Narges Mohammadi: İsteğimiz af değil İslam Cumhuriyeti’nin sona ermesidir

İran’da tutuklu bulunan Narges Mohammadi, Cenevre'de düzenlenecek İnsan Hakları Konseyi toplantısına mesaj göndererek, “Biz hükümetten af istemiyoruz. İslam Cumhuriyeti sona ermeli” dedi.

Haber Merkezi- İran’da Evin Cezaevi’nde tutuklu bulunan insan hakları aktivisti ve siyasi tutuklu Narges Mohammadi, 7 Nisan’da Cenevre’de düzenlenecek olan İnsan Hakları Konseyi toplantısı öncesi bir mesaj yayımladı. İran’da dini otoriter rejimin anti-kadın politikalarını yoğunlaştırdığı belirtilen mesajda, son aylarda ülkedeki okullarda artan kız öğrencilere dönük zehirlenme vakalarına da dikkat çekilerek, kadınlara yönelik zulmün her alanda devam ettiği kaydedildi.  

Narges Mohammadi'nin dijital medya hesabında yayımlanan mesajında şu ifadeler yer aldı:

“Öncelikle, özgürlük, eşitlik, demokrasi ve insan hakları için mücadele yürüten halkımın yanında olduğumu ilan etmeliyim. 17 Şubat'tan bu yana lider affı kapsamında siyasi ve ideolojik tutuklular serbest bırakılıyor. Bu yaklaşım öyle insan haklarına yönelik bir yaklaşım değildir tam tersine batılıları aldatmaya dönüktür.

Tahliye edilmesi gereken kadınlar serbest bırakılmadı

Yaklaşık 6 yoldaşım af kapsamında tahliye edildi. Bu 6 arkadaşım sadece başörtüsünü çıkarıp ‘özgürlük’ diye haykırdı. ‘Milli güvenliği bozmak’ iddiasıyla savcılığa sevk edildiler. Kadınlar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar. Yargının talimatıyla tahliye edilmesi gereken bazı yoldaşlarımda ‘güvenlik güçlerine muhalefet etmek’ iddiasıyla serbest bırakılmadı.

Zehirlenmelerle mesaj vermek istiyorlar

Dini diktatörlüğün kadın politikaları yoğunlaştı. Üç gücün başkanları bir toplantıda başörtüsüyle ilgileneceklerini ve ihlal edenleri cezalandıracaklarını açıkladı. Kız öğrencilerin zehirlenmesi, hükümetin hesap vermemesi ve gerekli takibi yapmaması biz kadınlara da bir mesajdı. Mesaj, kadınlara yönelik baskının devam edeceğiydi.

Zulüm örtbas edilmek isteniyor

Bir siyasi tutsağın salıverilmesi hiçbir şekilde İran'da siyasi ve toplumsal alanın açılması anlamına gelmez. Hapishanedeki kadın ve erkekler, sivil, sosyal ve sendikalara üyeliğimiz nedeniyle cezaevindeyiz. Kurumlarımız yasa dışı bir şekilde mühürlendi. Güçlü bir sivil toplum olmadan demokrasinin gerçekleşmesi mümkün değildir. İslam Cumhuriyeti'nin af ilan etme ve siyasi tutukluları serbest bırakma politikası, zulmün asıl ve önemli yönünü örtbas etmek, yani sivil ve bağımsız halk kurumlarımızı kapatmak, bizi demokrasiden mahrum etmektir. Uzun yıllar hapiste kalmaya razıyım yeter ki İnsan Hakları Savunucuları Merkezi açık kalsın ve üyeler insan hakları için çalışabilsinler.

Baskıları anlatmaya hazırım

İran İslam Cumhuriyeti'nin siyaseti yalan üzerine kuruludur. Sokaklarda insanların öldürülmesi, muhaliflerin ve protestocuların idam edilmesi, tek kişilik hücrelerde tutulmaları, kadınlara yönelik işkence, tecavüz ve saldırılar, ağır hapis cezaları 44 yıldan bu yana devam ediyor ancak hükümet kendi suçlarını kabul etmiyor ve sorumlu görmüyor. Evin Cezaevi'nden insan haklarını savunan bir kadın tutsak olarak, düzenlenecek toplantıda, kadınlara yönelik yaşanan cinsel ve fiziksel saldırıları, hücrelerde yaşanan işkenceleri, tutukluların yalan beyanda bulunmaları için maruz kaldıkları baskıları anlatmaya hazırım.

Hükümetten af istemiyoruz

Son olarak, uluslararası forumların insan hakları konusuna dikkat etmesi gerektiğini vurgulamak istiyorum, çünkü halkımız devrimci bir hareketle İslam Cumhuriyeti'nden demokrasi ve insan haklarını gerçekleştirmesini istiyor. Ülkemin tarihinin bu önemli anında gerek geçiş aşamalarında gerekse demokrasi ve insan haklarının gerçekleşmesinde eşitlik ve özgürlükçü laik bir hükümetin kurulmasında, güçlü insan hakları faaliyetlerine ihtiyaç vardır. İnsan hakları savunucuları her zamankinden daha ciddi ve kararlı. Biz hükümetten af istemiyoruz. Bize göre İslam Cumhuriyeti sona ermeli ve sizden bize destek ve yardım etmenizi bekliyoruz.”