Kongra Star’dan Nêrgiz Bekir: Yeni inşa Rojava Devrimi ile kucaklaşarak olur

Kongra Star Halep Koordinasyon Üyesi Nêrgiz Bekir, özgür Suriye inşasının Rojava Devrimi ile kucaklaşarak olabileceğini söyleyerek, “Özgürlük mücadelesini, kadın direnişini kimse engelleyemez. Kadınlar olarak özgürlüğümüze sahip çıkacağız” dedi.

DILPAK DAĞ

Halep- Seydê Dağı üzerinde kurulu olan Şêx Maqsûd Mahallesi, Halep kentinin en büyük mahallelerinden biri. Başta Kürtlerin yaşadığı mahallede, farklı uluslar ve inançlara sahip insanlar yaşıyor. Farklı kimliklerin bir arada yaşamlarını sürdürmeleri bakımından bu mahalle bir kasaba izlenimi veriyor. Şêx Maqsûd Mahallesi, 2011 yılında Suriye’de boy veren kriz ve tüm saldırılara rağmen, örgütlü bağlarını güçlendirerek ve Kuzey ve Doğu Suriye’yi kendisine örnek alarak, bugüne kadar geldi.

Aynı mahallede Arap, Kürt, Ermeni, Ezidî, Hristiyan ve Aleviler yaşıyor

Seydê Dağı eteklerinde, Hristiyan mezarlığının hemen yanında cami, diğer tarafında Yahudilere ait tarihi bir mezarlık ve yine yanında 2’nci Dünya Savaşı’nda ölen Alman askerlerinin mezarlığı bulunuyor. Tarımsal olarak zengin mineralli topraklar bugüne kadar neredeyse kalmamış çünkü mahalle çok yoğun bir şekilde göç almış ve bu nedenle tarım arazilerinin yerine derme çatma evler yapılmış. 

Direniş ile anılıyor

Mahallenin yurtseverliği ile bilinen ancak ayrıca Arap, Kürt, Ermeni, Ezidî, Hristiyan, Alevi, olmak üzere farklı bilişenleri de kucaklayan bir yapısı var. Yurtsever kimliği nedeniyle Baas hükümetinin baskı ve saldırılarına da maruz kalan mahalle, Suriye tarihinde başkaldırı ve direnişi ile anılır hale geldi.

Baas hükümetinin 2004 yılında Qamişlo’da gerçekleştirdiği katliamın ardından mahalle, dinamikleri yediden yetmişe kendilerini örgütlemek için çalıştı. Komin, meclis, kadın örgütlenmeleri hızlı bir şekilde tüm bileşenlerin katılımıyla örgütlenmeye, Baas rejiminden azade kendi kendini yönetme, ihtiyaçlarını karşılama, savunma, aile içinde yaşanan şiddetten elektrik, su gibi enerji sorununa kadar toplumun tüm ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelikte kurumsallaşmalarını örmeye başladı.

Tarih 2011’i gösterdiğinde, Baas iktidarına karşı Deraa, Süveyda gibi kentlerde başlayan halkların devrimci çıkışı ardından Halep’te Şêx Maqsûd’tan devrimci sürece kendisini kanalize ederken, rejim uygulamalarına karşı eylemlerini yoğunlaştırdı.

10 Mart 2012 tarihinde ise, Baas hükümetinin milis güçleri tarafından hedef alınan mahalledeki sivillere gerçek mermilerle saldırılar düzenlendi; bu saldırılar sırasında Gulê Selmo hedef alınarak katledildi. Kadınlar onun adına tabur oluşturarak, kendilerini savunmak için silahlandı.

Gulê Selmo’nun katledilmesi sonrası

Gulê Selmo’nun katledimesi, Şêx Maqsûd’un direniş tarihinde bambaşka bir sayfanın açılmasına neden olurken, halkın ve kadınların katliama yanıtı Şehit Gulê Selmo taburunu oluşturmak ve Baas rejimini mahalleden çıkarmak oldu. Mahalle bu tarihten itibaren “öz savunma” temelinde kendilerini ve mahallelerini korumaya aldı. 26 Temmuz 2012’de halk hizmetleri kapsamında Halk Meclisi kuruluşunu ilan etti.

