Libya göçün karmaşık jeopolitik etkilerini yaşıyor

Komşu ülkelerde yaşanan savaşlar, Libya’ya yönelik düzensiz göçü artırdı. Nwazi Araştırma ve Kalkınma Örgütü Başkanı Hanin Bushusha, göç eden kadın sayısının arttığına işaret ederek, “Kadın ve çocuklar için özel koruma sağlanmalı” dedi.

İBTİSAM AXFİR

Bingazi- Son dönemde artan göç krizleriyle Libya, yasal veya yasa dışı göçmenlerin en yoğun geçtiği ülkelerden biri oldu. Bu durum, Libya’yı insani, ekonomik, güvenlik ve kültürel sorunlarla karşı karşıya bırakıyor.

Konuya ilişkin konuştuğumuz Nwazi Araştırma ve Kalkınma Örgütü Başkanı Hanin Bushusha, göç sorununu yönetmenin zorlaştığını, çünkü uluslararası ve yerel yasaların uyumsuz olduğunu, sosyal ve kültürel etkilerin de süreci karmaşıklaştırdığını söyledi.

Libya’daki siyasi bölünmeler ve güvenlik sorunları, ülkeyi yasa dışı göçmenler için kolay bir geçiş yeri haline getirdi. Hanin Bushusha, göçün tarih boyunca insanlıkla birlikte var olduğunu, son yıllarda özellikle düzensiz göçün daha fazla tartışıldığını belirtti. Göçün hem iç (ülke içinde) hem dış (ülkeler arası) olarak tanımlanması gerektiğini, nedenlerin ise ekonomik, güvenlik veya çevresel olabileceğini söyledi.

Libya’ya iki şekilde göç var

Libyalıların da geçmişte savaş, eğitim, sağlık veya ekonomik nedenlerle göç ettiğini, 2011’deki olayların ardından birçok Libyalının, Mısır ve Tunus’a göç ettiğini ancak bazılarının geri döndüğünü hatırlatan Hanin Bushusha, Libya’ya gelen göçmenlerin yasal izinle gelen işçiler ve yasa dışı yollarla giren düzensiz göçmenler olarak ikiye ayrıldığını ve kendisinin 19’uncu Yasa’da geçen “Yasa dışı göç” terimi yerine “Düzensiz göç” terimini tercih ettiğini belirtti. Hanin Bushusha konuşmasına şöyle devam etti:

“Düzensiz göçmenlerin çoğu komşu ülkeler ve Sahra altı Afrika’dan geliyor. Genellikle güney sınırlarından giriş yapıyorlar. Uluslararası Göç Örgütü verilerine göre göçmenlerin çoğu batıda yoğunlaşmış durumda. Bazı göçmenler sadece çalışmak için geliyor ve istedikleri zaman ülkeden ayrılıyor. Bunlar sosyal yapıyı tehdit etmiyor. Ancak Libya’yı Avrupa’ya geçiş noktası olarak kullananlar batı sahilinde yoğunlaşıyor ve burada insan kaçakçılığı yaygın.”

‘Göç, ulusal egemenlik ve uluslararası haklar arasında çelişki yaratıyor’

Göç konusunun ulusal egemenlik ile uluslararası haklar arasında çelişki yarattığını ifade eden Hanin Bushusha, insanların göç etme hakkı olsa da başka ülkeye girişlerinin izne bağlı olduğunu kaydederek, “2015’te Avrupa ve ABD’de göçmen karşıtı politikalar artınca, göçmenlere karşı sert önlemler alındı. Bu durum uluslararası hukuk ile yerel politikalar arasında çatışmaya yol açtı. Libya, Avrupa ülkeleriyle yaptığı anlaşmalarla, denizde yakalanan göçmenleri geri alma sorumluluğunu üstleniyor. Bu göçmenler Libya’daki merkezlerde tutuluyor. Ancak bu merkezler yetersiz ve siyasi sorunlar bu durumu daha da zorlaştırıyor” şeklinde konuştu.

‘Göçün artışı uzun vadede Libya için sorun oluşturabilir’

Kültürel olarak Libya, farklı etnik gruplardan oluşan zengin bir yapıya sahip. Hanin Bushusha, nüfus artışının yüksek olduğu çevre ülkelerden yaşanan göçün, Libya için uzun vadede sorun oluşturabileceğini söyleyerek, “Mısır ve Tunus gibi ülkeler büyük nüfusları ve planlı politikaları sayesinde göçten olumsuz etkilenmezken, Libya küçük nüfus ve yetersiz politikalar nedeniyle daha savunmasız. Göçle ilgili güvenlik politikaları belirsiz ve kurumlar arasındaki görev dağılımı karışık. Birçok yasa göç sorununu karmaşıklaştırıyor. 2010 tarihli yasa göçmenleri mağdur ve suçlu olarak ayırmadığı için eleştiriliyor. Özellikle savaş nedeniyle gelen Sudanlılar gibi durumlar göz önünde bulundurulmalı” dedi.

‘Kadın ve çocuklar için özel koruma sağlanmalı’

“Libya, 1951 Mülteci Sözleşmesi’ne taraf değil ancak Afrika Birliği sözleşmesine taraf. Bu nedenle yasaların gözden geçirilmesi gerekiyor” diyen Hanin Bushusha, göçmenlerin kayıt altına alınmasının devletin görevi olduğunu ve doğru verilerin suç ve sosyal sorunların çözümünde önemli olduğunu vurgulayarak, göçmen kadınlara işaret etti:

“Göç eden kadın sayısı artıyor. Kadınlar korumasız koşullarda çalışıyor ve ailelerini geçindiriyor. Bu yüzden kadın ve çocuklar için özel koruma sağlanmalı.”