Mor Dayanışma Marmara ve Ege konferanslarını gerçekleştirdi

Mor Dayanışma “Yalnız değil, birlikte güçlü” şiarıyla Marmara ve Ege Bölge Konferanslarını gerçekleştirdi.

Haber Merkezi- Mor Dayanışma “Yalnız değil, birlikte güçlü” şiarıyla İstanbul Şişli’de bulunan Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde Marmara Bölgesi 4’üncü Kadın Konferansı’nı, Ege Bölge Kadın Konferansı’nı İzmir'de Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdi. 

İstanbul’da gerçekleştirilen konferansa, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) temsilcileri, Sosyalist Kadın Meclisi (SKM), Özgür Genç Kadın, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP), Liseli Cadılar, Kadın Savunma Ağı ve daha çok sayıda kadın katıldı.  Konferansın gerçekleştirildiği salona “Yalnız değil birlikte güçlü” ve “Mor Dayanışma” pankartları asıldı. 

Sık sık “Yaşasın feminist mücadelemiz”, “Hayvana doğaya yeryüzüne özgürlük” sloganlarının atıldığı konferansta ilk önce kadın mücadelesini ve çalışmalarını konu alan bir sinevizyon gösterimi yapıldı. Konferansta Türkiye’de politik durum, kadın hareketinin geldiği eşik ve ihtiyaçlar, işçi kadın deneyimleri, ekolojik yıkım ve sonuçları, LGBTİ+’lara yönelik saldırılar, ile göç ve göçmenliğe dair bakış açısı konuları tartışıldı.

Mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz’

Divanda Mor Dayanışma üyeleri Gizem Alica ve Yaren Esin yer aldı. İlk olarak kısa bir konuşma yapan Gizem, gerçekleştirdikleri 4’üncü konferansın tüm kadınlar için büyük bir önem taşıdığını söyledi. Gizem, “Tüm saldırılara ve kadın düşmanı politikalara karşı biz kadınlar yan yana gelmekten ve mücadelemizi büyütmekten bir an olsun vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz” dedi.

‘Yaşasın örgütlü sosyalist feminist mücadelemiz’

Konferansta, Şakran Cezaevi’nde bulunan Mor Dayanışma üyesi tutsak Sibel Örkmez’in gönderdiği mesaj okundu.  Sibel’in mesajında şunlar yer aldı: “54 gündür hukuksuz bir şekilde tutuklu bulunduğum Şakran’dan, Sosyalist Feminist Mücadelemizden aldığım inanç, coşku ve umut ile hepinizi özlemle selamlıyorum. Sermaye-iktidar ikilisinin canavarlığı kadınları yoksulluk, iktidar, suç ve ölüm kıskacına hapsediyor. Bu canavar kendini bize sarsılmaz ve devrilmez olarak gösteriyor. Fakat bugün bu canavarın karşısında kadınların örgütlü mücadelesinin gücü duruyor. Mücadelemizin gücü karanlığın sonsuzluğa yaklaştığı yerde bir aydınlatıcı ve ön açıcı olmaya devam edecektir. Çünkü gücümüzü hakikatimizden alıyoruz. Ve hakikat su gibidir, eninde sonunda yolunu bulup, başarıya ulaşacaktır. Bugün çağrımıza kulak verip sözümüze ortak olmaya gelen kız kardeşlerim, bilin ki buradaki her söz sözünüzdür, anlatılan biziz. Tüm heyecanımla özgür günlerde buluşmayı umut ediyor ve hepinizi kız kardeşçe kucaklıyorum. Yaşasın örgütlü sosyalist feminist mücadelemiz.”

‘Sistemin karşısında mücadele edeceğiz’

Ardından ise Mor Dayanışma Türkiye Sözcüsü Cemile Baklacı, kapitalist sistemin hayata geçirdiği savaş politikalarının günden güne yoğunlaştığını, kadına yönelik saldırıların da giderek arttığını dile getirdi.  “Her an bir savaşın içerisinde olabiliriz” diyen Cemile, “Türkiye’de tam da bu savaşın içerisinde olma riskiyle karşı karşıyayız. Bu gerçekliğin olduğunu da bilmek gerekiyor. Hem Suriye’de savaş eden Türkiye’nin kendisi bu savaşın bir parçası olmayla da karşı karşıyadır. Bu savaşların kendisi yoğunlaşarak devam ederken, Suriye’de de savaş devam ediyor.  Rusya Ukrayna’nın savaşı da devam ediyor. Savaşlarda on binlerce, yüz binlerce insanın gözümüzün önünde katledildiği Filistin savaşı var.  İsrail devleti gözümüzün içine baka baka Filistin halkını yok etmek için uğraşıyor” diyerek savaş politikalarının karşısında duracaklarını ve mücadele etmeye devam edeceklerini kaydetti.

