Kürdistan Gazetesi’nden bugüne: Onların hakikatteki ısrarı bize öğretmenlik yaptı

Kürt Gazeteciler Günü’nde katledilen ve tutsak edilen meslektaşlarını hatırlatan kadın gazeteciler, “Onların hakikat mücadelesindeki ısrarı bize öğretmenlik yaptı” diyerek, hakikatin sesi olmaya devam edeceklerini söyledi.

ARJİN DİLEK ÖNCEL  

Amed- İlk Kürt gazetesi “Kürdistan”, 22 Nisan 1898 yılında Miktad Midhat Bedirhan tarafından Osmanlı Devleti’nin baskıları nedeniyle Kahire’de yayınlandı. 75 yıl sonra 1973 yılında, Güney Kürdistan’da 22 Nisan günü “Kürt Gazeteciler Günü” olarak ilan edildi. Kürdistan Gazetesi’nin ilk sayısının yayımlandığı tarih, günümüzde Kürt Gazeteciler Günü olarak kutlanıyor. 

İlk beş sayısı Kahire’de yayınlanan gazete, Osmanlı Devleti’nin baskıları sonucu yayınını İsviçre ve İngiltere’de sürdürmek zorunda kaldı. 1898-1902 yılları arasında Abdurrahman Bedirhan tarafından yayınlanmaya devam eden gazetenin 31’inci sayısından sonra yayın hayatı sona erdi. Kürdistan Gazetesi’nin yayın hayatı sona erse de bir geleneğe dönüşerek varlığını günümüzde hala sürdürüyor. Dört parça Kürdistan’da egemen devletlerin baskılarına karşın varlığını koruyan Kürt gazeteciliği, bir yok sayma siyasetine ve asimilasyona karşı direniyor. 

Kürt basınında kadınlar 

Kürt basın yayın tahine baktığımızda, hayatın her alanında olduğu gibi burada da kadınların hem Kürt hem de kadın kimlik mücadelesi verdiğini görüyoruz. Kürt halkının mücadelesi içinde Kürt kadınlar da kendi mücadele alanlarını oluştururken, bu alanlardan biri de basın oldu. Kadınlar, dergi, gazete, ajans, kadın televizyonu gibi birçok platform kurarak, seslerini dünyaya duyurmaya çalıştı. 

22 Nisan 1898 ile başlayan Kürt basın geleneği, Kürt kadınlar için de bir milat olurken, Kürdistan Gazetesi’nin çıkışından yaklaşık 20 yıl sonra 1918’de, Jîn Dergisi yayın hayatına başladı. Kürt Teali Kadın Cemiyeti'nin yayın organı olan Jîn Dergisi, Kürt kadınların medya alanında yer almasının bir başlangıcı olarak kabul ediliyor. Kürtlerin varlığının inkar edildiği ve katliamlarla yok edilmek istenildiği 1990’lı yıllara gelindiğinde hakikatin sesi olan gazeteciler sokak ortasında katledildi, gazeteler bombalandı. 

1990’ların karanlığına ışık tuttular 

Tüm bu baskılara karşı kadın basın-yayıncılığı kendini var etmeye devam etti ve 30 Mayıs 1992'de Özgür Gündem Gazetesi yayın hayatına başladı. Erkeğin ve iktidarların kadını yok saymasına karşı kalemiyle kadın kimliğinin yaratılmasına yol açan Gurbetelli Ersöz, Özgür Basın geleneğinin öncüleri arasında yer aldı. Gurbetelli Ersöz, Özgür Gündem’in Genel Yayın Yönetmenliği’yle ilk kadın genel yayın yönetmeni olarak tarihteki yerini aldı. 

Kadınlar ilkleri hayata geçirdi 

2000’li yıllarda ise toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı kalemlerini konuşturan gazeteciler, 3’üncü sayfa aralarına sıkıştırılan kadın haberlerinin aksine gazetelerde kadın haberleri için ayrı bir sayfa çıkardı. Bu süreci kadın ajanslarının kurulması izledi. Jin Haber Ajansı (JINHA) 8 Mart 2012 yılında kuruluşunu ilan etti. 9 Ocak 2018’de ise JIN TV açıldı. 

