KCDP: 2021 yılında 280 kadın katledildi, 217 kadının ölümü ise şüpheli

Kadın katliamlarına dair verileri “2021 Yıllık Raporu” ile paylaşan KCDP, 2021 yılında erkekler tarafından 280 kadının katledildiğini belirterek, 217 kadının ise şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdiğine dikkat çekti. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesiyle birlikte kadın katliamlarının arttığına vurgu yapan KCDP, kadınlara dönük saldırılara karşı mücadelenin sadece Türkiye’de değil uluslararası alanda yayılmaya devam edeceğinin mesajını verdi.

Haber Merkezi – Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP), Türkiye’de katledilen kadın katliamlarına dair verileri  “2021 Yıllık Raporu” ile paylaştı. Rapora göre 2021 yılında erkekler tarafından 280 kadın katledilirken, 217’si ise şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Bu yıl yaşanan önemli gelişmelerden birinin tüm kadınların, çocukların, LGBTİQ+ların hayatını ilgilendiren İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede imzanın geri çekilmesi kararı olduğu kaydedilen raporda, “Ülkenin dört bir yanında İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmediğimizi söylemek üzere eylemlerdeydik. İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede imza geri çekilmiş olabilir. Fakat yıllardır her bir şehirde anlattığımız İstanbul Sözleşmesi hayatlarımızdan çıkmayacak. Kazanımlarımız bir adamın keyfi uygulamalarıyla kaybolmaz. İstanbul Sözleşmesi biziz, önemini anlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” denildi.

Raporun devamında şunlar yer aldı:

“2021 yılının özellikle son çeyreğinde tüm ülkenin en önemli gündemi ekonomik krizdi. Kurdaki artış ile lira hızla değer kaybetti. Bu artışların karşısında ürünlere yapılan zamlar kat ve kat arttı. Övgüyle açıklanan yeni asgari ücret, emekçi halkın temel ihtiyaçlarını dahi karşılamıyor vaziyette. Siyasi iktidar, sermaye sahiplerinin sırtını sıvazlarken, emekçilere de kulağını tıkamaya devam ediyor. Neredeyse yüzde 50 zam yapılan asgari ücretin, ürünlere yapılan zamlar karşısında hiçbir değeri kalmadı. Yurttaşlar her gün sokaklarda, geçim zorluklarından bahsederken yetkililer ekonominin ne kadar iyiye gittiğinden bahsediyor. Kriz kadınlar özelinde de fazlasıyla olumsuz sonuçlar doğuruyor. Mevcut durumda erkeklerle yapılan aynı işte, eşit ücret almayan kadınlar var. 2022 itibariyle bu durumun ve kayıt dışı çalıştırmanın da artabileceğini öngörmek zor değil. Siyasi iktidar bu hamleyi yapıp, emekçi halkın akıbetini patronların eline bırakamaz. Hiçbir emekçi asla yalnız değildir.

“Bakanlık istikrarsız veriler yayınlıyor”

Süleyman Soylu, bu sene yaptığı açıklamalarla kendisiyle çelişti. Nisan ayında yaptığı açıklamada ‘İstanbul Sözleşmesi feshedildikten sonra kadın cinayetleri azaldı’ dedi. İstanbul Sözleşmesi’nden Mart ayında imzanın geri çekildiğini göz önünde bulundurduğumuzda böyle bir analizin, böyle bir süre zarfında yapılması gerçek dışıdır. Bir ay içerisinde yaşanan düşüş, İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın çekilmesinin etkisini göstermez. Bunun dışında Soylu, son 5-6 yıldır kadın cinayeti sayılarında düşüş olduğunu söyledi. Yine aynı açıklamada bu senenin kadın cinayeti sayılarının önceki seneye oranla fazla olacağını açıkladı. Önce İstanbul Sözleşmesi’nden çekildikten sonra kadın cinayetlerinin azaldığını söyleyen bakan, sonrasında bu açıklamayı yaptı. Tanımı belli olmayan, çelişkili, istikrarsız veriler yayınlayan İçişleri Bakanlığı, bu şekilde kendinden emin söylemlerden ve gerçekliğin üstünü kapamaya çalışmaktan vazgeçmelidir. 

“Şüpheli ölümlerdeki gerçekler açığa çıksın”

Şüpheli kadın ölümleri artıyor. Kadın cinayetlerini artık meşrulaştıramayacağının farkında olan failler, kadın cinayetlerinin üstünü kapatmaya çalışıyor. Şüpheli bırakılan kadın cinayetleriyle ilgili etkin bir soruşturma ve kovuşturma süreci yürütülmüyor. Yetkililerin görevlerini yerine getirmediğinin farkında olan failler, kadın cinayetlerini şüpheli hale getirmeye başvuruyor. Her şüpheli kadın ölümünde ‘Ne oldu?’ diye sormaya devam ediyoruz. Fakat bunun karşısında yetkililer bu sorulara cevap dahi vermemekte ısrarcı. Biz bu soruları sormaya devam edeceğiz. Hiçbir kadın cinayetinin şüpheli bırakılmasına izin vermeye niyetimiz yok. Yetkililer görevlerini yerine getirsin, şüpheli kadın ölümlerindeki gerçekliği açığa çıkarsın.

