Kayıp yakınlarından adil yargılama talebi

Kayıp yakınları bu hafta HADEP Silopiya İlçe Başkanı Serdar Tanış ve ilçe yöneticisi Ebubekir Deniz’in akıbetini sorarak, “AİHM kayıtlarına da geçen Tanış ve Deniz dosyasında adil bir yargılama yükümlülüğünü yerine getirmeye çağırıyoruz” dedi.

Amed - İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eylemlerinin 729’uncu haftasına ilişkin Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde açıklama yaptı. Kaybettirilenlerin fotoğraflarını açan aileler, 25 Ocak 2001’de gözaltında kaybedilen Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) Silopiya İlçe Başkanı Serdar Tanış ve ilçe yöneticisi Ebubekir Deniz’in akıbeti sordu.

‘HADEP’in açılışıyla birlikte baskılar arttı’

İHD Amed Şube Başkan Yardımcısı Ezgi Sıla Demir, Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in kaybediliş öyküsünü şu sözlerle anlattı: “25 yaşındaki Serdar Tanış ve arkadaşları HADEP Silopiya ilçe teşkilatı açmak üzere çalışmalara başlar. Çalışma yürütenler, Şırnak İl Jandarma Alay Komutanı General Levent Ersöz ve Silopi İlçe Jandarma Karakol Komutanı Yüzbaşı Süleyman Can’ın ‘Benim bulunduğum bölgede HADEP açılmaz, buna asla izin vermem’ şeklindeki ağır tehdit ve baskısı ile karşılaşırlar. Tüm baskılara rağmen 3 Ocak 2001 tarihinde HADEP ilçe teşkilatı açılır ve Serdar Tanış İlçe Başkanı olur. Sonrasında baskılar daha da artar.

Silopi İlçe Jandarma Komutanlığı’na çağrıldılar

25 Ocak 2001 tarihinde Silopi Jandarma Komutanlığından Serdar Tanış telefonla aranıp komutanlığa gelmesi istenilir. Serdar Tanış, ilçe yöneticisi Ebubekir Deniz’i de yanına alarak Silopi İlçe Jandarma Komutanlığı’na gider ve onlardan bir daha haber alınmaz. Aynı gün takriben saat 15.00 sularında cep telefonundan Tanış ve Deniz’i arayan yakınları ve partili arkadaşları, telefonlarının kapalı olması nedeniyle kendilerine ulaşamazlar. 26 Ocak 2001 tarihinde Tanış ve Deniz’in yakınları Silopi Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusu niteliğinde kayıp ihbarı yaparlar. Bu başvuru üzerine olaya ilişkin görgüleri bulunan tanIklar Ömer Sansur, İsa Kanat, Hamit Belge ve Eyüp Tanış’ın ifadeleri alınır.

 Af Örgütü’ne acil eylem çağrısı

26 Ocak 2001 tarihinde Tanış ve Deniz’in yakınlarının İHD Amed Şubesi’ne başvuruları üzerine, İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Av. Osman Baydemir durumu yazılı olarak Şırnak Valiliğine, Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığına, Silopiya Kaymakamlığına, Olağanüstü Hal Bölge Valiliğine ve Meclis İnsan Hakları Araştırma Komisyonuna bildirerek, gerekli girişimlerde bulunulması ve adı geçenlerin can güvenliğinin sağlanmasını talep eder. Baydemir, aynı gün, Olağanüstü Hal Bölge Vali Yardımcılarından biri  ve Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığıyla birer telefon görüşmesi yapar. 26 Ocak 2001 tarihinde Tanış ve Deniz’in yakınlarının başvuruları üzerine Av. Tahir Elçi, Uluslararası Af Örgütüne başvurarak, adı geçenlerin ‘Gözaltında kaybolma’ ihtimali bulunduğunu ve yaşamlarının tehlikede olduğunu belirterek ‘acil eylem’ çağrısında bulunur.

29 Ocak 2001 tarihinde ise Serdar Tanış’ın babası Şuayip Tanış, Silopi Cumhuriyet Savcılığı’na dilekçe ile başvuru yaparak ‘Serdar’ın daha önce maruz kaldığı uygulamaları, oğluna yapılan ölüm tehditlerini ve gözaltına alınma olayına ilişkin gelişmeleri’ anlatarak şikâyetçi olur.  29 Ocak 2001 günü olayla ilgili araştırmalarda bulunmak üzere aralarında İHD Amed Şube Başkanı Av. Osman Baydemir ve TİHV Temsilcisi Av. Sezgin Tanrıkulu’nun da bulunduğu bir heyet, Silopiya ve Şırnak’ta resmi makamlarla ve olayın tanıklarıyla resmi görüşmelerde bulunur.

‘Tüm girişimler sonuçsuz kaldı’

Olayın yazılı basın aracılığıyla kamuoyuna yansıması üzerine Şırnak Valiliği 1 Şubat 2001 tarihinde yazılı bir basın açıklaması yapar. Açıklama da iddiaları reddeder ancak yeni ve ilginç bir bilgi verir. Şırnak Valisi Hüseyin Başkaya, Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in 25 Ocak’ta Silopi İlçe Jandarma Komutanlığı’na geldiklerini ancak yarım saat kaldıktan sonra ayrıldıklarını açıklar. İnsan hakları örgütleri, aydınlar, BM yargısız ve keyfi infazlar komisyonu Tanış ve Deniz’in akıbeti için devreye girer. Ama tüm girişimler sonuçsuz kalır. Dosya etkin bir soruşturma yürütülmeden 2015 yılında takipsizlik ile sonuçlanır. Takipsizlik kararına yapılan itiraz ise Cizre Sulh Ceza Mahkemesi tarafından reddedilir. Bunun üzerine aileler 17 Ağustos 2015 tarihinde anayasa mahkemesine başvuruda bulunur. AYM 18 Temmuz 2019 tarihinde süre aşımından başvuruyu reddeder.

‘AİHM Türkiye’yi mahkum etti’

Oysa 2001 yılında AİHM’e taşınan dava da mahkeme ‘yerel mahkemeler tarafından ayrıntılı bir adli inceleme veya bağımsız bir soruşturma gerçekleştirilmemiş olmasını üzüntü ile karşılamaktayız’ diyerek Tanış ve Deniz’in kaybedilmesinden devletin sorumlu olduğu sonucuna vararak ve Türkiye’yi oy birliği ile tazminata mahkum eder.

‘Kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz’

677. haftamızda adli ve siyasi makamları göreve çağırıyoruz. İç hukukta yürütülen soruşturmanın kusurlu olduğu ve ön yargılı fikirlere dayandığı AİHM kayıtlarına da geçen Tanış ve Deniz dosyasında adil bir yargılama yükümlülüğünü yerine getirmeye çağırıyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz için tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz.”