Kobanêli erkekler: Kadınlar 5 bin yılın zihniyetini değiştirdi

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle tüm dünyada şiddete karşı etkinlikler devam ediyor. Kobanê’de erkekler, kadınların devrimdeki liderliğini ve yaşadıkları değişimi ajansımıza anlattı.

ELVİN MOHAMED

Kobanê- Beş bin yıldır süren erkek-devlet zihniyetiyle bugüne kadar kadına ve kadının iradesine her türlü şiddet uygulandı. Kadına yönelik şiddet erkek-devlet bilincinden başlayıp hayatın her alanına yayıldı. Kadınların her türlü şiddete ve erkek-devlet bilincine karşı mücadelesi bugün de devam ediyor. 

Kadınların hayatın her alanında verdiği sürekli mücadele ve direniş, toplumun ve erkeklerin kadına bakışını da etkiliyor. Bunun en önemli örneği; Kuzey ve Doğu Suriye'de gerçekleşen Kadın Devrimi.  Yaşanan devrime öncülük eden kadınlar, inşa sürecinde de en öndeler. Kadınlar, devrim sonrası ataerkil erkek zihniyetine karşı topyekun bir mücadele yürütüyor. Kadınlar değişiyor ve erkekleri, toplumu değiştiriyor.

Bizlerde yaşanan değişimin boyutunu direnişin kalesi olan Kobanêli erkeklere sorduk. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ve kadın devrimiyle birlikte erkeklerde bilinç açısından yaşanan değişim ve dönüşümler hakkında ajansımıza görüşlerini aktardı.

‘Kadının ilerlemesi devrimin her alanına rengini verdi’

Gazeteci Mihemed Mustafa konuşmasının başında, devrimde kadınların liderliğinin hayatın her alanında kendini gösterdiğini ve özellikle erkeklerin bilincinde 5 bin yıldır önemli değişim ve dönüşümler yaşandığını belirterek, "19 Temmuz Devrimi’nden sonra değişim ve dönüşümlerden bahsedersek, insanların bilinçlerindeki değişimleri hemen görürüz. Büyüdüğümüz toplumda dindarlık ve cinsiyetçilik çok fazla var. Bize öğretilen temel buydu. Hayatın her alanında kadına yaklaşımımız toplumu eğitmek üzerine kuruluydu” dedi.

‘Kadınların Devrimi tüm ezilen halkların umudu olmuştur’

Mihemed Mustafa, konuşmasında dindarlığın etkisinin en çok kendileri üzerinde arttığını ve bu temelde kadınlara yaklaştıklarını belirterek şunları söyledi:

"Her şeyden önemlisi dinin üzerimizdeki etkisi çok fazlaydı. Kadınların tek başına sokağa çıkmalarına asla izin verilmiyordu. Saçlarının bir telinin bile görünmemesine özen gösteriyorlardı. Biz de bunu doğru gördük ve biz de öyle yaptık. O zamanlar toplumumuz böyleydi ve kadına bu şekilde yaklaşıyorlardı. 19 Temmuz Devrimi'nden sonra artık bu konuda güçlü ruha sahip olan kadınlar oldu. Devrimle erkekler ve kadınlar birlikte özgürlük için mücadele ediyor. Kadınlar görüşlerini ve bilinçlerini değiştirdiler. Bu devrimle kadınların devrimine tanık olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Bugün kadınlar özgürlük alanında öncüdür. Bu nedenle 19 Temmuz Devrimi bir Kadın Devrimi haline gelmiş, tüm ezilen halkların ittifakına dönüşmüştür."

‘Şiddet hem zihinsel hem de fiziksel olarak uygulanıyor

Fırat Kantonu Yerel Yönetimler Konseyi Eşbaşkanı Arif Balî de devrimde kadınların liderliğinin önemini dile getirerek, "19 Temmuz Devrimi'nden sonra tüm toplum çalışmaya başladı. Devrimin başlangıcından bugüne kadar ben de çalışıyorum. Önemli olan toplumda kadın ve erkeğin birlikte çalışmasıdır. Özellikle ‘eşbaşkanlıkla’ sistemde hayatın her alanında tüm çalışmalar ortaklaşa yürütülüyor. Kabul edelim ki hiçbir ülkede kadın alanında böyle bir öncelik yok” dedi.

‘Özgür bir toplum özgür kadınlarla mümkündür’

Arif Balî konuşmasına devam ederek şunları söyledi: "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak kabul edildi ancak gelin görün ki kadının özgürlüğü konusunda hiçbir şey yapılmadı. Yüzyılımızda sadece Önderliğimizin düşünceleri ve felsefesi var. Başkan Apo, toplumda kadına öncelik vermiş, toplum olarak kadına yakın olmamızı sağlıyor.”