Kerkük'te kadına yönelik şiddet gittikçe artıyor

Irak ve Federal Kürdistan Bölgesi’nde erkek egemen zihniyetin siyaset ve toplumsal yaşam üzerindeki etkileri, kadına yönelik şiddetin artmasındaki nedenlerinden biri olarak görülüyor.

ŞÎNYAR BAYÎZ

Süleymaniye-Irak ve Federal Kürdistan Bölgesi’nde kadına yönelik şiddet gündemden düşmüyor. Erkek egemen zihniyetin siyaset ve toplumsal yaşam üzerindeki etkileri, kadına şiddetin artması olarak yöneliyor. 140’ıncı madde kapsamına giren ve tartışmalı bölgeler arasında yer alan Kerkük’te de şiddet oranı Irak ve Federal Kürdistan Bölgesi’nin diğer kentlerine oranla daha çok artış gösteriyor. Kadın aktivist Sara Star, Federal ve Bölge hükümetlerinin kadın sorununu gündemine taşımadığını, kadına yönelik şiddetle gerekli düzeyde mücadele etmediğini ve kadın haklarına duyarlılık bakımından yasaların da yetersiz olduğuna dikkat çekti.

Federal Kürdistan Bölgesi’nin tarihi ve kültürel zenginliğiyle bilinen, adeta bir halklar mozaiği olan Kerkük’te yaşam, çatışma ve bölünmelerin gölgesinde devam ediyor. 140’ıncı madde kapsamına giren Kerkük’te en çok da kadınlar için yaşam zorluklarla yüklü. Kadına yönelik şiddetin en fazla arttığı kentler arasında adı sayılıyor.

Kadın örgütlenmeleri ve kurumlarının da yeterli düzeyde bulunmadığı kentte, kadınların karşılaşmış olduğu şiddet olaylarına da yeterli duyarlılık gösterilmiyor. 

Kerkük’te kadın sorunlarına duyarlılık oluşturmak için mücadele eden aktivist Sara Star, kadına yönelik artan şiddeti ve nedenlerini değerlendirdi.

‘Kadın örgütlerinin faaliyetleri yetersiz’

Kerkük’te bulunan kadın örgütlerinin soruna yaklaşım ve çözüm üretme konusunda belli çabaları olsa da Sara Star, bu çabaların yeterli olmadığını belirtiyor.

Kadınların günlük yaşam içerisinde maruz kaldıkları şiddetin türleri konusunda bilinçlenmelerini sağlamak ve şiddete karşı koyabilmeleri için öz benliklerini, iradelerini güçlendirmeleri gerektiğine daha çok dikkat çeken Sara Star, şunları ifade etti:

“Kadına yönelik artan şiddete karşı kadınların her anlamda kendilerini nasıl koruyacakları ve savunacakları konusunda çözümler geliştirmek lazım. Kadın örgütlerinin belli girişimleri var, ancak ben bunları yetersiz buluyorum. Daha doğru geliştirilen bu yöntemler şiddet sorununu ortadan kaldırmak için gerekli katkıyı sunmuyor. Yani sergi ve dikiş nakış kursları düzenlemekle yetinilmemeli, bu tür faaliyetler kadına yönelik artan şiddeti ortadan kaldırmıyor. Erkek egemenlikli zihniyet yapılanmasının toplum üzerinde yaratmış olduğu kadın algısını değiştirmek için mücadele etmek gerekir.”

Kadının toplumsal hafızadaki yeri hala çok geri

Kadını erkeğin mülkü, ikinci cins ve sınıf olarak gören erkek egemenlikli zihniyet yapılanmasının toplumsal zihniyet ve yapılanma üzerinde hala çok baskın olduğuna yer veren Sara Star, “ Kerkük’teki ortam muhafazakar, kadınların bir kadın örgütüne üye olmasını ya da gidip orada faaliyet yürütmesini bile kabullenemiyor. Kadın örgütlerine giden her kadını ‘yoldan çıkmış’ olarak tanımlıyorlar. Bu durum kadınların psikolojisi üzerinde de etkide bulunuyor ve kadınlar için en uygun mekanın ev olduğuna kanaat getiriliyor” dedi.

'Kadınlara çaresizlik ve yalnızlık dayatılıyor'

Aktivist Sara Star, kötü ekonomik şartları, dijital medya araçlarının kötü kullanımını, kadına yönelik şiddeti teşvik eden dizi film izlenme oranlarındaki artışın da şiddetin artmasında belirleyici etkenler arasında görüldüğünü ifade etti ve şu hususlara dikkat çekti: “Mevcut olan kadın merkezlerinde şiddete karşı yeterli düzeyde bilinçlendirme faaliyetinin yürütülmemesi, şiddet, tecavüz ve tacize maruz kalan kadınların bu durumu gizlemesi, yine evli olduğu erkek tarafından şiddete maruz kalan bir kadının boşanabilmesi için gerekli anayasal hakların olmaması ve kadını maddi anlamda da destekleyebilecek bir yasanın oluşturulmaması, kadınlar açısından durumu daha zorlaştıran hususlar olmaktadır.”

'Kadın koruma evleri artırılmalı'

Şiddete maruz kalan kadınların gidebilecekleri herhangi bir yerinin olmadığını, Federal Kürdistan ve Irak genelinde toplam 5 kadın koruma evi olduğu bilgisini de paylaşan Sara Star, bu kadın koruma evlerinin üçünün Kürdistan Bölgesi’nde, birinin Bağdat’ta bir diğerinin de Ambar’da bulunduğunu ve kadın koruma evlerinin daha da artırılması gerektiğini belirtti.

‘Kerkük'te aşiret kanunları devlet kanunlarından üstün’

Kerkük’te devlet yasa ve hükümlerinin değil aşiret yasa ve hükümlerinin hala geçerli olduğunu, mevcut devlet yasalarının da eşit hak ve özgürlüklere dair ciddi sorunlar içerdiğini ve bu konuda da reforma ihtiyaç olduğunu belirten Sara Star, devamla şunları belirtti: “Mevcut devlet yasaları kadınları cesaretlendirmiyor. Çünkü yürürlükte değil ve uygulamaya konulmuyor. Örneğin Irak Ceza Kanunu’nun 41 sayılı bendi kadınların terbiye edilmesi için erkeklere kadınlara şiddet uygulama hakkı tanıyor.  Dolayısıyla mevcut yasalarda da reforma ihtiyaç var” İfadelerine yer verdi.

 ‘Kadın parlamenterler daha fazla rol üstlenmeli’

Federal ve Bölgesel parlamentolarda yeterli kadın temsilinin olmadığını da eleştiren Sara Star, “Parlamentolarda yer alan kadınlar, kadın sorunu ve çözümü konusunda yeterli rolü üstlenmiyorlar. Kadın yasaları ve yaşanan sorunlar konusunda daha aktif olabilmeli ve çözüm geliştirmeliler. Ortak bir cephede mücadele edilir ve kadın sorunu öncelenirse birçok hususta değişim dinamiği olabileceklerine inanıyorum” dedi.

Aktivist Sara Star, şiddetin önüne geçmek için kadın örgütlerinin daha çok ortaklaşması, birlik olması gerektiğini de belirtti.