Mısır’da 4 bin 641 aileyle artan şiddetin nedenleri tartışıldı
Mısır’da çalışma yürüten Tatween Cinsiyet Çalışmaları Merkezi, kırsal bölgelerdeki gençlerin maruz kaldığı şiddeti araştırdığı bir çalışma gerçekleştirdi. 4 bin 641 aileyle yapılan çalışmada, sorunlar ve çözümleri ortaya konuldu.
ESMA FATHİ
Kahira – Mısır’da çalışma yürüten Tatween Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Merkezi, özellikle savaşların genişlemesi ile birlikte kırsal bölgelerdeki gençler arasında artan şiddete ilişkin çalışma başlattı. Büyük Kahire'nin yoksul bölgelerinde gençler arasında şiddet” başlıklı birkaç bölümden oluşan çalışmaya yaşları 18 ile 35 arasında değişen, Kahire'de 2 bin 296, Gize'de bin 388 ve Kalyubiye'da 957 olmak üzere yaklaşık 4 bin 641 aileyle yapıldı. Çalışma, geniş kapsamlı olmasından kaynaklıda bir ilk olma özelliği taşıyor. Katılımcıların yaklaşık yüzde 37,9’u ortaöğretimini tamamlamış, yüzde 17,1’i üniversite mezunu, yüzde 11,2'si ise hiç okula gitmemiş.
Çalışmanın en dikkat çekici başlığını ise ‘İş yerinde şiddet’ bölümü oluşturuyor. Çalışma yaşamında sözlü, psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalan kadın sayısı gün geçtikçe artıyor.
Tatween Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Merkezi İcra Direktörü Amal Fahmi, çalışmalarını ve sonuçlarını bizlerle paylaştı.
*İşyerinde yaşanan şiddete ilişkin bir çalışma başlattınız. Bize biraz detaylarından bahseder misiniz?
Yapılan çalışma, Büyük Kahire'nin yoksul bölgelerinde genç erkeklere/kadınlara yönelik şiddete ilişkin daha geniş bir çalışmanın parçası olup, dört binden fazla haneyi kapsamaktadır ve kadın sünneti ile ilgili kısımlar gibi birkaç bölümden oluşmaktadır. İşyerinde şiddetin yanı sıra okullarda şiddet, psikolojik ve ruhsal sağlık ve daha birçok konuyla ilgili sonuçlarımız var.
Birbiri ardına bölümler yayınlandı; ilki kadın sünneti, ailelerdeki varlığının gerçekliği, etrafındaki fikirler ve elbette öneriler ve sonuçlarla ilgiliydi. İkincisi, gerekli araştırmaların yapılmadığı bir alan olması ve özenle seçilmiş alanlardan biri olan işyerinde şiddet konusuna ışık tutuyor.
Çalışma, Mısır toplumunun gerçekliğini ifade etmekte olup, rakamları genel olarak bununla ilgili konularda çalışmak için kullanılabilir ve sonuçları hane ve nüfus anketinden uzak değildir ve içindeki konular özellikle işyerinde şiddet ile ilgilidir çünkü son dönemde öncelik haline gelen aile araştırmalarının sadece kadınlarla sınırlı olması nedeniyle kadın ve erkeklerle yapılması, konuya yararlı bir farklılık katmaktadır.
Son dönemde şiddet oranlarının artmasıyla birlikte bunun doğru zamanda yapılmış bir çalışma olduğu söylenebilir çünkü Büyük Kahire'nin en yoksul olarak sınıflandırılan bölgelerinin gerçekliğini yansıtıyor.
*‘İş yerinde Şiddet’ araştırmasında pek çok sonuca rastladınız… Bunlardan en öne çıkanlar hangileri?
Uluslararası Çalışma Örgütü'nün işyerinde şiddet ve tacize ilişkin küresel bir araştırması vardı ve bu bizim için karşılaştırmalı bir referans oldu. Gençlerin yaklaşık yüzde 10'unun şiddette maruz kalması nedeniyle rakamların küresel sonuçlardan çok da uzak olmadığını gördük.
İşyerinde fiziksel şiddete maruz kalan gençlerin yaklaşık yüzde 38'i saldırı sonrası fiziksel ve psikolojik hasara uğradı, yaklaşık yüzde 23,8'i tıbbi bakıma alındı, yaklaşık yüzde 71,3'ü ise maruz kaldıkları şiddete tepki gösterdi.
Ayrıca yoksul bölgelerdeki genç erkek ve kadınların yaklaşık yüzde 50,7'sinin işyerinde psikolojik şiddete maruz kaldığı ve yaklaşık yüzde 48,2'sinin başlarına gelenlere tepki gösterdiği, bunlardan sadece 0,8 kadarı cinsel şiddete maruz kaldığını ortaya çıkardık.
*Gençlerin iş yerlerinde maruz kaldıkları şiddetle mücadele konusunda en öne çıkan önerileriniz neler?
Başta “Çalışma Hayatında Şiddet ve Tacizin Ortadan Kaldırılması, 190c” olmak üzere, çalışma ortamında şiddete karşı uluslararası anlaşmaların imzalanmasının hızlandırılması gerekliliği ve acil yasal düzenlemelerin yapılması gerekliliği gibi çok sayıda öneri bulunmaktadır. Mısır İş Kanunu ve yürütme düzenlemelerinde değişiklik yapılması ve mevcut iş yasalarında yapılacak yasal değişikliklerin tartışılması için sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra yargı, yasama ve yürütme organlarının da katılımıyla bir topluluk diyalogunun başlatılması.
İşyerinde şiddetin bireysel, örgütsel ve toplumsal düzeydeki etkileri konusunda farkındalığın artırılması amacıyla çeşitli medya araçlarıyla farkındalık kampanyaları başlatılmasının yanı sıra, Mağdurları hayatta kalanları deneyimlerini paylaşmaya teşvik etmek önemli.
Kamu ve özel sektördeki çalışma kurumlarında çalışanların hak ve görevlerini tanımlayan, raporlama mekanizmalarını ve beklenen cezaları belirleyen bir davranış kuralları oluşturma zorunluluğu getirmesi, çalışma kurumlarında raporların alınması için yer tahsis edilmesi ve sorumlulara bu olayların soruşturulması, ceza ve ceza verilmesi yetkisinin verilmesi.