Kırgızistan'da fuhuşla suçlanan 4 kadın intihar girişiminde bulundu
Saunalarda çalışan kadınlara yönelik fuhuş suçlamaları, Bişkek yakınlarında dört genç kadını intihara sürükledi.
Haber Merkezi- Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'e sadece 50 km uzaklıktaki Kara-Balta'nın küçük bir köyünde dört genç kadın intihara teşebbüs etti. Ambulansın zamanında gelmesiyle dört kadın da kurtarıldı.
Kadınlardan biri intihar notunda, kendisini fuhuş yapmakla suçlayan erkeklerden aldığı tehditler nedeniyle 19 Ocak'ta böyle umutsuz bir adım atmaya karar verdiğini yazdı.
Kadınları utandıranların kimler olduğu biliniyor
Kendini “Gençlik Komitesi” ilan eden bir grup genç adam, o günün erken saatlerinde Kara-Balta'da bir araya gelerek, kadınların garson olarak çalıştığı yerel saunaların kapatılmasını talep etti. Onlara göre saunalar, genç kadınların bedenlerini sattığı bir günah yeri.
Erkekler internet üzerinden bir açıklama yaparak, “Kara-Balta şehrinde üç dört saunanın kapatılmasını talep ediyoruz. Oralarda fuhuş yapıyorlar. Kız kardeşlerimizin ve kızlarımızın geleceği için bu günahkâr iş yerlerinin kapatılmasını talep ediyoruz. Siz önlem almazsanız biz alırız!” dedi.
“ala kachuu”
Muhafazakar çoğunluk Müslüman Kırgızistan'da kadınları utandırma yeni bir şey değil. Ülkede kadınların kaderinin evde kalmak ve çocuk doğurmak olduğu inancı yaygın ve birçok kişi bunun ulusal geleneğin bir parçası olduğunu iddia ediyor. Meşhur “ala kachuu” olan gelin kaçırma uygulaması halen devam ediyor.
82. sırada yer aldı
Kırgızistan, Birleşmiş Milletler 2019 Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’nde 82. sırada yer aldı, ancak son birkaç yılda kadınlar daha çok sesini yükseltmeye ve hakları için savaşmaya başladı. Kadınlar haklarını talep etmek için yürüyüşler ve eylemler düzenliyor. Toplumdaki muhafazakar ve liberal güçler arasındaki çatışma derinleştikçe, utandırma, kadınların özgürleşmesini bastırmanın araçlarından biri haline geldi.
Hedef oldu
Tanınmış bir Kırgız aktris, tv sunucusu ve bir anne olan Nazira Aytbekova, Aralık ayında Instagram'da bir fotoğrafını yayınlayıp altına bir açıklama yazdıktan sonra çevrimiçi bir nefret kampanyasının hedefi oldu. Ertesi gün binlerce utanç verici yorumla uyandı.
Daha sonra, daha da açıklayıcı başka bir fotoğraf yayınlamaya karar verdi. “Biz Kırgızlar için utanç kıyafetlerle biter. Üzerinde kıyafetlerin varsa herşeyi yapabilirsin. Bir insanı öldürmek ayıp değildir. Eşlerinizi dövmek de değil. Oğullarınıza, kızlarınıza, akrabalarınızın çocuklarına tecavüz etmek ayıp değildir. Bir insana tecavüz edip sonra kalkıp gitmek ayıp değil. Bir çocuğu gebe bırakmak ve sonra nafaka ödemeyi reddetmek utanç verici değil. Dedikodu yapmak, nefret etmek ve kıskanmak ayıp değil. (…) Genel olarak insanlığı ayaklar altına almak ayıp değil ama nedense doğanın bize verdiğini göstermek ayıp!” diye fotoğrafın altına yazdı.
Online taciz
Pek çok takipçisi Aytbekova'yı desteklemeye başladı ve paylaştığı fotoğrafı utandırma ve taciz sorununa ışık tutmak için yeniden yayınladı. Ancak 36 yaşındaki Nazira Aytbekova için bu karşılaştığı ilk online nefret deneyim değildi.
Nazira Aytbekova Al Jazeera’ya verdiği bir demeçte, “2017'de boşandıktan sonra çok sayıda utanç verici yorum aldım. İnsanlar olanlar için beni suçladı çünkü bir kadın olarak ailemi kurtaramadım ve kocamın sadakatsizliğine gözlerimi kapatamadım. Korkunç bir stres altındaydım ve görünüşüm hakkında çok kötü hissettim. Boşanmamızdan bir ay sonra evlendi ama insanlar bütün kötü duyguları bana yöneltti.” dedi.
Şiddet mağdurları sorumlu tutuluyor
Kırgızistan kadına yönelik şiddetle mücadele için çeşitli uluslararası yasalar kabul etse de, kolluk kuvvetleri kadınları hem çevrimiçi hem de çevrimdışı tacizden koruyamıyor. Şiddet mağdurları, başlarına gelenlerden sorumlu tutulmaya devam ediyor.
İnsan hakları avukatı Elvira Tilek, Al Jazeera'ye verdiği demeçte, “Toplumsal cinsiyet yargıları ve ayrımcı sosyal, kültürel ve dini normların yanı sıra gelenekler, kadınların aile ve toplumdaki konumunu etkiliyor ve cinsellikleri de dâhil olmak üzere kadınların özgürlüğünü kontrol ediyor. Şimdiye kadar toplumun çoğu kadının yerinin evi ve evliliği olduğuna inanıyor. Ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddete maruz kalanlar suçlanma korkusu ile şikayette bulunmaktan korkuyorlar” diye ifade etti.
Çeviri: JINHA