MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Konya’nın Meram ilçesinde ırkçı bir grubun saldırısı sonrası evleri basılan Dedeoğulları ailesinden 4’ü kadın 7 ferdi katledildi. Örgütlü bir şekilde yapıldığı belirtilen katliama bölge illerinde tepkiler gelmeye devam ediyor. Olayın yaşandığı andan itibaren bir çok noktada protesto gösterileri gerçekleştirildi.

Yaşanan ırkçı saldırıyla devletin Kürt kadını üzerinde ki düşmanlığını bir kez daha ortaya koyduğuna dikkat çeken Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya, iktidarın militarist ve örgütlü söylemleri ile en çok Kürtleri ve kadınları hedef aldığını ifade etti. Yaşanan katliama “canice” diyerek sözlerine başlayan Adalet Kaya, öfkeli olduklarını dile getirdi. Var olan öfkenin bir anda değil sistematik şekilde yaşanan saldırılar sonucunda biriktiğini belirten Adalet Kaya, ülkede nefret söylemleri ve düşman politikalarına mülteci, Ermeni ve Alevilerin de maruz kaldığına değindi.  

“İktidar kadın düşmanlığını bir kez daha gösterdi”

Devletin yıllardır süregelen kadın düşmanı politikasını Konya’da da kendini gösterdiğini dile getiren Adalet Kaya, "Cinsinden dolayı kadına düşmanlık üretilen bir durum söz konusudur. On yıllardır biz Kürt kadın hareketi olarak şunu söylüyoruz, devletin kadın politikası bir kırımı ifade ediyor. Bu politikaları da düşmancı, cinsiyetçi ve nefret üreten bir söylemle geliştiriyorlar. Bununla ilgili tabi ki birçok şey konuşulabilir ama sistematik olarak son bir yıldır Türkiye’nin farklı kentlerinde Kürtlere yönelik gerçekleşen ırkçı faşist saldırılar var” diye konuştu.

“Kürtleri ve kadınları toplum içerisinde hedef haline getiriyorlar”

Siyasal iktidarın geliştirdiği bu nefret içeren ayrıştırıcı durumla en çok Kürt kadınını hedef aldığına dikkat çeken Adalet Kaya, bu saldırıların iktidarın Kürt ve kadın düşmanı politikaları sonucu gerçekleştiğini söyledi. Yaşanan süreçte çok dikkatli davranılması gerektiğini düşünen Adalet Kaya konuşmasının devamında şunlara yer verdi;

“Biz bunu yoğun olarak Deniz Poyraz olayında da gördük. Bütün bu savaşçı ve örgütlü olarak geliştirilen nefret söylemi en çok Kürtleri ve kadınları toplum içerisinde hedef haline getiriyor.  Yaşanan bu politikalardan en çok kadınlar etkileniyor. Çünkü kadınlar evde, sokakta ailenin diğer bireyleri ile ilgili hem endişe duyuyorlar hem de çok olumsuz anlamda etkileniyor. Bu tür saldırılarda en çok kadınlar hedef haline getiriliyor. Önceki süreçlerden de biliyoruz ki kadınlar savaş ve çatışmalı süreçlerin en çok etkileneni. Bu yüzden kadınlar açısında çok endişe verici bir durum söz konusu. Bu açıdan da çok dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.”

“Tarihsel süreçte ki oyunları yeniden karşımıza çıkarıyorlar”

Tarihsel süreçte yaşanan oyunların aynı şekilde karşılarına çıkarıldığına değinen Adalet Kaya, yaşanan politikaların tümünün Kürt düşmanlığı yürütmeye dönük politikalar olduğuna ifade etti. İktidarın yanında bulunan çevrenin de bu politikalara destek verdiğini hatırlatan Adalet Kaya şunları söyledi; “Bizi toplum olarak hedef haline getirerek Kürt düşmanlığını körüklüyorlar. Bir bütün olarak Türkiye toplumunda da kadın düşmanlığını çok uzun süredir gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Ve buna hizmet eden bir sürü mekanizmaları var. En yakın örneğini yaşanan yangınlarda verebiliriz bu yangınlarda bile Kürtler hedef haline getirildi. Bunların tamamı Kürt düşmanlığını yürütmeye yönelik politikalardır. Biz toplum olarak yıllardır bu politikaların nasıl geliştirildiğini biliyoruz. Bu durumlar zaman içerisinde tarihsel olarak açığa çıkmış ve toplumu karşı karşıya getirdikleri belgeler ile ispatlanmıştır. Şuanda yeniden aynı oyun oynanıyor.”

“Bu politikaların ayrımında olmak lazım”

Siyasal iktidarın kendi varlığını devam ettirmek için bu tarz yollara başvurduğunu belirten Adalet Kaya, saldırılara karşı örgütlü bir tepkinin ortaya konması gerektiği çağrısında bulundu. Adalet Kaya konuşmasına şu sözlerle son verdi; “Ne yazık ki iktidardakilerin artık ayakta duracak takatleri olmadığı için farklı yerlere dikkat çekerek kendi varlıklarını sürdürmeye çalışıyorlar. Bu bir politika ve bunun ayrımında olmak lazım. Kürt düşmanlığı bilerek ve isteyerek körükleniyor. Buna karşı herkesin birlikte tek sesten tepki göstermesi gerekiyor. Bu saldırılara karşı bilinçli ve örgütlü olmak gerekiyor. Bu konuda bütün kurumlara insan hakları savunucularına çağrıda bulunabiliriz. Bir arada olarak bu saldırılara herkesin tepki göstermesi gerekiyor.”