‘Kobanê Direnişi’nde hüznü ve sevinci beraber yaşadık’

Kobanê Direnişi’nde yer alan Kelîma Şewket Demîr, kadınlar öncülüğünde gelişen bu direnişin Tayyip Erdoğan ve İŞİD’in hayallerini yıktığını söyledi.

BERÇEM CÛDÎ

Kobanê- 21'nci yüzyılın en tehlikeli terör örgütü olarak tanımlanan IŞİD, Kobanê kentinde kadın öncülüğündeki direnişin ardından yenilgiye uğradı. Tarihi direnişe tanıklık edenler bu direnişin hikayelerini biriktirerek, gelecek nesillere aktarıyor. Bu kadınlardan biri de  41 yaşındaki Kelîma Şewket Demîr.

Kobanê’de yurtsever bir aile içinde büyüyen Kelîma Şewket Demîr,  çeteler Kobanê merkezine saldırınca birçok Kobanêliyle birlikte gönülsüzce Kuzey Kürdistan'a göç etmek zorunda kalır. Şehrinden ayrılmayı kabullenemeyen Kelima, iki gün sonra Kobanê’ye geri dönerek İŞİD’e karşı geliştirilen direnişte yerini alır. 

Kelîma Şewket Demîr, Kobanê Direnişi’nin üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen hafızasında canlı olan o atmosferi ve direniş anılarını ajansımıza anlattı.

‘İŞİD’in Kobanê Saldırısı uluslararası bir komploydu’

IŞİD’in saldırısını komplo olarak değerlendiren Kelîma Şewket Demîr,  “IŞİD’in Kobanê'ye yönelik saldırısı uluslararası bir komploydu, çünkü bu örgüt kendi başına örgütlenmedi. NATO üyesi olan Türk devleti çetelere her boyutta destek veriyordu. Erdoğan bir İŞİD halifesi gibi hareket ediyor ve Kobanê’yi düşüp İŞİD hilafetinin kalıcı olmasını istiyordu.  İŞİD saldırısı ve direnişimiz sırasında Erdoğan’ın açıklama ve yaklaşımları bunu ortaya koyuyordu.

İŞİD 29 Kasım 2014'te Kobanê'yi üç taraftan kuşattı. Sadece Kuzey Kürdistan sınırı açıktı ve halk oradan bize destekte bulunuyordu.  Erdoğan çetelerin kısa sürede Kobanê’yi düşüreceklerine inanıyordu. Halkın Kobanê’den çıkarak Türkiye tarafına geçmesi için sınırı açtılar. Bu sayede Kobanê’nin daha çabuk işgal edileceğini düşünüyorlardı. Bu nedenle Erdoğan büyük bir güvenle kameralar önünde, ‘Êyn Arap düştü, düşecek’ dedi.

Kobanê Direnişi ulusal olduğu kadar enternasyonalistti

Kelîma Şewket Demir Kobanê Direnişi’nin ulusal ve enternasyonalist niteliklerine dikkat çekerek “Erdoğan ve İŞİD Kobanê’de kısa sürede zafer hayali kurmuştu. Ancak YPJ ve YPG savaşçıları, Kürdistan’ın 4 parçasından ve dünyanın birçok yerinden direnişe katılmaya gelen gençler, topraklarında kalmakta ısrar eden yurtseverler, yine en kritik anda yardımına koşan PKK gerillalarının direnişiyle Kobanê düşmedi.  Ağır bedellerle yürütülen bu direniş 26 Ocak 2015’te zafere ulaştırıldı. Dört parça Kürdistan’dan Kürt gençleri ve dünyanın birçok yerinden bu direnişe katılmak için gelen enternasyonalist gençler bu direnişte şehit oldular, kanları birbirine karıştı." diye konuştu.

