Komutan “Hêzâ”: Umarım bu belgesel fermanın belgesi olur
IŞİD çetelerinin elinden kurtarılan ve daha sonra verdiği mücadeleyle belgesele konu olan Êzidî Kadın Birlikleri (YJŞ) komutanlarından Hêza Şengalî, “Umarım bu belgesel fermanın bir belgesi olur ve bu ferman soykırım olarak kabul edilir” dedi.

SITÎ ROZ
Şengal –IŞİD çeteleri 3 Ağustos 2014 tarihinde Şengal’e saldırarak aralarında kadın ve çocuklarında olduğu çok sayıda insanı katletti. Katliamın üzerinden 8 yıl geçerken, Kadın Koruma Güçleri (YPJ) ile Suriye Demokratik Güçleri (QSD) çetelerin kaçırdığı insanları kurtarmaya devam ediyor. Çetelerden kurtarılan “Hêza” adındaki Êzidî kadın da, halkına yönelik gerçekleştirilen insanlık dışı uygulamalara karşı eline silah alarak çetelere karşı mücadele veriyor.
9 ödüle layık görüldü
Derya Deniz’in yönetmenliğini üstlendiği “Hêza” belgeseli de, Êzidî halkına uygulanan fermanın belgesi şeklinde olup şuana kadar 9 ödüle layık görüldü. Aynı zamanda en iyi belgesel olarak ta kabul edildi. Hêza Belgeseli, Êzidî kadınların yaşadığı acıları ve bu acılara karşı cesurca mücadelelerini ele alıyor. Êzidî Kadın Birlikleri (YJŞ) komutanlarından Hêza Şengali, Hêza belgeseli hakkında ajansımıza özel bir söyleşi verdi.
“Bütün ailem çetelerin eline düştü”
Digûrê Köyü ve Qîraniyan Aşireti’nden olan Hêza Şengali’nin 10 kardeşi var. Bütün Êzidî aileler gibi Hêza Şengali’nin ailesi de fermanda baya acı çekmiş. PDK’nin ferman sırasındaki ihanetinden bahseden Hêza Şengali, “Bu ferman Êzidî kadınlara karşı gerçekleştirildi ve bu kadınlar işkencelere maruz kaldı. Bende o kadınlardan biriyim. Bu ihanetin lideri PDK'dir ve Irak hükümeti de bu ihanetten muaf değildir. Bu fermanda bütün ailem çetelerin eline düştü. Bu fermanda yaşananları hiçbir vicdan ve akıl kabul edemez” dedi.
“Êzidî kadınların intikamını almak istedim”
Çetelere karşı silah alıp YJŞ komutanı olma kararına ilişkin konuşan Hêza Şengali, QSD güçlerinin desteğiyle özgürlüğüne kavuştuğunu ve YJŞ kurulduğunda Êzidî kadınların intikamını almak için tereddüt etmeden mücadele saflarını katıldığını vurguladı ve şöyle devam etti: “Silahı elime almamın sebebi binlerce Êzidî kadın, çocuk ve yaşlının intikamını almaktı. Ben kurtarıldım ama hala yüzlerce Êzidî kadın çetelerin elinde esir durumda. Bu da mücadele ve intikamımı büyütmeme neden oldu. Bu yüzden de YJŞ komutanı olarak Reqa’yı özgürleştirme hamlesine katıldı. Reqa’ya gidişim ve özellikle bu şehirde çok acı çekmem beni baya zorladı, büyük bir güç istiyordu ve bu gücü de ben YJŞ’den aldım. Güçlü ve kararlı olduğunuzda kendinizi çaresiz hissetmiyorsunuz. Silahla kendini savunmaya aldığında kendini koruyabilme gücüne sahip oluyorsun. Elinde silahınla halkını ve kendini koruyorsun.”