Takip eden aylarda sık sık farklı çete saldırılarının ve Baas iktidarının saldırılarının hedefi olan Şêx Maqsûd’ta sadece Eylül ayında aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 21 kişi katledildi. Ekim ayında ise, 8 yurttaş katledildi.

Şêx Maqsûd Mahallesi’ne yönelik saldırıların sonuçsuz kalması üzerine, Baas rejimi ve çeteler saldırılarını bu sefer Eşrefiye Mahallesi’ne yönlendirirken, aynı süreçte mahalle sakinlerinin de yoğun katılımıyla örgütlülüğünü ilan eden YPG’nin direnişi devreye girdi. YPG’li 7 savaşçının yaşamlarını yitirmesi üzerine yurttaşlar, YPG’yi örgütledi ve katledilen 7 savaşçının izinden gitti.

Evler savaş mevziisine döndü

“Heyani” isimli çete grubunun Nisan 2013 tarihinde başlayan saldırılarında mahalle sakinleri, evleri savaş mevzilerine dönüştürdü. Şêx Maqsûd sakinleri bu süreci “sokak sokak, ev ev direniş” süreci olarak tanımladı. Yoğun çete saldırılarının hedefi olan Halep’in Şêx Maqsûd Mahallesi on binlerce aileye sığınak oldu.

2015 saldırıları

28 Mayıs 2015 tarihinde Türk devleti paramiliter çeteleri ile ortak oluşturulan “Operayon Odası” adı altında El-Cebhet El-Kurdiyê, El-Cebhet El-Şamiyê, Ehrar El-Şam, Ebû Emar taburları, Hêza 16, Ehfad El-Selatîn, Feyleq El-Şam, Îslam’ın ordusu Birinci güç, El-Sefwa taburları, Nûreddîn El-Zenkî, Siwar El-Şam taburu ve Cebhet El-Nusra çeteleri Cebhet El-Nusra çetesi öncülüğünde Şêx Meqsûd mahallesine saldırı başlatıldı. 

Şêx Maqsûdlular direniş kalelerini korudular

Çetelerin ortaklığına karşı ise YPG/YPJ bünyesinde bir araya gelen Şêx Maqsûdlular ağır bedeller ödemek pahasına direniş kalelerini korudular. Onlarca sivilin katledildiği mahalle, uzun yıllar çembere alındı, ambargo uygulandı ve yurttaşların yaşadığı binalar oturulamaz hale getirildi.

Bugün Şêx Maqsûd, Eşrefiye mahallelerinde kadınlar komünlerini ortak oluşturdukları meclisler çatısında koordine ediyor ve Kongra Star Meclisi’nde ise kentteki tüm kadın dinamikleri ortak örgütlü çatı altında bir araya gelerek sorunlarını tartışıyor, çözüm yolları üretiyor.

Nêrgiz Bekir: Halep Suriye’nin kalbi

Suriye’de yaşanan krize dair değerlendirmelerde bulunan Kongra Star Halep Koordinasyon Üyesi Nêrgiz Bekir, Halep kentini Suriye’nin kalbi olarak ele alınması gerektiğini ifade etti.

“Çünkü Suriye’de yaşayan tüm inançlar, uluslar ve azınlıkların yansıması Halep’te yaşam bulmaktadır” diyen Nêrgiz Bekir, özellikle Eşrefiye ve Şêx Maqsûd mahallerine dikkat çekti.

‘Birlikte yaşam pratiği, ortak devrim tecrübesi var’

Özellikle kadın direnişi ve örgütlenmesinin bu mahallelerde en üst seviyede olduğuna vurgu yapan Nêrgiz Bekir, “Kadın özgürlük mücadelesinde Kürt kadınları burada öncülük yapıyor, bu herkesin kabul ettiği bir gerçeklik. Kuzey ve Doğu Suriye’de başlayan devrim süreci ve sonrasında da görünen bu gerçeklik kendisini dünyaya ispatladı. Kürt, Arap, Ermeni, Süryani, Ezidî, Aleviler de kadın örgütlenmesi içerisinde yerini alıyor. Köklü bir geçmişi olan birlikte yaşam pratiği, ortak devrim tecrübesi var ve tüm bu bileşenlerin içerisinde herhangi bir fark söz konusu değildir. Bu eşit yaşam modeli devrimin başından bugüne kadar da geçerli olarak günümüze kadar gelmiştir.”

