Kayıp yakınlarından adalet çağrısı

İHD ve kayıp yakınları Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla 863’üncü kez toplanarak, adalet çağrısında bulundu.

Amed - İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesinde 863’ünsünü düzenledikleri eylemde, bir kez daha adalet çağrısında bulundu.

Rezan  ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirilen eylemde gözaltında kaybettirilen ve faili meçhul katliamlarla yaşamını yitirenlerin fotoğrafları taşındı. Eylemde, 20 Ağustos 1994 tarihinde gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Mehmet Salim Acar’ın akıbeti soruldu.

Mehmet Salim Acar’ın hikâyesi, İHD Amed Yönetim Kurulu üyesi Fırat Akdeniz tarafından okundu.

Bismil'in Ambar köyünde yaşayan bir çiftçi olan 31 yaşındaki Mehmet Salim Acar’ın 20 Ağustos 1994 tarihinde oğlu ve arkadaşı ile birlikte köy civarındaki tarlada çalışırken plakasız gri bir Toros ile gelen ve kendilerini polis olarak tanıtan silahlı kişilerin Mehmet Salim Acar ve diğer çiftçinin kimliklerini istediğini söyleyen Fırat Akdeniz, Mehmet Salim Acar’ın zorla otomobile bindirilerek götürüldüğünü aktardı.

Elleri ve gözleri bağlıydı

Fırat Akdeniz, “Nehir kenarında çamaşır yıkayan Mehmet Salim Acar’ın kızı ve komşuları, nehre doğru yaklaşan Toros'un içinde Acar'ı elleri, gözleri ve ağzı bağlı bir biçimde gördüler. Ayrıca Toros'a nehir kenarında bekleyen ve içinde beş kişi bulunan diğer bir otomobilin eşlik ettiğine ve araçların Bismil'e doğru uzaklaştığına tanık oldular. Söz konusu araçların Bismil Jandarma Tabur'una girdiği bilgisini alan aile, Mehmet Salim Acar'ın nerede olduğunu ve neden gözaltına alındığını öğrenmek amacıyla askeri, adli ve idari makamlara başvurdu. Ardından Acar ailesi; Cumhurbaşkanlığı, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı başta olmak üzere ilgili ulusal makamlara başvurdu ve acilen harekete geçilerek Mehmet Salim Acar’ın can güvenliğinin sağlanmasını talep etti” dedi.

Silvan Cumhuriyet Savcılığı'na başvuran ailenin, Mehmet Salim Acar'ın kaçırılmasından sorumlu oldukları gerekçesiyle Bismil İlçe Komando Tabur Komutanı İzzet Cural ve jandarma görevlisi Ahmet Babayiğit hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu belirten Fırat Akdeniz, “İl İdare Kurulu 23 Ocak 1997 tarihinde bu kişilere karşı yeterli delil olmadığı iddiasıyla, yargılama yapılmaması yönünde karar verdi. Tüm baskı ve tehditlere rağmen yıllarca Mehmet Salim Acar’ın bulunması için mücadele yürüten aile, iç hukuktan sonuç alamadı. Dava AİHM'e taşındı. Türkiye, AİHM'e: ‘hükümetimiz M. Salim Acar'ın ortadan kaybolmasının ailesinde sebep olduğu ıstırap nedeniyle üzüntü duymaktadır. Kaybolma iddialarında etkin soruşturmalar yürütmemenin Sözleşmenin 2, 5, 13. maddelerinin ihlalini oluşturduğunu kabul etmekteyiz’ dedi. Başvurucuya dostane çözüm teklif etti. Acar Ailesi dostane çözüm teklifini reddetti ve maruz kaldığı ihlalin mahkemenin kararıyla belirlenmesini istedi” şeklinde konuştu.

‘AİHM'in kararları devlet açısından bağlayıcıdır’

 

Davayı esastan inceleyen mahkemenin, 8 Nisan 2004 tarihli kararı ile Mehmet Salim Acar'ın kaybolmasına ilişkin yeterli ve etkili bir soruşturma yürütülmediğine kanaat getirdiğini söyleyen Fırat Akdeniz, bu gerekçeyle Mehmet Salim Acar’ın yaşam hakkının ihlal edildiğine karar verilerek Türkiye'yi oybirliği ile mahkûm ettiğini kaydetti. Fırat Akdeniz, “AİHM'in kararları devlet açısından bağlayıcıdır. AİHM içtihatlarına göre Devlet gözaltında kaybetme olayı karşısında, kayıp vakasının tam olarak nasıl gerçekleştiğine ilişkin maddi gerçeği açığa çıkarmak, kaybedilenin na'şının bulunduğu yeri tespit etmek, failleri yargılamak ve cezalandırmak amacıyla etkili bir soruşturma yürütmek zorundadır. Bir kez daha haykırıyoruz! Gözaltında kaybedilişinin 31. yılında siyasi ve adli makamları Mehmet Salim Acar dosyasında etkili bir soruşturma yürütme yükümlülüğünü yerine getirmeye çağırıyoruz” diyerek adalet talebini yineledi.

 Açıklama, oturma eylemi ile son buldu.