Kadın davalarında Mala Jin ve kadın komünlerin görüşü esas alınıyor
Kadın Evi, Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınların haklarını savunuyor ve şiddetle mücadelede öncü rol oynuyor. Kadınlar, bilinçlenme ve destek mekanizmalarıyla haklarını kazanırken, toplumda farkındalık giderek artıyor.
SORGUL ŞÊXO
Qamişlo - 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü bu yıl da Kuzey ve Doğu Suriye’de çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Bölgedeki kadın hakları çalışmalarının merkezlerinden biri haline gelen Mala Jin (Kadın Evi), şiddete maruz kalan kadınlara destek sunmayı sürdürüyor. Cizîr Kantonu Kadın Evi Müdürü Behiya Mûrad ve Avukat Ceylan Hemê, yeni işleyiş sistemine ilişkin bilgi verdi. Yeni uygulamaya göre kadınlarla ilgili şiddet veya hak ihlali davaları önce komünlere ulaşıyor, ardından Kadın Evi’ne yönlendiriliyor. Kadın Evi, buraya başvuran kadınlara hukuki, psikolojik ve sosyal destek sağlayarak sürecin takibini yapıyor.
Önce kadın komünleri devreye giriyor
Behiya Mûrad, Rojava’daki Kadın Devrimi'nin kadınların sorunlarını ve davalarını Kadın Evi’ne taşımalarında önemli bir rol oynadığını ifade etti. Toplumsal Sözleşme’nin yürürlüğe girmesiyle sistemde değişiklik yapıldığını belirten Behiya Mûrad, “Kadın davaları önce mahalledeki Kadın Komünü'ne, ardından Kadın Evi'ne gönderiliyor. Komünler, mahalle sakinlerinin durumlarını daha yakından bildikleri için sürece ilk müdahaleyi yapıyor. Ancak dava çözülemezse, Kadın Evi’nin iç tüzüğüne göre çözme sorumluluğunu biz üstleniyoruz. Kadın Evi ayrıca kadınları ve erkekleri dinliyor, onları bir araya getirerek, farklı yollarla çözüm bulmaya çalışıyor. Özellikle uzlaşma gerektiren konularda toplumsal uzlaşı yoluyla sonuca ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.
Mala Jin, Kuzey ve Doğu Suriye’de yalnızca kadınların sorunlarını çözen bir kurum değil, aynı zamanda aile içi eğitimin merkezlerinden biri olarak da önemli bir rol üstleniyor. Kurum, özellikle sorunlarını Kadın Evi’ne taşıyan eşlere yönelik eğitim çalışmalarıyla dikkat çekiyor.
‘Müzakere, en etkili çözüm yollarından biri’
Mala Jin’in devrim sürecinden bu yana demokratik bir aile yapısı ve ortak yaşam kültürünü geliştirmek amacıyla yoğun bir çalışma yürüttüğünü kaydeden Behiya Mûrad, kurumun temel hedeflerinden birinin, anlaşmazlık yaşayan ailelerde çocukların çatışmalar arasında kalmasını engellemek olduğunu vurguladı. Çocukların zarar görmemesi için çözüm yollarını sürekli açık tuttuklarını aktaran Behiya Mûrad, eşler arasındaki konuşma ve müzakere kültürünün de aile içi sorunların çözümünde belirleyici olduğunu söyledi. Behiya Mûrad, “Birbirini dinlemek, depresyon ve kaygı oranını azaltıyor. Müzakere, en etkili çözüm yollarından biri ve etkisi doğrudan çocukların geleceğine yansıyor” şeklinde konuştu.
‘Karşılaştığımız en yaygın sorunlardan biri dijital şantaj’
Behiya Mûrad, savaş ve yerinden edilme yıllarında ortaya çıkan sorunları değerlendirerek şunları söyledi:
“Savaş, bölge halkının önemli bir kısmının yerinden edilmesine yol açtı ve bu durum ciddi sonuçlar doğurdu. Kadınlar ve çocuklar burada kalırken, birçok eş yurtdışına gitmek zorunda kaldı. Bu nedenle kadınlar çocuklarını tek başlarına büyütmekte büyük zorluk yaşıyor. Bu durum, eşlerin de müdahale edemediği bir probleme dönüştü. Ancak ne olursa olsun çocukların hem anne hem baba desteği olmadan sağlıklı büyümeleri mümkün değil. Son beş yılda karşılaştığımız en yaygın sorunlardan biri ise dijital şantaj. En çok genç kadınlar ve kız çocukları bu şiddet türüne maruz kalıyor. Bizlerde yeni şiddet biçimlerinin ortaya çıkmasını engellemek için bu vakaları çözmeye çalışıyoruz. Bununla birlikte ailelerin de kendi sorumlulukları var, çocuklarının, hem kızlarının hem de oğullarının davranışlarını takip etmeleri gerekiyor.”
