Katliamlardan geçirilen bir halkın devrimi: Mart
Kürtler onlarca kez katliamlarla bastırılmaya çalışıldı. Kürtlerin katliamlarla dolu hafızası onları deyim yerindeyse devrime götürdü.

RONAHİ NUDA
Haber Merkezi- Kürt halkı, yüz yıllar boyunca sayısız katliamlar yaşadı. İsyanları ve ayaklanmaları ile tanınan Kürtler her zaman işgalci güçler, inkar ve kimliksizleştirme politikalarının karşısında durdu. Kürt halkı tarihin her döneminde yok edilmek istendi ama direnişi ile varlığını korumayı da başardı.
Yakın ve uzak tarihte gerçekleşen Kürt ayaklanmaları, Kürtlerin hafızasını canlı tuttu. Bu hafıza ile Kürtler işgali kader olarak kabul etmedi. Ancak işgalci güçler Kürtler üzerinde her zaman her türlü baskı, şiddet, işkence ve katliam yöntemlerini denedi. Kimyasal silahlar, toplu katliamlar Kürtlerin tarihinin bir parçası haline getirildi.
Savaş suçu ilan edildi
1920'lerde yaşanan Şeyh Mehmud Berzenji'nin isyancılarına yönelik kimyasal gaz saldırıları bunlardan biriydi. 20. yüzyılda Kuzey Kürdistan'daki isyancılara karşı kimyasal gaz yoğun bir şekilde kullanıldı üstelik bu dünyadan gizlemeden yapıldı. O dönem gazete manşetleri saldırıları “Fare gibi zehirlendiler” manşetleri ile verdi. Aslında bu manşetler tüm dünyaya savaş suçunun delilinin ilanıydı.
Kimyasal gazlar kullanıldı
Aynı zihniyet en vahşi yüzünü Halepçe Katliamı ile gösterdi. 16 Mart 1988'de Saddam rejimi Halepçe'de sivillere karşı kimyasal gaz kullandı. 5 bin Kürt katledildi ve binlercesini yaraladı. Farklı tarihte fakat aynı zihniyet bu kez Qamişlo'da cani yüzünü gösterdi. 12 Mart'ta Baas rejimi, Kürtler ile Araplar arasında bir anlaşmazlığı kışkırtmak amacıyla Qamişlo'da Kürtlere saldırdı ve orada katliamlar yaptı. Halk, çocuklarının intikamını almak için özgürlük yürüyüşünü isyan ruhuyla halk ayaklanmasına dönüştürdü. Bu derlememizde Halepçe Katliamı ve Qamişlo'daki 12 Mart ayaklanmasına odaklanıyoruz.
Kürtlere karşı kullanılan kimyasal saldırılar
Federe Kürdistan’ın Süleymaniye şehrinde 1920'lerde Şeyh Mehmud Berzenci'nin direnişine karşı İngilizler savaş uçaklarından zehirli gaz attılar ve yaklaşık 10 bin Kürt katledildi.
1937-1938 Dersim Katliamı sırasında da Türk devleti zehirli gaz kullandı. Burada 70 bin kişi katledildi. 16 Mart 1988'de Saddam Hüseyin rejimi, İran sınırına yakın Federe Kürdistan'daki Halepçe şehrine zehirli gazla saldırdı. Halepçe'de çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 5 bin kişi katledildi. Bu saldırı da “Halepçe Katliamı" olarak Kürtlerin tarihinde yerini aldı. Kürdistan dağlarında mücadele eden savaşçılara karşı da kimyasal silahlar sıklıkla kullanıldı. Bunun bir örneği, Kuzey Kürdistan’da 2016 yılında YPS direnişi sırasında Türkiye güçlerinin sivillere karşı zehirli gaz kullanmasıydı. Türkiye, Suriye'nin kuzey ve doğusundaki Efrin ve Serêkaniye kentlerine düzenlediği saldırılarda defalarca zehirli gaz kullandı. Ayrıca 2020'de Federe Kürdistan işgalinde, Metina'dan Zap'a, Zagrosan'a kadar savaşçılara karşı ayrım gözetilmeksizin zehirli gaz kullanıldı.
Enfal Katliamı
Enfal, Baas rejiminin Federe Kürdistan'da gerçekleştirdiği katliamın adı olarak tarihe geçti. Enfal, seri katliam olarak biliniyor. Enfal'in son dalgası 23 Şubat 1988'de Süleymaniye kentinde YNK güçlerine karşı yapıldı. Katliam Caf vadisinde başladı ve 6 Eylül 1988'de Zaxo'da sona erdi. Zaxo'dan Hamrin Dağı'na kadar bütün Kürt kampları, Qeladiz, Şivan, Axçeler ve daha birçok ilçe yıkıldı. Uluslararası kuruluşlara göre, yaklaşık 182 bin Kürt kayboldu ve birçoğu toplu mezarlarda.
