‘Kobanê Davası’nın devam etmesi inkarın göstergesidir’

Kobanêli kadınlar, Kobanê Davası’nda tutsak edilen isimlere dikkat çekerek, Türk devletinin Kobanê Davası’nı soykırım ve inkâr politikasını sürdürmek için hukuki bir bahane olarak kullandığını belirtti.

BERÇEM CÛDÎ

Kobanê- Türk devleti, yıllardır Kuzey Kürdistan’da ve Türkiye'de demokrat ve muhalif kesimlere karşı çeşitli bahanelerle siyasi soykırım operasyonları yürütüyor. Bu hukuki ve siyasi ihlallerin başlıca dosyalarından biri de Kobanê Davası’dır.

15 Eylül 2014'te Kobanê kentine saldıran IŞİD çeteleri, halk, savaşçı ve komutanları tarafından büyük bir direnişle karşılandı. 26 Ocak 2015'te zaferle sonuçlanan bu direnişe, Kuzey Kürdistan halkı büyük destek verdi. Direnişin zafere ulaşmasının ardından Türk devleti, Kobanê'ye destek verenleri tutuklamak için geniş çaplı bir operasyon başlattı. Bu temelde bu dava yıllardır devam ediyor. Kobanê Davası’nda 108 siyasetçi yargılanıyor. 25 Haziran’da 32 bin sayfadan oluşan gerekçeli kararı açıklanan Kobanê Davası’nda siyasetçilere toplamda onlarca yılı bulan hapis cezaları verildi 

Kobanêli kadınlar, Kobanê Davası’nda tutsak edilenlerin direnişini selamlayarak, dava hakkında konuştular.

'Kobanê Davası onur davasıdır'

Hedlê Hesen, Türk devletinin Kobanê direnişinin başarısına karşı öfkesini çeşitli yollarla dile getirdiğini belirterek, "Kobanêli kadınlar olarak Kobanê Davası adı altında tutuklanan tüm kadınları yürekten selamlıyor ve özgürlük için direnişlerini sahipleniyoruz. Kobanê Davası’nı bir onur davası olarak görüyoruz. 2014 yılında herkes kendini Kobanê'ye siper etti ve destekledi, Kürt halkının ve insanlığın onurunu ve kaderini savundu. Yaşamlarını IŞİD çetelerine karşı siper eden YPJ savaşçıları ve komutanları tüm Kürt kadınları için ilham kaynağı oldu. Bu bağlamda Kuzey Kürdistan kadınları her şekilde büyük rol oynadı ve o günden bu yana kadınlar ve Kobanê'ye gönül verenler Türk devleti tarafından hedef alındı.  Türk devleti Kobanê direnişinin başarısına karşı öfkesini çeşitli yollarla dile getirdi, bunlardan biri de gözaltı ve tutuklama oldu" dedi.

'Türk devleti ihlallere devam ediyor'

Hedlê Hesen, Türk devletinin barış ve demokrasi sürecine girmesi yerine ihlallerini sürdürdüğünü söyleyerek, "Ne yazık ki Türk devletinin Kuzey Kürdistan'daki hak ihlalleri devam ediyor. Kobanê Davası da bunlardan biri. Önder Apo 3 aydan fazla bir süredir Barış ve Demokratik Toplum çağrısı yapmasına ve PKK'nin bu perspektifler doğrultusunda silahlı mücadeleyi sonlandırmasına rağmen, Türk devleti tarafından barış süreci için hiçbir adım atılmadı. Aksine aynı uygulamaların, ihlallerin, politikaların ve zihniyetin devam ettiğini görüyoruz" diye belirtti.

'2014'te başlayan çağrı 2025'te başarıya ulaşacak'

Hedlê Hesen, 2014 yılında Kobanê'deki savaşın sürdüğü süreçte Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın herkesin Kobanê için seferber olması yönündeki çağrıyı hatırlatarak, “Türk devleti o dönemde Önder Apo’nun çağrısını geçersiz kılmak için çok uğraştı. Bu yüzden o dönemde birçok engel çıkardı. Türk devletinin çabalarının aksine, Önder Apo'nun çağrısı başarılı oldu, Kürtler Kobanê etrafında toplandı. Bu nedenle, Önder Apo'nun Barış ve Demokratik Toplum çağrısının başarılı olacağına ve bununla birlikte Kürt halkının kaderinin değişeceğine bir kez daha inanıyoruz. Önder Apo'nun başlattığı dava, onur ve varoluş davasıdır. Bu nedenle, Önder Apo'nun çağrısını Kobanê seferberliği ruhuyla başarıyla taçlandıracağız" dedi.

'Önder Apo’nun çağrısına karşı Kürtler görevini yerine getirdiler'

Kobanê direnişine tanıklık eden Semira Ehmed de Kuzey Kürdistan halkının Kobanê ile dayanışmasına şu sözlerle dikkat çekti: “2014 yılında Kobanê kentinde gerçekleşen direnişe tanıklık ettim. O direniş tablosunun bir parçası oldum. Özellikle Kuzey Kürdistan halkının Kobanê’ye olan desteğini bizzat gördük. 134 gün boyunca halkımız Kuzey Kürdistan’da durmadı ve bizi kucakladı, yüzlerce genci Kobanê topraklarında savaştı, direndi ve şehit oldu. Suruç katliamı da bu dayanışmanın en büyük göstergelerinden biriydi. Kuzey Kürdistan halkının Kobanê ile dayanışması et ve tırnak gibiydi, pratikte Önder Apo’nun çağrısına karşı Kürtler görevini yerine getirdiler” ifadelerini kullandı.

'Kobanê Davası’yla siyasi soykırım sürüyor'

Semire Ehmed, Türk devletinin Kobanê'ye destek verenleri tutuklayıp yargıladığını belirterek, "Kobanê için bir şeyler yapanlar, 2014 yılında Türk devletinin soykırım politikalarının hedefi haline geldi. Kobanê'ye selam gönderenler, saldırılara tepki gösterenler şimdi Kobanê Davası adı altında Türk devletinin cezaevlerinde tutuluyor. Kobanê seferberliğinden bu yana Kürdistan, Ortadoğu ve Avrupa'dan insanlar Kobanê'ye ve Kuzey ve Doğu Suriye'ye akın ediyor. Yüzlerce uluslararası savaşçı IŞİD'e karşı mücadeleye katıldı. Bu insanlar ülkelerinin hükümetleri tarafından tutuklanmadı. Bu, Türk devletinin Kobanê dosyasını hukuk yoluyla soykırım ve inkâr politikalarını sürdürmek için bir bahane olarak kullandığını gösteriyor. Türk devletinin bu politikaları değişmediği sürece birlikte barış ve demokrasi hakkında konuşamayacağız” şeklinde konuştu.