Kobanêli kadınlar: Şimdi sıra Önder Apo’nun özgürlüğünün sağlanmasıdır

Kobanêli kadınlar, 9 Ekim komplosunun yıldönümünde, “Önder Apo’nun 27 yıllık tutukluluğu boyunca komplo boşa çıkarıldı ve sonuçsuz kaldı. Şimdi sıra Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün sağlanmasındadır” dedi.

BERÇEM CÛDÎ

Kobanê- Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası güçlerce 9 Ekim 1998’de başlatılan komplo, 27 yıldır etkisini sürdürüyor. 15 Şubat 1999’da Kenya’dan Türkiye’ye getirilen Abdullah Öcalan, o günden bu yana İmralı Adası’ndaki cezaevinde ağırlaştırılmış tecrit altında tutuluyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uygulanan tecrit sistemi, hem Türkiye'deki hukuk çevreleri hem de uluslararası insan hakları kuruluşları tarafından uzun süredir eleştiriliyor. Avukatlarıyla düzenli görüştürülmemesi ve aile ziyaretlerinin yıllardır engellenmesi, hukuki temelden yoksun bir izolasyon rejiminin sürdüğünü gözler önüne seriyor.

Bu yıl 27 Şubat’ta Abdullah Öcalan’ın yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısı, kamuoyunda ve uluslararası düzeyde olumlu tepkilerle karşılandı. PKK'nin silahlı mücadelesinin sonlanması yönünde atılan somut adımların bir devamı olarak değerlendirilen bu çağrı, çözüm süreci açısından önemli bir fırsat sunarken, Türk devleti tarafından bu çağrıya karşılık oluşturacak herhangi bir adım atılmadı. Siyasi gözlemciler, kalıcı bir barışın yolunun Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünden geçtiğine işaret ederken, bugüne kadar kendisine tanınmayan “umut hakkı”nın temel bir insan hakkı olduğunun da altını çiziyor. Tüm bu gelişmeler, barışa dair gerçek ve kapsayıcı bir diyalog sürecinin ancak tecridin kaldırılması ve müzakere koşullarının sağlanmasıyla mümkün olabileceğini yeniden gündeme getiriyor. Kuzey ve Doğu Suriye’nin Kobanê kentindeki kadınlar, 9 Ekim Komplosu’nun yıl dönümü nedeniyle ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.

‘Milyonlarca insan onun davasına sahip çıktı’

Kadınlardan Emîne Mustefa, uluslararası güçlerin uzun yıllara yayılan komplo süreci boyunca Abdullah Öcalan’ı teslim almaya dönük her türlü yolu denediğini belirterek, şu ifadelerde bulundu:

“Ancak iğne ucu kadar başarılı olamadılar. Önder Apo’nun düşüncesine ve mücadelesine karşı tüm engellemelere rağmen, milyonlarca insan onun davasına sahip çıktı ve komplonun hedeflerini boşa çıkardı. Komplocu güçler, Önder Apo’nun gücünü ve kararlılığını fark edip planlarının boşa çıktığını anlayınca, bir kez daha çaresiz kalarak onu İmralı’ya teslim etmek zorunda kaldılar. Herkes gördü ki Önder Apo, sadece bir sözüyle komploya karşı barışa doğru adım atabilecek güçtedir. Biz, halk olarak ve özellikle kadınlar olarak özgür bir liderle yaşamaya kendimizi adadık. Bu nedenle sözümüze sadık kalıyor ve bunu başarmak için canımızı feda etmeye hazırız. Geldiğimiz bu süreçten geri adım atmayacağız; Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü sağlanacak ve hiçbir güç bunu engelleyemeyecektir.”

‘Onu yeniden görmek istiyoruz’

Kürt halkı olarak, komplocu güçlerin yok etme planlarına karşı zorlu süreçler geçirdiklerini belirten Mehbûba Eto ise, "Geri adım atıp varlığımızdan vazgeçme yönündeki her girişim, ilerleme kararlılığımızı ve azmimizi daha da güçlendirdi. Bu yüzden artık kimin çabalarının başarısız, kimin direnişinin başarılı olduğu açıktır. Kobanêli kadınlar ve halkı olarak, özellikle Önder Apo’yu 40 yıl önce aramızda gördüğümüzden beri burayı onun ideolojisinin ilkokulu olarak kabul ediyoruz. Önder Apo’yu Kobanê’de fiziksel olarak yeniden görmek ve onu kucaklamak istiyoruz” sözlerine dikkat çekti.

‘Çatışmaların çözümü Öcalan’dadır’ 

“Abdullah Öcalan’ın eşsiz direnişi, mücadelemizi yeni bir aşamaya taşıdı” diyen Emîre Elî de, “Önder Apo’nun esareti, aynı zamanda Kürt halkının ve varoluşunun esareti anlamına geliyordu. Önder Apo’nun hapishaneyi, Kürt halkı ve Ortadoğu toplumları için bir bilim ve felsefe akademisine dönüştürebilecek eşsiz direnişi, mücadeleyi bambaşka bir boyuta taşıdı. Türk devletinin Önder Apo’ya yönelik tutumu da bu değerlendirmemizi doğrulamaktadır. Çatışmaları başlatan ve yöneten güçler artık çıkmaza girmiş durumda. Bu çatışmaların çözümü de Abdullah Öcalan’dadır” dedi.

‘Kendi ortak mücadelemizi inşa edebilmeliyiz’

Abdullah Öcalan'ın geliştirdiği süreci kadınların bir fırsat olarak kullanması gerektiğini belirten Emîre Elî, "Ortadoğu'da şu anda yaşanan çatışma ve krizlerin ortasında halkı örgütlememiz gerekiyor. Özellikle kadınlar olarak, her şeyden önce Önder Apo'nun başlattığı bu çözüm sürecinden yararlanmak için kendi ortak mücadelemizi inşa edebilmeliyiz. Bu aynı zamanda Önder Apo'nun elini güçlendirecek ve bir daha aynı komplolarla karşılaşmayacağız. Ortadoğu'da özgürlüğün, demokrasinin ve kalıcı barışın sağlanması için Önder Apo'nun fiziksel özgürlüğüne ihtiyacımız olduğu unutulmamalıdır"