Lübnan’da ekonomik krizin faturasını kadınlar ödüyor

Lübnan'da yaşanan ekonomik kriz, kadınların yaşam koşullarını etkilerken şiddet oranlarının giderek yükselmesine de neden oluyor.

MARİNA ANDAS

Beyrut- Lübnan'da yapılan çalışmalara göre kadınlar, ülkenin içinden geçtiği ekonomik krizden her düzeyde erkeklere göre iki kat daha fazla etkileniyor. Ekonomik ve sosyal açıdan durum kötüden daha kötüye doğru ilerledi ve özellikle işsizliğin yaygınlaşmasıyla ortaya saklanamayacak bir yoksulluk çıktı. Uzmanlara göre, Lübnanlı kadınlar, ülkelerindeki krizlerin ve ekonomik sorunların büyük kısmında ilk mağdurlar. Dünya Bankası da verileri doğrularken Lübnan’ın 150 yılın en kötü üç krizinden birini yaşadığını açıkladı. Ülkedeki durumu Lübnan Ekonomik, Sosyal ve Çevre Konseyi Üyesi Mary Nassif Al-Debs, konu hakkında ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.

‘En çok kadınlar etkilendi’

Lübnan'daki zorlu ekonomik krizin vatandaşların, özellikle de kadınların koşullarını açıkça etkilediğini kaydeden Mary Nassif Al-Debs, krizin kadınların ikinci sınıf olarak görülmesine neden olduğunu ifade etti. Mary Nassif Al-Debs, bu gerçeğin kadınlar üzerindeki etkisine ilişkin ise şunları söyledi: "Birincisi şiddet ve katledilme oranlarının artması, ikincisi ise 18-54 yaş aralığındaki çalışma çağındaki kadınlar arasında işsizlik oranının yüksek olması. Birleşmiş Milletler'in yaklaşık iki yıl önce hazırladığı bir araştırmada, çalışan kadınların yarısından fazlası işten ayrılırken, diğer yarısı da sorunlarla karşı karşıya kaldı. Yaşanan çöküş nedeniyle kadınlar ücretlerinin de ancak bir kısmını alabildi. Lübnan para biriminin değer kaybetmesiyle alım gücü de düştü.”

‘Ayrımcılığa son verilmeli’

İş Kanunu'nun temelde kadını ve haklarını korumadığını belirten Mary Nassif Al-Debs, bu nedenle söz konusu kanunun olumlu hükümlerinin değil, yalnızca olumsuz hükümlerinin uygulandığına dikkat çekti. Mary Nassif Al-Debs, “Kadın ve erkek arasında aileden başlayarak her alanda eşitliği sağlayabilmemiz için öncelikle ataerkil toplumun ortadan kaldırılması gerekiyor, böylece kadının sesi erkeğin sesine eşit olsun. Özellikle kadın ve erkek çalışanlar arasında ücret dağılımında eşitlik olmalı. Mezhepçi yasalar kaldırılmalı ve onun yerine birleşik bir medeni yasa çıkarılmalı. Kadınların ilerlemesini ve karar alma süreçlerine katılımını engelleyen kişisel yasalardaki mezhepsel durum ortadan kaldırılmalı” şeklinde konuştu.

‘Her şey daha da kötüye gitti’

Krizin Lübnanlı kadınlar üzerindeki sonuçlarının, 2019 yılında derinleştiğine vurgu yapan Mary Nassif Al-Debs, kadınların eylemlere katıldığını, haklarını talep ettiğini ama pandemi ile birlikte her şeyin daha da kötüye gittiğini anlattı. Mary Nassif Al-Debs, “Kadınlara yönelik aile içi şiddet iki katına çıktı, ailevi ve maddi yükler arttı” dedi.

Kadınların hayatlarının en kötü dönemini yaşadığını söyleyen mühendis Lynn Touma ise “İş yerindeki müdür, ekonomik koşulları bahane ederek tüm kadınları kovdu. Kadınları kovan müdür üç erkeği ise yanında tuttu. İşten atıldığımdan bu yana iş aramama rağmen babam tarafından sözlü ve fiziki şiddete maruz kaldım. Ekonomik kriz ve erk zihniyet nedeniyle Lübnan'daki birçok kadın aynı acıları yaşıyor” dedi.