“Belgesel bir belge niteliğindedir”
Yaşamının ele alındığı Hêza belgeseline dair konuşan Hêza Şengali, "Kadınlar IŞİD'in elinde çok acı çekti ve ben de o kadınlardan biriydim. QSD birçok Êzidî kadını kurtardı, ama ne yazık ki bazı kirli politikalar nedeniyle kurtarılan tüm kadınlar Avrupa'ya gönderildi. Yaşadığımız bunca acının bazı güçler tarafından normalleştirilmesini kabul edemezdim. Bu yüzden de Êzidî kadınlarının yaşadığı acıların belgesi olarak bu belgeseli çektim. Bu belgesel bir belge niteliğindedir. Belgesel Şengal’den Reqa’ya kadar Êzidîlere uygulanan insanlık dışı uygulamaları ele alıyor. Acıları yeniden canlandırmak şüphesiz çok ağır geliyordu fakat düşmanın bu acımasızlığını ortaya çıkarmak bana güç veriyordu” şeklinde konuştu.
“Bazı yaralar kapanmaz”
Reqa hamlesini tek tek bize anlatan Hêza Şengali, “Üç defa Reqa’ya gittim, ilkinde çetelerin elinde esir ve çaresizdim, ikinci gidişimde ise elimde silahımla Êzidî kadınlarının intikamını almak için gittim, üçüncü gidişimde ise Êzidî kadınlara uygulanan işkenceleri kamuoyuna duyurmak ve belgelemek amacıyla gittim. Bütün bu aşamaların zorlukları vardı. Yıllar geçmesine rağmen bazı yaralar kapanmaz” diye belirtti.
"Yaşanan acıları dünyaya duyurmak istiyoruz”
Êzidî kadınların gerçekliğini anlatan bu belgeselin birçok ödüle layık görüldüğünü sözlerine ekleyen Hêza Şengali, “Verilen ödüller için teşekkürlerimi sunuyorum ancak bu belgeselin amacı ödül almak değil, temel amacımız Êzidî kadınların yaşadığı acıları dünyaya duyurmaktır. Bu belgesel bir halka uygulanan fermanın belgesidir. Gizlemek istedikleri bu gerçek, bu belgesel sayesinde ortaya çıkıyor. Dolayısıyla bu, tüm devletlerin bize karşı uygulanan fermanın soykırım olarak kabul etmeleri için bir belgedir" sözlerine yer verdi.
“Bu ferman erkek zihniyetin ürünüdür”
PDK’nin Êzidî halkı ve özellikle Êzidî kadınları üzerinde oyunlarına dikkati çeken Hêza Şengali, Êzidî kadınlarının bütün bu oyunlara karşı gerçekliklerini göstermeleri gerektiğini belirtti ve şöyle devam etti: “Nadiya Mûrad fermandan bahsederken bu fermanı sadece göç ile sınırlandırıyor, bu tüm toplum için bir acıdır ve toplumu da böler. Bu ferman göç değil bütün halkımıza uygulanan bir soykırımdır. Nadiya Mûrad bir Êzidî kadındır ve tüm Êzidî halkı için emek vermelidir ancak Nadiya Mûrad PDK’nin etkisi altında kalmıştır. Bu ferman ayrıca erkek egemen zihniyetin bir ürünüdür. Nadiya Mûrad da PDK’nin eksikliklerini kapatmaya çalışan biridir.”
“Hiçbir güce teslim olmayacağız”
Êzidî kadınlar olarak halklarını korumaları gerektiğini vurgulayan Hêza Şengali, “Bütün Êzidîler halkının acısını bilerek buna karşı mücadele vermelidir. Bize yönelik fermanlar devam ediyor. Bizleri koruma pahasına canını feda eden şehitlere bu halkın değerlerini koruyarak hiçbir güce teslim olmayacağımızın sözünü verdik. Şimdi YBŞ ve YJŞ güçleri var, bu güçler halkımız koruyarak tüm kazanımlarımıza sahip çıkıyor. Belgesele katılım sağlayan herkese teşekkürlerimi iletiyorum. Umarım bu belgesel fermanın bir belgesi olur ve bu ferman soykırım olarak kabul edilir” şeklinde konuşmasını sonlandırdı.