Saddam Hüseyin döneminde yapılan katliamlar
Saddam Hüseyin döneminde Federe Kürdistan'da Kürt halkına yönelik ağır saldırılar gerçekleştirildi. Irak'taki Baas rejimi, 1986-1989'da "Enfal Adım’ını’’ başlattı. Bu adımda Kürtlere yönelik bombalama, kimyasal gaz, katliam, kundaklama, yerinden etme gibi çeşitli saldırılar gerçekleştirildi ve Kürtler zorunlu göçe zorlandı. Bu saldırılarda kadın, çocuk, yaşlı demeden yaklaşık 200 bin kişi öldü, 4 bin 5 yüze yakın köy yıkıldı. Milyonlarca insan da sığınma talebinde bulunmak zorunda kaldı. Okullar, camiler ve hastaneler yakıldı ve hasar gördü.
En ağır katliam
Enfal Adımı’nda Kürtlere yönelik her türlü soykırım amaçlandı ve bu adım 1988-1989 yıllarında zirveye ulaştı. 16 Mart 1988'de büyük çaplı bir katliamın yaşandığı Halepçe halkına karşı zehirli gaz kullanıldı. Bu yüzden 16 Mart Katliamı tarih sayfalarında en ağır katliam olarak yerini aldı. Raporlara göre kullanılan kimyasal gaz, elma kokusu taşıyordu ve insan derisi üzerinde etkiliydi. Bu katliamda yaklaşık 5 bin kişi hayatını kaybetti ve 7 ila10 milyon arasında kişi yaralandı.
Bu saldırının ardından bölgede çeşitli hastalıklar ortaya çıktı. Sakat doğumlar yaygınlaştı. Katliam, Eli Hesen Majit olarak bilinen Kimyasal Eli tarafından gerçekleştirildi. Bu saldırı Kürtlerin varlığına yönelik bir saldırı olarak da bilinmektedir. Irak Yüksek Mahkemesi 1 Mart 2010'da katliamı onadı. Saddam Hüseyin 5 Kasım 2006'da idam edildi. Halepçe'deki katliam Kürt direnişinin ruhunu kıramadı. Bu katliamlarla, Kürtlerin ulusal düzeyde bilgisi güçlendi ve Kürt isyancıların soykırımcı zihniyete karşı öfke ve nefreti arttı.
Kürt halkının ayaklanması 12 Mart'ta başladı ve bu ayaklanma ile halk kendi gücünü tanıdı ve Rojava Kürdistan'ında devrimle amacına ulaştı.
Araplaştırma politikası
Cemal Abdülnasir'in cumhurbaşkanlığı döneminde 1958’de Suriye Kürtlerine karşı şovenist Araplaştırma politikaları vardı. Kürtlere yönelik Araplaştırma politikaları yüz binlerce Kürt'ü Suriye kimliğinden yoksun bıraktı. Bu politikalarla Kürtler topraklarında göçmen ve yabancı oldular. Kimlikleri 14 yaşındayken verildi. Bu politika Baas rejimi döneminde bile devam etti. Kürt bölgelerinde Arap Kuşağı Planı 1965'te başladı. 1973'te Baas rejimi Kürt bölgelerinde Arap Kemeri projesini fiilen hayata geçirdi. Bu politikanın amacı Kürt bölgelerinin demografisini değiştirmekti. Ayrıca tarım reformu yasasına göre bir kaç ağaç dikilmesi gerektiği belirlendi. Devrimden önce kimse evinin önüne veya herhangi bir yere ağaç dikemiyordu, çünkü yasaktı. Baas rejimi, Türkiye ile Adana Anlaşması’nı imzaladıktan sonra, Kürt topraklarından Şam'a ve büyük Suriye şehirlerine açlık ve göç politikaları ve siyasi hareketin bastırılması yoluyla Kürtlerin varlığını ortadan kaldırmaya çalıştı.
2003’te Demokratik Birlik Partisi
Bu saldırılar karşısında Kürt halkı özgürlük ısrarından asla vazgeçmedi. Bu düşünceyle, esas gücünü halktan alarak Eylül 2003'te Demokratik Birlik Partisi (PYD) kuruldu. PYD, Kürt halkının haklarını elde etmesi için siyasi eylemler gerçekleştirdi ve Rojava Kürdistan'daki Kürtlerin sesi olmaya çalıştı.
12 Mart ayaklanması bir halk devrimine dönüştü
12 Mart 2004'te Qamişlo sakinleri, Cihad takımı ile Dêrazor'dan Fitiwa takımı arasında Beledi futbol stadyumunda bir futbol maçı düzenlediler. Maç başlamadan önce Dêrazor'dan gelen Fitiwe ekibi, Saddam Hüseyin rejimini temsil eden siyasi sloganları selamlayarak Kürtleri suçladı. Suriye hükümet güçleri, her iki taraftan da destekçilerini aynı bölgede konuşlandırdı. Amaç yine Kürtleri yok etmekti. Her iki tarafta da çatışmalar başladı ve Cihad ekibinin birkaç üyesinin yaralanmasının ardından kasten sivillere çok sayıda el ateş edildi. Bu saldırı sonucunda 3 Kürt genci yaşamını yitirdi, onlarca kişi yaralandı. Olayın ardından Kürt halkı durumu kınayarak dükkânlarını kapatarak sokaklara döküldü. Halk rejime karşı öfkesini dile getirmek için Qamışlo kentinde gösteriler başlattı. Bir gün sonra üç kişinin cenazesine on binlerce kişi katıldı. Rejim güvenlik güçleri halkı dağıtmak için yeniden saldırıya geçerek halkın üzerine ateş açtı, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu onlarca sivil hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı.
