Mısır’da STÖ ve kadın kurumları toplumda farkındalık yarattı

Mısır Kadın Hukukçular Derneği Başkanı Rabiha Eathy, Mısır’da sivil toplum örgütleri (STÖ) ve kadın kurumlarının toplumda büyük ölçüde farkındalık yarattığını ancak hala yasaların uygulanmasında sorunların yaşandığını söyledi.

Kahire- Mısır Kadın Hukukçular Derneği, yaklaşık 11 yıldır kadınların ekonomik, siyasi ve hukuki hakları için mücadele ediyor.  Yaptıkları çalışmalara ilişkin ajansımızın sorularını yanıtlayan Dernek Başkanı Rabiha Fathy, toplum bilincinde meydana gelen büyük gelişmeye rağmen Mısır Anayasası’nda şart koşulan Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu’nun hala kurulmadığını ve şiddete karşı birleşik bir yasa ve aile yasasının çıkarılmadığını anlattı.

Mısır Kadın Hukukçular Derneği olarak hangi çalışmaları yürütüyorsunuz?

Mısır Kadın Hukukçuları Derneği, yaklaşık 11 yıldır Mısır'da kadınların ekonomik, siyasi ve yasal olarak güçlendirilmesi konusunda çalışmalar yapıyor ve çalışma alanı ülkedeki tüm valilikleri kapsıyor. Çalışmamızda iki ana projeye odaklandık, birincisi hukuk alanında kadınları desteklemek ve bilinçlendirmek, ikincisi ise kadınların özellikle seçilmiş meclislerde karar alma pozisyonlarına erişimiyle ilgili. Çünkü çalışmaya başladığımızda, Temsilciler Meclisi'nde sadece 8, Şura Meclisi'nde bir kadın vardı ve iyi temsil edilmedi. Gelecek vadeden kadınları karar alma pozisyonlarına uygun hale getirme fikri Temsilciler Meclisi ve Şura Meclisi seçimlerinde de endişelerimizin büyük bir bölümünü aldı. Ayrıca kırsal bölgelerde ve köylerde tartışma yoluyla siyasi bilinçlendirme kampanyaları yürütüyoruz.

Kadınların yaşadıkları sorunlara ilişkin nasıl çözümler geliştiriyorsunuz?

Mısır'da çeşitli meclislerde kontenjanın sağladığı büyük ilerleme göz önüne alındığında, şu anda Parlamento'da 89 kadın milletvekili bulunmaktadır. Bu nedenle kota, özellikle Anayasa değişikliğinden sonra kadınların kurumlarda adil temsili için uygun bir çözüm olarak görülmektedir.

Sadece bir kadının yer aldığı Barolar Birliği, gazeteciler, doktorlar, mühendisler sendikasının yanı sıra Mısır'daki kadın avukatlar, İsveç Diakonia Vakfı ile iş birliği içinde meslek örgütleri sendikalarının dosyası üzerinde çalışmaya başladık. Kadın avukatlar erkekler tarafından psikolojik şiddete ve tacize maruz bırakılıyor. Bu durum da bizi meslek örgütleri ve sendikalardaki kadın sayısını artırmaya dönük çalışma yapmaya itti. Özellikle de Baro dosyası üzerinde çalışmaya sevk etti.

Yaptığınız çalışmalardan aldığınız sonuçları bizimle paylaşır mısınız?

Özlük Yasası’nda değişiklikler yaptık ve bunları Temsilciler Meclisi'ne sunduk ve özellikle birçok kadın kurumu, siyasi parti ve bir dizi üye tarafından kabul edilip önemsendiği için bunu yapabilmek iyi bir adım oldu. Parlamento, tüm partiler için tatmin edici sonuçlar elde ettiği ve bu değişiklikler arasında miras paylaşımı konusundaki çalışmalar da var. İlk kez, toplumun bu konudaki tutumunu belirlemek için kamuoyu anketleri yapabildik. Evlilik dönemindeki mal varlığının dağılımı konusunda da çalışma yürütüyoruz.

Kadın sorunlarının çözümünde yasalar nasıl bir rol oynuyor?

Sünnet cezası artırıldı ve fakat özel olarak toplum içinde bu konu ele alınmadığı için sadece kanun çıkarılmasıyla sınırlı kalması çözüm değil. Toplumsal çalışmalar da yürütmek gerek. Miras Kanunu var ama dava açan kadınlar miras hakkını alamamış, taciz cezası da artırılmıştı ama bu sorun hala devam ediyor. Sorun yasalarda değil, uygulamada. Önce değiştirilmesi, sonra caydırıcı yasalarla desteklenmesi gereken bir zihniyet var.

Tüm ailenin haklarını korumak için halihazırda değiştirilmesi gereken yasaların olduğu gerçeğini ve kadının toplumda oynaması gereken role ilişkin kamuoyu bilincini değiştirmek için sahada çalışma yapılması gerektiği gerçeğini ortadan kaldırmaz.

Cinsiyete dayalı ayrımcılık konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ayrımcılık konusu da toplumun kültürü ve farkındalığıyla doğrudan ilgili diğer çetrefilli krizler gibi uzun bir çalışma ve emek gerektirmektedir. Kotanın, Temsilciler Meclisi ve yerel meclislerde yapılana benzer bir şekilde bu dengesizliği giderebilecek bir çözüm olduğuna ve meslek odalarına da yapılması gerektiğine inanıyorum. İktidarda 6 kadın bakan yer alıyor, bu bile kadın sorunlarını gündeme taşımada etkili oldu. Sendikalarda ada kotayla aynı uygulamayı yapabiliriz.

Bazıları kadın kurumlarının Mısır sokaklarındaki kadınlardan uzak olduğu iddia ediliyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bu düşünceye kesinlikle katılmıyorum. Bazı çalışmalar sahadan uzak araştırma isteyebilir fakat bu demek değildir ki sivil toplum sokaktaki kadından uzak.

Mısır Kadın Avukatları Vakfı en fazla sayıda kadına ulaşmayı hedefliyor. Nuba bölgesinde ve Mallawi'nin Minya'daki merkezlerinde ve diğer uzak köylerde çalışıyoruz. Kurumlar için bir gelişme ve farklı vizyonlar olduğu söylenebilir.

Sivil toplum ve kadın kurumlarının rolünün önemli ve etkili olduğuna, toplum gerçekliğini büyük ölçüde değiştirdiğine, farkındalık düzeyini yükselttiğine, genel bir değişim yarattığına ve geniş bir çalışma alanına sahip olduğuna inanıyorum.