“Katledilen 280 kadından 33’ünün koruma kararı vardı!”

Bu yıl derlediğimiz verilerde şüpheli kadın ölümlerindeki artışla beraber iki önemli sonuçla daha karşı karşıyayız. Bu yıl işlenen 280 kadın cinayetinde, öldürülen kadınların 33’ünün daha önceden polis ya da savcılığa şikayette bulunduğu ya da koruma kararı olduğu ortaya çıktı. 33 kadın yetkililere başvurduğu halde, yetkililerin görevini yerine getirmemesi sonucu erkek şiddetiyle öldürüldü. Peki bu yetkililerden kaçı hakkında işlem başlatıldı, bunu dahi bilmiyoruz. Yetkililer kendisine başvuran kadınları korumuyorken, 6284’ü uygulamazken, İçişleri Bakanı kadın cinayetlerinin azaldığını iddia ediyor.

“Kadın katliamlarını önlemeye çalışanlarda öldürülüyor”

Bu sene içerisinde anayasal hakkını kullanan onlarca arkadaşımız gözaltına alındı, haklarında dava açıldı. Kadınlar, kadın cinayetlerini durdurmak için mücadele ederken anayasaya aykırı bir şekilde kolluk kuvveti anında müdahale ediyor. 33 kadının yetkililere  başvurduktan sonra öldürülmesi, kadınların hayatı konusunda aynı ‘titizlikte’ hareket edilmediğini kanıtlıyor. Görevini yerine getirmeyen, 6284’ü uygulamayan kolluk kuvvetleri tespit edilip, gerekli süreçler başlatılmalıdır. Bir diğer önemli sonuç ise, bu sene işlenen 35 kadın cinayetinde, öldürülen kadınların 20’si yakınlarıyla birlikte öldürülmüş, 17 olayda da kadınların yakınları yaralanmıştır. Kadınlar öldürülürken, buna engel olmak isteyen yakınları öldürülüyor, yaralanıyor. Erkek şiddeti artık sadece kadınları değil, kadınların ölümüne karşı koyan yakınları da hedef almış durumda. Faillere bu cesareti veren de, yine önleyici olmayan politikalarıyla yetkililerdir. Kadınları korumayan, failleri cesaretlendirici politikalar yürüten her bir yetkili için de mücadelemiz sürecek. 

“Serpil Erfındık davası emsal bir dava”

İlk kez, 2021 yılında, bir kadın cinayetiyle ilgili Anayasa Mahkemesi ihmali olan kamu görevlilerinin yargılanmasını istedi. Takipçisi olduğumuz, eskiden evli olduğu erkek tarafından öldürülen Serpil Erfındık davasında AYM, yeterli önleyici koruyucu tedbirleri almayan kamu görevlilerinin yargılanmasını istedi. Bu karar, kadın kurtuluş mücadelesinde alınan emsal kararlardan biridir. Yıllardır kadın cinayetlerinde kadınları korumayan, görevlerini yapmayan yetkililerin de yargılanması gerektiğini söylüyoruz. Mücadelemiz sonucu Anayasa Mahkemesi’nden çıkan karar, önemli bir kazanımdır. Bununla birlikte İstanbul Kadıköy metrosunda, bir kadını bıçakla tehdit eden saldırgan hakkında savcının sevk yazısı da öne çıkan konulardan biriydi. Saldırgan tutuklanırken, savcı sevk yazısında ‘Tüm kadınların özgürce yaşama, sokakta bulunma ve hayatlarına devam etme hakkına saldırı’ ifadelerini kullandı. Mücadelemiz büyüyor. Büyüdükçe kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet olaylarında emsal kararlar alınıyor. Kadın cinayetlerini ve kadına yönelik şiddeti durdurana kadar mücadelemiz sürecek.

“Kendini koruyan kadınlar adil yargılanmıyor”

Bu yıl, hayatta kalmak için evli olduğu erkeği öldürmek zorunda kalan Çilem Doğan’ın cezası onandı. Çilem 15 yıl hapis cezası aldı. Yine aynı dönemde hepimizin aklına ‘Ölmek istemiyorum’ cümlesiyle kazınan Emine Bulut davasında Bölge Adliye Mahkemesi savcısının fail hakkında iyi hal ve tahrik indirimi istediği ortaya çıktı. Kadınlar hayatta kalmak için şiddet faillerini öldürmek zorunda kalıyor. Diğer yanda kendisini koruma şansı olmayan kadınların davalarında faillere indirim isteniyor. Çilem fail hakkında defalarca kez şikayetçi olmuştu fakat korunmadı. Kadınları korumayan sistemde yargı, kendini koruyan kadınları adil yargılamazken, öldürülen kadınların faillerine indirim istiyor. Çilem ve Emine’nin davasındaki mücadelemiz sürecek. Kadınlar için adaleti, örgütlü mücadelemiz ile sağlayacağız.