Kobanê Kumpas Davası

31 Mart yerel seçimlerin ardından iktidarın yenilgiye düştüğünün altını çizen Cemile Baklacı, yenilginin karşısında ise kadınlara, gençlere ve tüm topluma saldırılarını giderek artırdığını belirtti. Cemile, devamında ise sözlerini şöyle sonlandırdı: “Seçimlerin ardından özellikle Van eylemsellikleri sonrasında Van halkına sahip çıkanlara uyguladıkları gözaltılar, tutuklamalar 1 Mayıs’ta da devam etti. Eylemlere sahip çıkan herkese çok ciddi bir şekilde saldırdılar ve tutukladılar. Aynı şekilde Kobanê kumpas davalarında çıkan cezalarla aslında bir şekilde tekrardan kendilerini sürdürmeye çalışıyorlar. İktidar ardından yumuşama mesajları verdi. Bunu çok net gördük, bu yumuşama mesajlarını iktidarın sertleşmesi olarak tarifleyebiliriz. Tam da bu sistem karşısında bu iradenin ve direnişin sürdürücüleri kadınlardır. Faşist iktidarın burada kendi iradesini sürdürdüğünü görüyoruz. Ama biz kadınlar tüm gözaltı ve tutuklamalar karşısında direneceğiz. Hep birlikte bu mücadeleyi yükselteceğimizin sözünü buradan veriyoruz. Bundan sonra da kadınlar olarak tüm saldırılara karşı duracağız ve mücadele edeceğiz.”

Konferans, konuşmaların ardından soru cevap bölümünün  ve sanatçı Seda Savaş’ın sahne almasıyla son buldu.

İzmir

Konferansa Ege’nin birçok ilinden Mor Dayanışma üyelerinin yanı sıra çok sayıda kadın örgütü temsilcisi ve Akbelen direnişçisi kadınlar katıldı. Konferans salonunda “Eşit özgür sömürüsüz bir dünya için şimdi bir adım daha atma zamanı” pankartı ve Mor Dayanışma bayrakları asılarak, sık sık “Yaşasın kadın dayanışmamız”, “Jin jiyan azadî” sloganları atıldı.

‘Rojava devrimi bize güç veriyor’

Konferansın açılış konuşmasını yapan Mor Dayanışma Merkezi Koordinasyon (MK) üyesi Didar Gül, 10 yıldır büyük bir emek, irade ve inançla mücadeleyi yükselttiklerini ifade ederek, “Bölge konferansları ile bir adım daha atıyoruz. Bu adımı atarken zor ve çetrefilli bir süreçten geçtiğimizin farkındayız. Tüm dünyada kapitalizmin krizi, faturasını emekçilere, kadınlara, gençlere, çocuklara, yoksullara kesme derdinde. Emperyalist devletlerin savaşında bizden, ezilen çimler olmamız bekleniyor. Başkaldıranlara ise savaşla karşılık veriliyor. Üçüncü Dünya Savaşı tartışmalarının tam ortasındayız. Yanı başımızda Kürt halkına yönelik inkar ve imha politikaları, Filistin halkına uygulanan siyonist zulüm ve devletlerin iki yüzlülüğü işte bu savaş halinin ta kendisi. Fakat tüm bu atmosferin karşısında çoğunlukta olan tarafta direnenler var. Filistin halkının Siyonizme direnişi, Rojava devrimi bize güç veriyor” şeklinde konuştu.

‘Kadınlar saldırılara karşı mücadele ediyor’

Kadınların tüm dünyada saldırılar karşısında mücadele ettiğini vurgulayan Didar Gül, “Yaşadığımız topraklarda bu sürecin karşısında mücadele dinamiğinin bir öznesi olarak savaşıyor, karşı koyuyoruz. Her yıl yüzlerce kadın katlediliyorken, yoksulluk derinleşiyorken, saraylarda lüks içinde yaşayanların halka ‘tasarruf edin, almayın’ diye tembihlediği, medeni kanuna, haklarımıza, hayatlarımıza saldırıların karşısında sesimizi büyüttüğümüz bir süreci örgütlüyoruz. Biz de bu güçlü kadın hareketinin bir parçası olarak Mor Dayanışma’yı büyütüyor, örgütleniyoruz” dedi.

Konferans kadın örgütü temsilcileri, işçi, emekli kadınların yaşadıkları zorlukları ve mücadele deneyimlerini anlatmasıyla son buldu.