Her dönemin erkek-devlet baskına ve sindirme politikalarına karşı duran Kürt kadın gazeteciler, katledildi, tutuklandı ve ağır cezalara çarptırıldı. Hero Bahaddin, Gülistan Tara ve Cihan Bilgin bu katliamın son örnekleri olurken, son ana kadar ellerinde kameralarının olması hakikatteki inat ve ısrarlarını da ortaya koyuyordu. 22 Nisan Kürt Gazeteciler Günü’nü karşılarken, Kürt kadın gazeteciler ile Kürdistan Gazetesi’nin Kürt basınındaki önemi ve gazetecilerin yaşadıkları baskıları konuştuk. 

‘Kürdistan Gazetesi baskılara rağmen direndi’ 

 

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eşbaşkanı (DFG) Dicle Müftüoğlu, Kürdistan Gazetesi’nin Osmanlı Devleti’nin her türlü baskılarına rağmen direndiğini belirterek, gazetenin Kürtlerin sözünü söylediği alanlarda bir ilk olması bakımından önemli bir yerde durduğunu ifade etti. Bu baskının Türkiye tarihinde de sürdüğünü, iktidarların Kürtlere yönelik saldırılarının bir parçası olarak gazetelere ve gazetecilere yönelik baskı halinin devam ettiğini söyleyen Dicle Müftüoğlu, Türkiye’de 1990 ve 2000’li yıllardaki atmosferi hatırlattı. Dicle Müftüoğlu, “Bu baskılar 1990’lı yıllarda büyük saldırılar şeklinde oldu. Gazetecilerin sokak ortasında katledilmesi, gazete binalarının bombalanmasına varan bir dönem yaşandı. Buna rağmen sözünü söyleyen bir gelenek yaratıldı. Bu baskı hali AKP iktidarı döneminde farklı bir boyut aldı. Gazeteciler kimi zaman yargı kıskacına alındı. Gazetecilere yönelik son yıllarda ciddi bir baskı hali var. Neredeyse hakkında gözaltı ve tutuklama kararı verilmeyen gazeteci yok. AKP, kendisinin kalemşörlüğünü yapmayan tüm gazetecileri hedef alıyor ve bir nevi çalışamaz duruma getiriyor” dedi. 

‘Tüm saldırılara karşı direnen bir Özgür Basın gerçekliği var’  

Hakikatin sesi olmak isterken, 4 parça Kürdistan’da gazetecilerin katledildiğini belirten Dicle Müftüoğlu, “Bugün hala Kürdistan’ın diğer parçalarında Türkiye’nin saldırılarıyla katliamlar yaşanıyor. Bunun son örneklerine bakacak olursak; Aziz Köylüoğlu Ranya’da SİHA saldırısında katledildi. Ondan önce Nazım Daştan ve Cihan Bilgin katledildi. Gazeteciler Kürt halkının yaşadıklarını dünyaya duyurdukları için hedef seçilerek katledildiler. Nagihan Akarsel, Süleymaniye’de katledildi. Gazetecilerin katledilmesi Türkiye’nin politikasından vazgeçmediğini ortaya koyuyor. Tüm saldırılara karşı direnen bir Özgür Basın gerçekliği var. Bu saldırılar düşünüldüğünde insanlar, bu kadar saldırıya rağmen bu mesleği nasıl yapabildiğimizi soruyor. Bunun ana ölçüsü bu geleneğin yaratıcıları olan Özgür Basın şehitleri ve onların bıraktığı mirastır. Onların hakikat mücadelesindeki ısrarı, direnci bize öğretmenlik yaptı” diye belirtti. 

‘Özgür Basın bir rol üstlendi’ 

Kürtlerin 100 yıldır varlığını kabul ettirme mücadelesi verdiğini ve bu mücadele sonucu Kürt sorununun çözümüne dair tartışmaların yürütüldüğünü ifade eden Dicle Müftüoğlu, “Bugün Kürtlerin varlığının, yine Önderlik gerçekliğinin kabul edildiği bir süreç yaşanıyor. Kimi zaman sekteye uğratılsa da, Kürt sorunun çözümüne dair yürütülen tartışmalar ve görüşmeler var. Tüm bu gelişmeleri dünyaya duyurmak açısından Özgür Basın ciddi bir rol üstlendi” dedi. 

