Kunar’a yapılan insani yardımlara Taliban el koyuyor
Kunar’daki depremde yüzlere insan öldü, binlerce kişi ise evsiz kaldı. Doktorlar, özellikle kadınlar ve çocukların yaşadığı acının fiziksel yaraların çok ötesinde olduğunu belirtirken, gelen insani yardımlara ise Taliban tarafından el konuluyor.

BAHARİN LEHİB
Kunar - Afganistan’ın doğusunda yer alan Kunar vilayetinde meydana gelen yıkıcı deprem, yüzlerce insanın ölümüne ve binlercesinin evsiz kalmasına yol açtı. Ancak bu yıkım sadece fiziksel değil; duygusal ve toplumsal bir enkaz da geride bıraktı. Olay yerinde bulunan doktorlar, annelerin ve çocukların yaşadığı tarifsiz acıları gözler önüne seriyor.
Depremin ardından uluslararası toplumdan gelen milyonlarca dolarlık yardım ve sağlık malzemeleri, Taliban yönetimi tarafından "adil dağıtım" bahanesiyle el konularak halktan uzak tutuluyor. Toprak mafyaları ise ‘insani yardım’ aldı altında bu trajediyi istismar ederek, halkın topraklarına ve mallarına el koyuyor. Yardımlar ulaşmadıkça, halk kendi imkanlarıyla enkazı kaldırmaya ve yaralarını sarmaya çalışıyor. Bu durum, yalnızca maddi değil, insani bir felakete dönüşmüş durumda.
Kapanmayan yaralar
Deprem sonrası bölgeye ulaşan ilk kadın sağlık ekibinde yer alan Dr. Nargis Walid, tanık olduğu acıları ajansımıza anlattı. Sözlerinin başında yaşanan bir olayı anlatan Nargis Walid, “Annelerin sadece dış yaraları yoktu; içlerinde kapanmayan yaralar taşıyorlardı. Bir kadın sekiz çocuğunu birden kaybetmişti. Bacağında derin bir yara vardı. Temizlerken canının yanabileceğini söyledim, ama o acıyla başını salladı: ‘Bu acı, çocuklarımı kaybetmenin yanında hiçbir şey değil’ dedi.”
Nargis Walid, Afganistan’da kadınların çoğu zaman erkek doktorlara muayene olamadığını, bu yüzden bölgede kadın sağlık ekibi olarak büyük bir boşluğu doldurduklarını da sözlerine ekleyerek, “Gittiğimiz bölgede ilk kadın sağlık ekibi bizdik. Ataerkil kültür ve Taliban kısıtlamaları nedeniyle kadınlar erkek doktorlara gitmiyor. Bu yüzden bizi memnuniyetle karşıladılar" ifadelerinde bulundu.
Depremin en acı hikâyelerinden biri de 10 yaşındaki Hajra'ya ait. Tüm ailesini kaybeden Hajra’yı anlatan Nargis Walid, “Hajra babasını, annesini, erkek ve kız kardeşini kaybetmişti. Sürekli ağlıyor ve 'Beni de yanına al' diyordu. Geceleri rüyasında ailesinin kendisinden onları kurtarmasını istediğini görüyordu. Her artçı sarsıntıda çocuklar panikliyor ve yüksek sesle çığlık atıyorlardı" sözleriyle çocukların yaşadığı travmaya dikkat çekti.
Tanıklık ettiği hikayeler
Nargis Walid, tanık olduğu diğer hikâyeleri de şöyle anlattı:
“60 yaşında bir kadın kalbini tutarak yanıma geldi. Kalp krizi geçirdiğini düşündüm. Konuşmaya başladığında aslında kalbinin acıdan yandığını anladım. ‘İki kızım, gelinim ve dört torunum öldü. Hepsini oğlumla birlikte toprağa verdim. Bu kadar acıyla nasıl yaşanır?’ diye ağladı. Deprem gecesi düğün yapan bir adam yeni evli olduğu eşini enkaz altında kaybetti. Doktorların anlattığına göre, adam gece gündüz karısının mezarının başında oturuyor, hiç ayrılmıyor. Birçok acı dolu hikâyeyle karşılaştım. Hiçbirini unutmayacağım. İnsanlar şok ve keder içindeyken, Taliban sadece hangi kurumun kendi adlarına ne getireceğini merak ediyordu.”
Kunar’daki bu deprem, Afganistan’daki doğal afetlerin ne kadar yıkıcı olabileceğini bir kez daha gösterdi. Ancak daha ürkütücü olan, bu yıkımın halkı koruması gereken yapılar tarafından daha da derinleştirilmesi. Taliban yönetiminin ihmalkârlığı, yolsuzluk ve baskıcı uygulamaları, halkın kendi kaderine terk edilmesine neden oluyor. Buna rağmen Afgan halkı, özellikle de kadınlar, direnmeye devam ediyor. Her şokun ardından yeniden ayağa kalkmaya çalışıyorlar.