‘Bu birlik parçalanmaya çalışıldı’

Faklı bileşenlerin bir arada örgütlü ve uyumlu bir şekilde yaşamalarına Baas rejimi ve çetelerin tahammül edemediğini söyleyen Nêrgiz Bekir, “Elbette farklı ulus ve inançlar arasında fitneler, dedikodular, yaratılmaya çalışıldı. Bu birlik parçalanmaya çalışıldı, direnişle yaratılan bağlar kopartılmaya çalışıldı. Halkların ortak çabası ile oluşturulan kendi kendini yönetim modeli defalara çok farklı güçler tarafından hedef alınmak istendi. Fakat tüm saldırılar karşısında kadınlar hep gardını aldı ve ‘kadınlar nasıl güçlenebilir, kadınlar nasıl örgütlenebilir, nasıl yaşadığı sokağa-mahalleye sahip çıkabilir’ gibi temel soruların yanıtlarıyla başlayarak, günümüze kadar gelen direniş var” dedi.

‘Şêx Maqsûd’tan Halep’e tüm kadınları kucaklamaya çalıştık’

Suriye’nin içerisinde bulunduğu kaos sürecinin etkilerine de değinen Nêrgiz Bekir, “Geçmişte belki sadece bizim etrafımızda yürütülmeye çalışılan bir kaos süreci vardı. Şimdi ise bu süreç tüm Suriye’ye yayılmış durumda. Yaşadığımız savaş sürecinde en çok etkilenenlerin başında kadınlar geliyor. Kadınlar yerlerinden yurtlarından, evlerinden oldular, acı, zulüm, işkence gören kadınlar oldu. Biz de kadınlar olarak özellikle Halep’te örgütlü kadınlar olarak kentimizde, mahallelerimizde kadınları kucakladık. Bizi burada ayakta tutan birbirimize duyduğumuz sevgi ve irademizdir” ifadelerini kullandı.

‘Biz devrimimize devam ediyoruz’

“Bugün Suriye’de kadınlar ve çocuklar öldürülüyor. Bu savaşa karşı direnişi her anlamda büyütmek bizim görevimizdir” diyen Nêrgiz Bekir, kazanımların yok edilmesine izin vermeyeceklerini söyledi. Nêrgiz Bekir, “Kazandığımız, direnişle elde ettiğimiz haklarımız var. Bunları büyütmek en büyük görevlerimizden biridir, biz devrimimize devam ediyoruz. Devrim uğruna verdiğimiz şehitlerimizin izinden yürüyoruz. Halep’i oluşturan tüm bileşenlerle birlikte bir daha Halep’i, Şex Maqsud’u Eşrefiye’yi ve dahasını özgürleştirebiliriz. Çünkü büyük düşünüyor ve devrimimizi de sonsuzca büyütmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘Köleliği dayatan anlayışı kabul etmiyoruz’

Aynı zamanda kadına dayatılan mevcut statükoları kırmaya çalıştıklarını söyleyen Nêrgiz Bekir, Kürt kadınları öncülüğünde Rojava’da gerçekleştirilen devrimin on yılı aştığını hatırlatarak, “Direnişin bu kadar büyük olmasına rağmen Suriye’de varolan, ‘kadınlar evden çıkmasın, başını kapatsın, çocuk dünyaya getirsin, erkeğe, çocuklara hizmet etsin’ gibi zihniyetleri artık ortadan kaldırmamız gerekiyor. Mahallemizde biz bunu kırmaya çalıştık, aslında kırdık da kadınlar toplumun yönetiminde yer alan tüm kurumlarda eşit bir şekilde yer aldı. Fakat buna karşı kadınlara köleliği dayatan uygulamaları kabul etmiyoruz” vurgusu yaptı.

‘Rojava Devrimi ile kucaklaşılmalı’

Özgür bir Suriye inşasının Rojava Devrimi ile kucaklaşarak olabileceğini söyleyen Nêrgiz Bekir, “Devrim uğruna binlerce kadın şehit düştü. Özgürlük mücadelesini, kadın direnişini kimse engelleyemez. Kadınlar olarak özgürlüğümüze, haklarımıza sahip çıkacağız. Özgürlük hareketi olarak var olmaya da devam edeceğiz” mesajı verdi.