Behiya Mûrad, geçmiş ile bugün arasındaki farkı değerlendirerek, toplumda önemli bir farkındalık artışı olduğunu belirtti. Behiya Mûrad, “Eskiden dijital şantaja maruz kalan birçok kadın çaresizlik içinde hayatına son veriyordu. Ancak bugün durum farklı. Kadınlar ve genç kadınlar artık İç Güvenlik Güçleri–Kadın birimine ve Kadın Evi’ne başvurarak koruma talep ediyor. Bu da toplumda hem bilinç hem de destek mekanizmalarının güçlendiğini gösteriyor” sözlerine dikkat çekti.
‘Kadın Evi dünyada bir örnek’

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ne dikkat çeken Behiya Mûrad, “Biz her günü şiddetle mücadele günü olarak değerlendiriyoruz. Kadınların sorunlarının dinlendiği ve davalarının burada alınan kararlarla çözüme kavuşturulduğu dünya çapındaki ilk örnek, Kadın Evi’dir. Kadın Evi, 2022 yılında yürürlüğe giren Aile Kanunu uyarınca kadın davalarını çözmektedir” diyerek sözlerini noktaladı.
Avukat Ceylan Hemê de, Kadın Evi’nden toplumsal adalet mahkemelerine taşınan kadın davalarına dikkat çekerek, “Bir kadının davası, komünde ve Kadın Evi’nde çözülemez ve uzlaşma çabaları başarısız olursa, dava toplumsal adalet mahkemelerine taşınıyor. Kadınlar şikayette bulunmakta ciddi zorluklar yaşıyor ve karşılaştıkları engeller nedeniyle davalarını geri çekmek zorunda kalabiliyorlar. Bu zorluklar genellikle aileden başlıyor. Aileler, kızlarının eşlerine karşı dava açmasına izin vermiyor çünkü haklarını görmüyorlar. Ayrıca eşlerine karşı dava açan kadınlar, toplum tarafından toplumsal örf ve adetlere aykırı davranmakla suçlanıyor” diye kaydetti.
‘Avukatlar her zaman kadınların yanındadır’

Avukat Ceylan Hemê, bölgedeki aşiret liderleri ve büyüklerin kadınların davalarından vazgeçirilmesindeki etkisine dikkat çekerek, bunun “sert ve yumuşak yollarla” gerçekleştiğini söyledi. Birçok kadının davasını takip eden Ceylan Hemê, kadınların hukuk bilgisinin çok düşük olduğunu ve bu durumun hukuki riskler nedeniyle engellerle karşılaşmalarına yol açtığını belirtti. Ceylan Hemê, bu nedenle kadınların, en zor koşullara rağmen davalarına devam edememek veya davalarını geri çekip yasal haklarına ulaşamamak gibi iki seçenek arasında kaldığını söyledi.
Ataerkil ve patriyarkal bilince karşı yeni bir bilincin, adalete ve haklara ulaşma yolunda olumlu bir adım olduğunu kaydeden Ceylan Hemê, adaleti ve eşitliği sağlayan şeyin demokratik, ahlaki ve politik bir toplumun yaratılmasında yattığını vurguladı. “Bunu başarabilecek olan ise kadınlardır” diyen Ceylan Hemê, kadınların haklarını kazanabilmeleri için öncelikle kendileriyle mücadele etmeleri ve geleneksel bilince karşı sorgulayıcı ve analitik bir zihinle hareket etmeleri gerektiğini söyledi. Ceylan Hemê, “Kadın avukatlar ve kadın örgütleri her zaman kadınların yanındadır ve onları korur, ancak önemli olan kadınların kendilerinden başlamalarıdır” diye aktardı.
‘Haklarını arayan kadınların sayısı artıyor’
Ceylan Hemê, devrim yıllarında yasal haklarını kazanan kadınların olduğunu, davalarını takip ederek kazanan kadın sayısının her geçen yıl arttığını, davalarını geri çekenlerin ise azaldığını belirtti. Ceylan Hemê, “Kadınlar, toplum bilinci ve aile hukuku ile mücadele ederek küçük de olsa bir denge kurabilirler. Sözlerimin sonunda, avukatları ve adalet kurumlarında çalışanları, Rojava Devrimi'nin ürünü olarak yazılan ve oluşturulan yasaların uygulanması için mücadeleyi yükseltmeye çağırıyorum” dedi.