“Tüm kadınlarla ortak mücadelemiz sürecek”

2021 yılında dünyanın her bir yanındaki kadınların özgürlük mücadeleleri devam etti. Afganistan’da Taliban hükümetinin kurulmasının ardından Afganistanlı kadınların özgürlükleri ellerinden alındı. Buna karşılık kadınlar canları pahasına sokaklarda protesto ettiler. Meksika’da, Arjantin’de, Teksas’ta kürtaj yasağına yönelik mücadeleler veren kadınlar türlü kazanımlar elde etti. Türkiyeli kadınların da ekonomik, toplumsal pek çok konuda mücadeleleri sürmekte. Dünyanın her yerindeki kadınlarla eşitlik ve özgürlük mücadelemiz ortak. Farklı farklı konularda, aynı mücadeleyi sürdürüyoruz. Bu mücadelenin kazananı kadınlar olacak. Türkiye’de ve dünyada kadınlar özgür yaşayacak!

“Yasalar kadın ve çocuklar için uygulanmalı”

Cinsel istismar ve kasten öldürme gibi suçlarda tutuklama için somut delil şartı TBMM’de kabul edildi. Ortada deliller mevcutken failler tutuklanmıyor, yasalar uygulanmıyor. Buna rağmen kabul edilen madde, failleri korur nitelikte. Yasalar kadınlar ve çocuklar için uygulanmalıdır, failleri aklamak için değil. Kadın cinayetlerine ve çocuk istismarına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.”

2021 yılı kadın katliamları verileri ise şöyle paylaşıldı:

“2021 yılında öldürülen 280 kadının 124’ü evli olduğu erkek, 37’si birlikte olduğu erkek, 24’ü tanıdık birisi, 21’i eskiden evli olduğu erkek, 16’sı akrabası, 13’ü eskiden birlikte olduğu erkek, 13’ü babası, 11’i oğlu, 6’sı kardeşi, 3’ü tanımadığı birisi, 1’i kendisini bir süredir takip eden erkek tarafından öldürülmüştür. 11 kadının ölümüne sebep olan kişilerin yakınlık durumu tespit edilememiştir.

“2021 yılında kadınlar çoğunlukla evlerinde öldürüldü”

Kadınların 178’i evinde, 33’ü sokak ortasında, 12’si arazide, 10’u iş yeri, 9’u arabada, 8’i ıssız yerde, 6’sı otelde, 2’si apartman girişinde, 2’si parkta, 1’i kömürlükte, 1’i barakada, 1’i okul önünde, 1’i minibüste, 1’i evinin dışındaki tuvalette, 1’i avukatlık bürosunda, 1’i fabrikada, 1’i otoparkta, 1’i evinin önünde, 1’i sağlık ocağı bahçesinde öldürülmüştür. 10’unun öldürüldüğü yer tespit edilememiştir. Bu yıl öldürülen kadınların yüzde 64’ü evlerinde öldürüldü. 

“2021 yılında kadınlar en çok ateşli silahlarla öldürüldü”

134’ü ateşli silahlarla, 93’ü kesici aletle, 31’i boğularak, 8’i darp edilerek, 3’ü yakılarak, 2’si yüksekten atılarak, 4’ü sert bir cisimle vurularak, 3’ü aracın altında kalarak öldürüldü. 2 kadının hangi silahla öldürüldüğü tespit edilemedi.”

“Mücadelemiz uluslararası alanda yayılıyor”

Ülkenin dört bir yanında meydanlarda oldukları belirtilen raporda, adliyelerde, okullarda, kampüslerde, iş yerlerinde, uluslararası gündemde oldukları ifade edilerek, “Bu yıl Almanya Kadın Meclisleri’ni kurduk. Almanya’daki üyelerimizle 8 Mart, İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz, 25 Kasım eylemleri ve Azra Gülendam için eylem düzenledik. Almanya’da ve dünyanın dört bir yanındaki kadınlarla örgütlenmeye devam edeceğiz. Bu sene bir diğer güzel gelişme ise Finlandiya Hükümeti tarafından Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ödülüne layık görüldük. Ödülü Finlandiya Başbakanı Sanna Marin’den alan Genel Temsilcimiz Gülsüm Kav, ödülün mücadele eden tüm kadınların olduğunu belirtti. ‘Dying to Divorce’ belgeseli İngiltere’nin en iyi uluslararası uzun metrajlı filmi olarak Oscar’a aday gösterildi. Mücadelemiz sadece Türkiye değil, uluslararası alanda da yayılıyor, yayılmaya devam edecek” denildi.

Raporun tamamına şuradan ulaşabilirsiniz:

http://kadincinayetlerinidurduracagiz.net/veriler/3003/kadin-cinayetlerini-durduracagiz-platformu-2021-yillik-veri-raporu