Hesekê- Türk devleti ve çetelerinin saldırıları sonucu iki kez göç etmek zorunda kalan Efrin ve Şehba Kongra Star Meclis üyeleri açıklama yaptı. Kadınlar açıklamalarında Efrin'e güvenli ve onurlu bir dönüş yaratılması için Birleşmiş Milletler’e ve uluslararası topluma çağrı yaptı. Açıklamayı Meclis adına Kürtçe öğretmeni Aliya Ebdo okudu.

Kongra Star Efrin-Şehba Meclisi açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“İşgalci Türk devleti 20 Ocak 2018’de bütün dünyanın gözü önünde tank, top ve uçaklarıyla ‘Zeytin Dalı operasyonu’ adı altında kadim Efrin şehrimize zulüm ve işgal operasyonu başlatmıştır. Türk devletinin sözde barış ve huzur adıyla yürüttüğü operasyon tam tersi bölgemizdeki huzur ortamını yok etti, büyük bir oranda Efrin demografyasını değiştirdi. Savaş sürecinde Türk devletine bağlı Suriye Milli Ordusu Efrin’i işgal etti, binlerce gencimizi anneleri ve babaları katletti. Onlarca kadın ve kız çocuğu kaçırıldı ve tecavüze maruz bırakıldı. Evlerimizi ve bahçelerimizi talan ettiler, el koydular. Efrin halkı ‘Zeytin Dalı Operasyonu’ başladığı günden bu yana sayısız kez insanlık dışı suçlara maruz kaldı. Sonuç olarak; Türk devletinin işgaliyle bölgelerimize giren bu çetelerin zulmü ve baskısı nedeniyle topraklarımızdan, köylerimizden ve şehirlerimizden göç etmek ve Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerine, yani kendi ülkemizde mülteci durumuna düşmek zorunda kaldık. Bunların hepsinin savaş suçu olduğu açıktır ve biz bunları hiçbir şekilde kabul etmiyoruz.

Belirsizlik içinde 7 yıl geçirdik

Efrin'den göç ettirildikten sonra, 7 yılımızı Şehba bölgesinde belirsizlik içinde geçirdik. Tüm zorluklara ve sıkıntılara rağmen, topraklarımıza başarıyla ve özgür bir şekilde geri dönmek için direndik. Ancak 2 Aralık 2024'te Türk devletinin baskısıyla SMO çetelerinin vahşi saldırısıyla, göç ettiğimiz Şehba ve Til Rıfat bölgelerinden tekrardan göç etmek zorunda kaldık. Yol boyunca çok sayıda insanımız bu çeteler tarafından katledildi, işkence ve kaçırma gibi suçlara maruz kaldı. Biz kadınlar ve Efrin ve Şehba halkının tamamı olarak orada da büyük bir zulme maruz kaldık. Biz sesimizi dünyadaki bütün güçlere ulaştırmak istiyoruz, Efrin’e dönüş için bize destek olmalarını istiyoruz.

Demokratik adil bir Suriye’nin kurulmasını talep ediyoruz

Baas rejiminin devrilmesiyle birlikte Suriye genelinde yeni bir süreç gündeme geldi. Bütün Suriye halkı çözüm olarak topraklarına geri dönüşü ve demokratik, adil bir Suriye'nin kurulmasını talep ediyor. Biz Efrin-Şehbalı kadınlar olarak da inşa edilecek Demokratik Suriye'de evlerimizde, mülklerimizde özgürce ve onurlu bir şekilde yaşamak istiyoruz. Biz çocuklarımızı atalarımızın topraklarında, Efrin’imizde kendi kültürümüzle, kendi kimliğimizle büyütmek istiyoruz. Köylerimize ve şehirlerimize dönmek istesek de Suriye Milli Ordusu'na bağlı paralı askerlerin varlığı ve Türk işgali nedeniyle geri dönmemiz için bir garanti yok.

Uluslararası kurumlara çağrı

Bunun için; Efrin-Şehba halkının tehlike ve tehditlerden uzak, güvenli bir şekilde evlerine dönebilmesi için başta Koalisyon Güçleri olmak üzere tüm uluslararası güçlere ve Birleşmiş Milletlere (BM) görev ve sorumluluk bilinciyle hareket etmeleri çağrısında bulunuyoruz. Birleşmiş Milletler ve Kızılhaç'ın gözetimi ve güvencesi altında Efrin'deki evlerimize ve köylerimize gönüllü, güvenli ve devamlı bir dönüş için hazırız.

Bu temelde;

1- Birleşmiş Milletler ve Kızılhaç, Efrin-Şehba halkının güvenli ve onurlu bir şekilde evlerine dönmesini sağlamak için gerekli güvenlik önlemlerini almalıdır.

2- Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, göçmenlerin gönüllü, güvenli ve devamlı geri dönüşleri için üç temel koşulun tamamının sağlanması konusunda görev ve sorumluluğunu yerine getirmelidir.

3- BM, Türk devletine baskı yaparak, Suriye Milli Ordusu çetelerini ve Türk devletine bağlı tüm güçleri Efrin ve Şehba'dan çıkarmalıdır.

4- Efrin'e yerleştirilen Efrinli olmayan ailelerin de şehirlerine geri gönderilmesi gerekiyor.

5- Tüm kadınlar ve Efrin-Şehba halkı bu önemli süreçte onurlu, demokratik ve özgür bir dönüş için mücadelelerini güçlendirmelidir.

6- Efrin ve Şehba'ya dönüş gerçekleşene kadar eylemlerimizi kesintisiz sürdüreceğiz. Bu nedenle örgütlenmemizi ve savunmamızı güçlendirmeliyiz.”