CPT İmralı’ya dair sorumluluğunu görmezden geldi
Sorumluluklarını yerine getirmediği gerekçesiyle eleştirilerin odağında olan CPT, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik mutlak tecritteki sorumluluğunu görmezden geldi.
Haber Merkezi- Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan 40 aydır hiçbir şekilde haber alınamıyor. ANF’nin CPT Başkan Yardımcısı Hans Wolff veya herhangi bir yetkili ile görüşme talebi, “İmralı’ya yapılan son ziyarete ilişkin rapor henüz yayınlanmadığı için böylesi bir görüşme mümkün olmayacaktır” denilerek reddedildi. Ancak sorulara yazılı cevap verme önerisi kabul edilirken haberin CPT Yürütme Sekreteri Hugh Chetwynd adına yayınlanması istendi.
‘Türk makamlarıyla diyalog gizli’
CPT Yürütme Sekreteri ANF'nin sorularını şu şekilde yanıtladı:
"*En son Eylül 2022'de İmralı cezaevini ziyaret eden CPT, sadece Türkiye'nin onayını alamadığı için mi raporunu hala yayınlamıyor?
CPT’yi kuran sözleşme iki temel sütuna dayanmaktadır: İşbirliği ve gizlilik. Sonuç olarak, Sözleşme CPT’ye yalnızca taraf devletin izniyle bir rapor yayınlama yetkisi vermektedir.
*İmralı’daki mahkumlardan haber alınamama hali kamuoyunda derin endişelere neden olmuş durumda. CPT bu konu üzerinde çalışıyor mu?
Komite, Türk makamlarıyla devam eden bir diyaloğu sürdürmektedir, ancak bu diyalog gizli kalmaktadır. Bununla birlikte, 2019 yılında ve önceki ziyaretlerde olduğu gibi, heyetin İmralı Cezaevi'nde tutuklu bulunan kişilere cezaevi görevlileri tarafından kötü muamele yapıldığına dair herhangi bir iddia almadığını vurgulamak önemlidir. Aksine, tüm tutuklular kendilerine personel tarafından uygun şekilde davranıldığını belirtmiştir.
*Haber alamama durumu karşısında CPT İmralı Cezaevi'ni tekrar ziyaret etmeyi planlıyor mu?
CPT İmralı'yı 1999, 2001, 2003, 2007, 2010, 2013, 2016, 2019 ve 2022 yıllarında olmak üzere 9 kez, her seferinde ad hoc (özgün) ziyaret kapsamında ziyaret etmiştir. CPT, gerekli görmesi halinde İmralı’ya yeni bir ziyaret gerçekleştirmeye karar verebilir.
*Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve diğer üç mahkûmun avukatları, İmralı'daki mahkûmlarla üç yılı aşkın bir süredir hiçbir iletişim kurulamadığına dikkat çekiyor. CPT'nin bu mutlak iletişimsizlik halinden bir bilgisi var mı? Bunun aşılması için ne yapıyor?
CPT, Abdullah Öcalan ve diğer üç mahkûmun durumunu çok yakından takip etmektedir. Ulusal makamlarla devam eden diyaloğun yanı sıra CPT, Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla da düzenli olarak temas halindedir.
*İmralı’daki mahkumlar mutlak bir tecrit altında mı?
CPT, 2019 ziyaret raporunda, tutuklu tüm kişilerin çoğu zaman izolasyonda tutulduğuna dikkat çekmiştir (yani, hafta sonları günde 24 saat dahil olmak üzere haftada 168 saatin 159 saati). CPT'ye göre böyle bir durum kabul edilemez.
*İşkence ve kötü muameleye karşı mücadele eden CPT, mahkumların uzun süre boyunca aileleri ve avukatlarıyla görüşme hakkından mahrum bırakılmasını nasıl değerlendiriyor? Bu Sözleşme'nin ihlali değil midir?
İmralı Cezaevi'nde tutulan kişilerin dış dünya ile temasları konusu CPT ile Türk yetkililer arasında her zaman yoğun ve uzun süreli bir diyalog konusu olmuştur. CPT, avukatların ve aile üyelerinin ziyaretlerinin sürekli olarak engellenmesinin kabul edilemez olduğunu ve yürürlükteki çeşitli uluslararası insan hakları sözleşmelerine ve standartlarına açıkça aykırı olduğunu yetkililerle diyaloğunda defalarca vurgulamıştır.
*CPT, önceki raporlarında İmralı Cezaevi'ndeki koşulların iyileştirilmesi için Türk makamlarına bir dizi tavsiyede bulunmuştu. Türkiye CPT'nin bu tavsiyelerini dikkate aldı mı?
CPT sistematik olarak her taraf devletin ulusal makamlarından kendilerine gönderdiği rapora yanıt vermelerini talep eder. Bu yanıtta, gündeme getirilen hususların ele alınması için hükümet tarafından alınan tedbirler belirtilmelidir. Türk hükümetinin 2019 raporunda belirtilen tavsiyelere verdiği yanıt, Komite'nin internet sitesinde mevcuttur. Yetkililerin yanıtında yer alan bilgiler dışında hiçbir bilgi yayınlanamaz."
Kimi sorular yanıtsız bırakıldı
CPT’nin sözleşmesi uyarınca Türkiye’ye dönük bir kamuoyu açıklaması yapıp yapmayacağı ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın içinde bulunduğu koşullar karşısında daha aktif rol alıp almayacağına dönük sorular ise yanıtlanmadı. CPT’nin yanıtsız bıraktığı sorular şöyle:
"*CPT kısa bir süre önce Azerbaycan'a karşı (Sözleşme'nin 10 (2) maddesi uyarınca) kamuoyu açıklaması yaptı. Böyle bir açıklamayı Türkiye için de yapmaya niyetli mi?
*Daha önce röportaj yaptığım, İmralı’yı birçok kez ziyaret eden CPT'nin eski başkanları Mauro Palma ve Marc Neve, İmralı'nın konum olarak cezaevi için uygun bir yer olmadığını söylemiş ve CPT'nin Abdullah Öcalan’ın içinde bulunduğu koşullar karşısında daha aktif bir rol oynayabileceğine dikkat çekmişlerdi. Sık sık farklı gerekçelerle avukat görüşü engellenen İmralı Ada Hapishanesi CPT'ye göre bir ceza infaz kurumu için uygun mu? CPT, Abdullah Öcalan’ın koşulları karşısında daha aktif rol almayı düşünüyor mu?”