Mezopotamya halklarının binlerce yıllık geleneği: Şeb-i Yelda

21 Aralık’ta kutlanan Şeb-i Yelda veya Şeva Yeldayê, halklar tarafından karanlığın son bulup ışığın doğuşunu simgeleyen kadim bir gelenek olarak yaşatılıyor.

Haber Merkezi- 21 Aralık’ta, yani yılın en uzun ve en karanlık gecesinde, Kürtler, Azerîler, Farslar, Süryaniler, Türkmenler ve Mezopotamya ile Ön Asya’nın diğer birçok halkı tarafından Şeb-i Yelda veya Şeva Yeldayê gecesi kutlanır. Bu özel gece, karanlıkların son bulup insanın yeniden ışığa kavuştuğu anın başlangıcı olarak görülür.

Şeb-i Yelda, aynı zamanda umudun doğuşunu simgeler. İran’da “Yelda”, hakikatin ve ışığın mutlaka kazanacağını gösteren mücadele alanlarıyla sembolize edilmiştir. Bu kutlamalar yalnızca İran ile sınırlı kalmamış, uzun yıllar boyunca bölgedeki farklı halkların bir araya gelmesini ve ortak bir kültürel hafızayı temsil etmiştir.

Yelda gecesi ya da eski adıyla “Çelle” gecesi, 2 binden fazla yıldır kutlanan bir gelenektir. Zerdüşt inanışına dayanan bu törenlerde halklar, yılın en uzun gecesinde bir araya gelir ve günün ilk ışıklarını kutlayarak karanlığa karşı kolektif bir umut gösterisi gerçekleştirirler.

Işığı bulmanın sembolü

Yelda’nın kökeni, güneşin her gün karanlıktan doğuşunu izleyen halkların yarattığı bir efsaneye dayanır. İnsanlar, karanlığın sonsuza dek süreceğini düşündükleri anlarda bile güneşin doğuşunu kutlayarak umudu canlı tutmuşlardır. Mitolojik açıdan bakıldığında, Mihr tanrısı her gün doğarken karanlığa galip gelir, gün batımında karanlığa yenilir ve ertesi gün yeniden doğar. Bu döngü, Newroz’a kadar devam eder. Ancak Mihr, bu mücadeleyi yalnız başına gerçekleştiremez; ışığa ve sabaha inanan halklarla birlikte hareket eder.

Yelda efsanesi, karanlığın varlığını inkar etmeden kabul etmenin önemini hatırlatır. Aynı zamanda bireyleri ve toplulukları kolektif bir hazırlığa davet eder: Hazırlanmaya, farkındalık kazanmaya, gözlemlemeye ve değişime.

Halklar için Yelda, karanlığın sona ereceğinin bir vaadi olmaktan öte, karanlığın içinde birlikte ışığı aramanın ve bulmanın sembolü olmuştur.