‘Kürdistan Gazetesi’nden günümüze baskı devam ediyor’ 

Mesleki faaliyetlerinden dolayı 40’a yakın gazetecinin tutsak edildiğini vurgulayan Dicle Müftüoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

“40’a yakın gazeteci hakikat mücadelesini yürüttükleri için cezaevinde. Gazetecilerin 22 Nisan’ı cezaevinde karşılamaları bize Kürdistan Gazetesi’ne yönelik baskı halinin bugün nasıl devam ettiğini gösteriyor. Tutsak gazetecilerin günü kutlu olsun. Onlarla birlikte daha fazla mücadele ederek, Özgür Basın geleneğini yaşatmaya devam edeceğiz.” 

‘Gazeteciliğe sahip çıkalım’ 

Gazeteciler olarak baskılara karşı direndiklerini söyleyen Dicle Müftüoğlu, “Aksi halde toplum karanlıkta kalacak. Tüm meslek örgütlerine ve halka gazeteciliğe sahip çıkmak ve hakikat mücadelesini sürdürmek için bizimle birlikte yol yürümeye, dayanışmaya, bu mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz” diyerek konuşmasını tamamladı. 

‘Kadın gazeteciler gücünü hakikatten alıyor’ 

JINNEWS Editörü Dilan Babat da Kürt gazeteciliğinde kadın gazetecilerin verdiği mücadeleye dikkat çekti. Kadın gazetecilerin tarihsel hafızaya şekil verdiğini söyleyen Dilan Babat, bunu yaparken birçok saldırının da hedefi olduklarını belirtti. Bu uğurda katledilen kadın gazetecilerin olduğunu ifade eden Dilan Babat, Kuzey ve Doğu Suriye’de Türkiye’nin SİHA saldırısında katledilen Cihan Bilgin’i hatırlattı. 

Toplumda kadınların sesi bastırılmaya çalışılırken, kadın gazetecilerin seslerini duyurmak için daha fazla mücadele ettiklerini söyleyen Dilan Babat, “Biz kadın gazeteciler hakikate daha bağlıyız. Çünkü kadınların yaşamına şekil verilmeye çalışılıyor. Bu noktada toplumsal cinsiyet eşitsizliğine en fazla tepki gösteren kadınlardır. Afganistan’da Taliban’ın yasalarına ilk tepki kadınlardan geliyor, bunu ilk duyuran kadın gazeteciler oluyor. Çünkü biliyoruz ki iktidarların çıkaracağı kanunlar ilk kadınları mağdur ediyor. İşte bu yüzden kadınlar hakikat mücadelesine daha fazla tutunmuş. Kadın gazeteciler, erkek sistemin tüm getirilerini bilerek bu yolda mücadele ediyor” şeklinde konuştu. 

‘Baskılara direnişle cevap olacağız’ 

Kürt kadın gazetecilerin gününü kutlayan Dilan Babat, “Elbette bu baskılar devam edecek, bizler bu baskılara büyük bir direnişle cevap olacağız. Çünkü bu mücadele uğruna bedel ödeyen Cihan, Nagihan, Hero ve Gülistan gibi onlarca arkadaşımız var. Biz bir sorumluluk üstlendik ve biliyoruz ki hakikat herkese lazım” diye belirtti. 

‘Cinsiyet eşitsizliğine karşı mücadele ediyoruz’ 

Mezopotamya Kadın Gazeteciler (MKG) Başkanı Roza Metina ise, Kürdistan Gazetesi’nin Kürt basınındaki önemine değindi. Kürt gazeteciliğinin havuz medyasına karşı bir alternatif oluşturduğunu söyleyen Roza Metina, Özgür Basın’da kadın gazeteciler olarak cinsiyet eşitsizliğine karşı da bir mücadele yürüttüklerini kaydetti. 

Gurbetelli Ersöz, Şilan Aras, Deniz Fırat, Nujiyan Erhan, Hero Bahaddin, Gülistan Tara ve Cihan Bilgin gibi katledilen ya da yaşamını yitiren gazetecileri anan Roza Metina, bu isimlerin Özgür Basın’da sembol olduklarını ve kadın gazetecilere bir miras bıraktıklarını ifade etti. 

‘Kürt kadın gazeteciler 22 Nisan’ı cezaevinde karşılayacak’ 

Türkiye cezaevlerinde tutsak edilen 10 kadın gazetecinin olduğunu sözlerine ekleyen Roza Metina, 22 Nisan’ın tüm gazetecilerin özgürlüğüne vesile olmasını istedi. Roza Metina son olarak, MKG olarak gazetecilerin hakları için mücadele edeceklerini ve Kürt gazetecilerin mirasına sahip çıkacaklarını söyledi.