KJC: Önderliğimizin çağrısını 8 Mart’ın ruhu ile zafere erdirelim

Komelên Jinên Ciwan Koordinasyonu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne ilişkin açıklama yaparak, “Önderliğimizin demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmasını, 8 Mart’ın tarihsel anlamı ve ruhu ile zafere erdirelim” dedi.

Haber Merkezi- Komelên Jinên Ciwan (KJC) Koordinasyonu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle yazılı bir açıklama yaptı. KJC, tüm yurtsever genç kadınlara seslenerek, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu”nun gerekliliklerini yerine getirmeye çağırdı.

Komelên Jinên Ciwan (KJC) Koordinasyonu açıklaması şu şekilde: “Yeni mücadele dönemimiz olan 2025 yılında, büyük bir coşku ve umut ile karşıladığımız 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü; Rozalar, Sakineler, Bişengler, Saralar, Viyanlar, Vejinler ve Ronahiler şahsında tüm genç kadınlara ve dünya kadınlarına kutluyoruz.

Bu yıl 8 Mart; Önderliğimizin geliştirdiği ‘Barış ve Demokratik Toplum’ manifestosu ve özgürlük hakikatin bir karede buluşmasını ifade eden Önderliğimizin resminin bizlere ulaşması ile daha anlamlı ve tarihi bir ifadeye kavuşmuştur.

Bizlere özgür bir kadın olmanın ‘Xwebûn’ olmaktan geçtiğini öğreten ve birebir kadın özgürlük mücadelesini başlatan ve öncülüğünü yapan Önder Apo’yu; kadın özgürlük mücadelemizin tüm kadın kırım politikalarına karşı zirveye ulaştığı bu dönemde; sonsuz defa saygı, sevgi ve özlem ile selamlıyoruz.

Her yıl ve her dönem olduğu gibi Önder Apo her zaman kadını anlamlı kılmak ve özgürleştirmek için çok büyük bir çaba sarf etmiş ve gerici erkek zihniyetinin uygulamalarına ve dayatmalarına karşı hiçbir zaman geri adım atmamıştır. Özgür kadın yaratma tutkusundan vazgeçmemiştir.

Bizler bu gerçeklik doğrultusunda yönünü Önder Apo’ya veren genç kadınlarız. Bu temelde 27 Şubat tarihinde Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı ile bizzat Önderliğimizin başlattığı demokratik ve özgürlükçü değişim hamlesini ve projesini, başta biz genç kadınlara verilen ve uygulanması gereken bir talimat olarak ele alıyor, genç kadınlar olarak tüm mücadelemiz ve inancımız ile katılıyoruz.

Demokratik toplum, gençlerin ve kadınların öncülüğünde inşa edilir. Kapitalist modernite toplumsallığı hedef aldı. Gençleri ve kadınları toplumsallıktan uzaklaştırmayı ve maddileştirmeyi esas bilerek, kendi dinamiklerini geliştirdi. Bir kara bela gibi başta kadınların ve halkların yaşamının üzerine çöktü. Bu temelde tüm asimilasyon, toplum ve kadın kırım politikalarını en vahşi ve ahlak dışı yöntemler ile başta Kürdistan kadınları ve tüm dünya kadınları üzerinde uygulayarak erkek egemen zihniyeti sistemleştirdi. Özgür bir yaşamın ancak ve ancak kadın özgürleştikçe gerçekleşeceğini vurgulayan ve bu temelde özgürlük paradigmasını, mücadelesini geliştiren Önder Apo; kapitalist modernitenin tüm temellerini alt üst etmiştir. Her şey den önce, 50 yılı aşan mücadele tarihinde, kadın özgürlükçü toplum bilincini oluşturmayı, esas çizgi olarak belirleyerek, tüm reel sosyalist akımları sarsmıştır. Bu temelde ‘Kadın Özgürlük İdeolojisi’ ile kapitalist moderniteye en büyük darbeyi vurmuştur.

Önder Apo’nun çağrısına öncülük yamak görevimiz

Barış ve Demokratik Toplum çağrısı, en fazla biz genç kadınların canla başla çalışacağı bir hamledir. Bu hamlenin gerçekleşmesi, kadınlara demokratik ve eşitlikçi bir yaşamın kapılarını açacaktır. Genç kadınlar olarak bu çağrının gereklerini yerine getirmek, başarısı için öncülük yapmak bizlerin esas görevidir. Tüm genç kadınları bu tarihi görevin gerekliliklerini yerine getirmeye çağırıyoruz.

Önderliğimiz ile fiziki olarak, özgür yaşamak beklentiler ile gerçekleşmez. Yarım asrı aşkındır verilen bedellerin ve değerlerin öğrettiği gibi ancak ve ancak daha da büyütülen bir mücadele ile gerçekleşir. Bu çağrı; yeni, büyük bir direniş ve mücadele döneminin başlangıcıdır. Bu temelde Önderliğimizin fiziki özgürlüğünü gerçekleştirmek ve birebir ‘Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu ’nu oluşturabilmesi ve gerçekleştirebilmesi için, uygun koşulları oluşturmak bizlerin esas ve temel mücadele görevidir. Önderliğimiz fiziki olarak özgür olmadan hiçbir gelişmeden ve demokratikleşme adımından bahsedemeyiz.

Kürt, Türk, Arap, Ermeni, Süryani ve tüm enternasyonalist genç kadınlar; ezilen ve sömürülen toplum gerçekliğinde, esas hedef alınan kimliğin ve ulusun, kadın ulusu olduğu bilinci ile, tek yürek ve birliktelikle asrın çağrısına sahip çıkmalıdır.

Önderliğimizin fiziki özgürlüğünün ve demokratik toplumun gerçekleştirilmesi ile sadece 8 Mart değil yılın 365 günüde emekçi ve özgür kadın günü olacaktır. Bu ruh ve inanç ile genç kadınlar olarak mücadele alanlarına akın edelim, çok yönlü eğitimlerin geliştirilmesi ile Önderliğimizin felsefesi ile buluşalım ve örgütlenelim, sosyalist yaşamı tüm alanlarda geliştirelim. Jin Jiyan Azadî felsefesini haykırarak; Önderliğimizin demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmasını, 8 Mart’ın tarihsel anlamı ve ruhu ile zafere erdirelim!”