadi, 15 Ekim Cumartesi gecesi 7 ve 8’inci koğuşlarda çıkan yangında 8 kişinin yaşamını yitirdiğini ve diğerlerinin de yaralandığını duyurdu.

Haber Merkezi- Evin Cezaevi’nde bulunan siyasi tutuklu ve insan hakları aktivisti Narges Mohammadi, geçtiğimiz hafta cezaevinde yaşanan yangında çok sayıda mahkumun yaşamını yitirdiğini ve yaralandığını resmi Instagram hesabından duyurdu. 

Evin Cezaevi’nin 7 ve 8’nci koğuşlarında çıkan yangına işaret eden Narges Mohammadi, uluslararası topluma seslenerek İran'daki mahkumların koşullarına dikkat çekti ve mahkumların hayatlarını ve sağlıklarını korumaktan İran rejimini sorumlu tutmaya çağırdı.

Olayın ayrıntılarını anlattı

Narges Mohammadi’nin açıklamasında olay anına ilişkin “Cumartesi günü eşi benzeri olmayan bir şekilde cezaevi alarmı sabah dokuzdan öğlene kadar üç kez çaldı. Gece aniden içeriden silah sesleri duyduk. Patlama sesleri binayı ve pencereleri salladı. Silah sesleri iki saatten fazla sürdü” ifadelerini kullandı. Olayın ayrıntılarını ise şu sözlerle ifade etti:

“Baskı kuvvetleri ve çevik kuvvet, yetkililerin emirlerini bilmiyormuş gibi davranıyorlardı. Baskı güçleri birbirlerini pas geçiyordu ve kontrol edilemezdi, zabıtanın emirlerini de dikkate almıyorlardı. Baskıcı güçler kadın cezaevinin arkasına göz yaşartıcı gaz atıyordu. Olaydan bir hafta önce cezaevinde hareketler oldu. Cezaevi koridoru ile personel koridoru arasındaki kapı kapatıldı ve mahkumların ulaşamayacağı bir delik açıldı. Çıkış koridoru kazadan üç gün önce cezaevi müdürünün talimatıyla kapatıldı ve yangın söndürücüler ile cezaevi dışına çıkarıldı.”

“Endişe duyuyorum”

Evin Cezaevi'ni bir savaş alanına benzeten Narges Mohammadi, “Güvenlik ve askeri güçler cezaevini kuşattı. Tutuklular silahla tehdit edildi. Büyük patlamalar meydana geldi. Onlarca mahkumun ölüm haberi duyuldu. Mahkumlar ağır dövüldü. Siyasi hücrelere saldırılarak bilinmeyen yerlere nakledildi. 900'den fazla mahkûm, ağır güvenlik koşulları altında nakledildi. Bu tür olayların tekrarlanmasından duyduğum endişeyi ifade ediyor ve insan hakları makamlarından, Uluslararası Af Örgütü'nden, insan hakları özel raportörlerinden, İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'nden ve Avrupa İnsan Hakları Birliği'nden mahkûmların koşullarını ciddiye almalarını istiyorum. İran hükümeti onların hayatlarını ve sağlıklarını korumaktan sorumludur” dedi.