Qamişlo Ayaklanması Rojava Kürdistan'ına yayıldı
Kürtlerin bu ayaklanması Qamişlo'dan Dêrik, Amûdê, Hesekê, Kobanê, Efrîn ve Kürt mahalleleri Reqa ve Haleb'te yayıldı. Ayaklanma Suriye'nin başkenti Şam'a da ulaştı. Gösterinin amacı Kürt halkının haklarını güvence altına almak, Kürtlerin öldürülmesini durdurmak ve tutsaklarını kurtarmaktı. Ancak Baas rejimi güçlerini ve silahlarını halk ayaklanmasını bastırmak için kullandı. Bu arada, Qamişlo’nun Kuzey ve Doğu Suriye kantonlarına bağlı Dirbesiyê ve Amûdê ilçelerinde düzenlenen gösteride Suriye rejimine ait iki heykel yıkıldı. Rejim ayrıca Kobanê'de sivillere ateş açarak halk ayaklanmasını bastırdı. Kürt halkının rejimden intikam alması için halkın ayaklanmasını hiçbir güç ve silah durdurmadı, her zaman mücadele yolunu seçti. Bugün bu ruh ve tutku devrimle doruğa ulaştı.
Rejim tutuklama süreciyle Kürt halkını bastırmaya çalıştı
12 Mart ayaklanmasının ardından Baas rejimi, Kürt halkının iradesini ve isyanını bastırmak için tüm Kürt bölgelerine asker konuşlandırdı. Ayrıca tüm Kürt bölgelerine yayılan bir baskı süreci başlattı. Bu süreçte yaklaşık 5bin Kürt tutuklandı ve gözaltına alındı. Tutuklananlar 20 ila 30 yıl arasında hapis cezasına çarptırıldı, müebbet hapis cezasına çarptırılanlar da oldu. Tutuklular ayrıca Baas rejiminin işkenceleri sonucu hayatlarını kaybettiler. Kürt halkı, çocuklarının anısına çocuklarının mezarına gitmek istiyordu ancak rejim bir kez daha halka kurşunlarla saldırdı.
12 Mart Ayaklanması Rojava Kürdistan'ındaki devrime damgasını vurdu
12 Mart ayaklanması, halkı örgütleyerek kaybedilen hakların kazanılmasının temeli oldu. O yıllarda tüm işler gizlice yürütüldü ve Baas rejiminin tüm zorluklarına rağmen halk özgürlük ısrarından asla vazgeçmedi. Ne zaman yasak kaldırılsa halk da gizlice saldırılara karşılık verdi. Qamişlo ayaklanmasından altı yıl sonra bölge halkı hükümete karşı ayaklandı ve Arap Baharı halk baharına dönüştü. Tunus, Mısır, Libya ve Yemen'den başlayan bu halk ayaklanması, kendini halktan üstün gören diktatörlük sistemini devirdi. 15 Mart 2011'de Suriye halkı, sokaklara dökülerek tıpkı 2004 yılında Qamişlo’da gerçekleşen halk ayaklanması gibi haklarını talep ettiler. 2004 ayaklanması, Rojava'da 19 Temmuz Devrimi’nin sağlam temelini attı. Kobanê'de başlayan 19 Temmuz ayaklanması 12 Mart ayaklanmasının ruhunu tamamladı. Rojava Kürdistan'ında devrimin ardından savaşın yaşandığı stadyumun Kürt halkının eline geçmesi üzerine stadyumun adı 12 Mart olarak değiştirildi. Rojava Kürdistan'daki devrimin ardından Dêra Zor'un futbol takımı ve Cihad Qamişlo'nun takımı her yıl 12 Mart şehitlerini anmak için bir araya geldi.
Eşitlik içinde tüm halklar beraber yaşadı
Qamişlo ayaklanmasından on sekiz yıl sonra halk, Kürtler, Araplar, Türkmenler, Asuriler, Keldaniler, Çerkezler ve Ermeniler de dahil olmak üzere bölgede yaşayan tüm unsurları içeren demokratik bir ulus-devlet sistemi tarafından yönetiliyor. Ayrıca tüm halklardan oluşan bileşenler kültürleri ve tarihleriyle etkileşim içinde ve örgütlerini oluşturdu. Kürt halkının öncülüğüyle ile bölgenin tüm unsurları 2004 ayaklanmasını savunabildi ve giderek daha fazla güç kazandı. Rojava Kürdistan'da devrimin gelişmesiyle birlikte Özerk Yönetim kuruldu. Kuzey ve Doğu Suriye halkı, askeri güçleri ile topraklarını otoritelerden korumayı başardı; büyük siyasi ve diplomatik adımlar attı.