‘Şehitlerle ilgileniyordum’

Kobanê Direnişi’nde yer alan Kelîma Şewket Demir, direnişte nasıl yer aldığını şöyle anlattı:

 “Şehitleri olan yurtsever bir ailede büyüdüm, bu da toprağımla bağlarımın güçlü olmasına yol açtı.   Bu yüzden bütün zorlukları ve şehadeti göze alarak Kobanê Direnişi’ne katıldım. Direnişte şehit olanların kimliğini tespit ediyordum aynı zamanda cenazelerini temizleyerek yaralarını sarıyordum. Ardından da şehitlerimizi morga kaldırıyor ve ailelerinin cenazeleri teslim almasını bekliyordum. Çoğu zaman bir fırsat bulup ailelerine teslim alıncaya kadar şehitlerimizin cenazesi aylarca morgta kalıyordu. Seferberlik haliydi. Günlerce uğraşmamıza rağmen bazı şehitlerimizin kimliklerini tespit edemiyorduk.  Bu gün bile Şehit Dicle Şehitliğinde isimsiz mezarlar var. Bunlar Kobanê Direnişi’nde şehit oldular ama çok uğraşmamıza rağmen kimliklerini tespit edemedik. "

‘Kobanê Direnişi kadınların cesaretiyle kazanıldı’

Kobanê Direnişi’nde YPJ savaşçılarının öncü rol oynaması tüm dünyayı etkiledi. Kelîma Şewket Demîr bir kadın olarak buna tanık olmanın kendisini de derinden etkilediğini ifade ederek "Kadın savaşçıların ilk direnişi Serzûrî köyündeki okulda gerçekleşti. Şehit Sozdar komutasındaki bir grup savaşçı, çetelerin Kobanê'ye girmesini engellemek için o okulda büyük bir mücadele verdi.

Ben, Arîn Mîrkan ve Viyan Peyman’ı görmedim ama bütün savaşçılar Onların cesaretlerinden bahsediyordu ve bundan güç aldıklarını ifade ediyorlardı. Komutan Zehra Penaber’in kefenini de ben hazırladım. Onların direnişini görmek bana çok güç verirken şehadetleri de çok acı veriyordu" diye konuştu.

‘Mutluluk ve hüznü aynı anda yaşadık’

Kobanê’nin 26 Ocak 2015’te tümden özgürleştirilmesiyle yaşadığı duygulardan da bahseden Kelîma Şewket Demîr, “Aralıksız süren 134 günlük mücadeleden sonra zafer kazanıldı. Bu durum bize farklı duygular yaşattı.  Zaferin sevinci ve coşkusunu yaşarken aynı zamanda birçok acı olay gözümde canlandı. Kobanê’nin özgürlüğünün ilan edildiği gün arkadaşlar beni kutlamaya davet etti. Kobanê'nin kurtuluşunu ağlayarak, şarkı söyleyerek ve dans ederek kutladık. Savaşçıların gözlerinde, yüzlerinde ve gülümsemelerinde mutluluk, gurur ve başarı duyguları belirgindi. Bu atmosfer bizi IŞİD'in yok olduğuna ikna etti.”

‘Hamza’nın şehit olması beni çok etkileşmişti’

Kelîme Şewket Demîr, direnişte yaşadığı en hüzünlü anı ise şöyle anlattı: "Benim için en acı olay Halep grubunun içinde yer alan Hamza’nın şehit olmasıydı. Yanımızda bir grup yeni savaşçı vardı ve o gün yemek yapmaya karar verdik ve arkadaşım dolma hazırlıyordu. Bu arada şehit Hamza içeri girdi ve gözü yemeğe ilişince annesi sürekli yaptığı için dolmayı özlediğini söyledi. Daha sonra yanımıza oturarak bizle beraber dolma yapmaya başladı. Savaşın yoğunlaştığına dair bir haber geldi ona. Bu yüzden de kalkması gerekiyordu. Yanımızdan ayrılmadan önce kendisine Kobanê'nin ne zaman özgürleşeceğini sorduk, şehit Hamza da bize Kobanê’nin kısa sürede özgürleşeceğini ve tüm Kürdistan'ı birleşeceğini söyledi. Ardından Hamza’nın keskin nişancılar tarafından şehit edildiğini duyduk. Hamza, Kobanê’nin özgürleşmesini görmeden şehit oldu. Cenazesi iki gün morgda kaldı, biz de morga gittik ve kendisine kurtuluş müjdesini verdik. O’na dedik ki ‘bedenin gitti ama ruhun hala Kobanê'de.’ Bu olay benim için çok acı vericiydi çünkü buna şahit oldum."