Kayıp yakınları Mehmet Ertak’ın akıbetini sordu

İHD ve kayıp yakınlarının Amed’de düzenlediği eylemde gözaltında kaybettirilen Mehmet Ertak’ın akıbeti soruldu.

Amed- İHD ve kayıp yakınları, eylemlerinin 862’nci haftasında Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi.

Eylemde, kayıp yakınları, gözaltında kaybettirilen ve faili meçhul bir şekilde katledilenlerin fotoğraflarını taşıdı. Eylemde, bu hafta 20 Ağustos 1992 tarihinde gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Mehmet Ertak’ın akıbeti soruldu.

Mehmet Ertak’ın hikâyesi İHD Amed Yönetim Kurulu üyesi Fırat Akdeniz tarafından okundu.

Şirnex’e bağlı Rezuk Mezrası'nda yaşayan 32 yaşındaki dört çocuk babası Mehmet Ertak’ın, kentteki kömür ocağında işçi olarak çalıştığını aktaran Fırat Akdeniz, “Kardeşi dağa gittiği gerekçesiyle tüm aile yoğun baskı ve tehdit altındadır. Mehmet Ertak 2 kez gözaltına alınır ve gözaltı sırasında ağır işkence görür. 20 Ağustos 1992 tarihinde aynı yerde çalışan üç akrabası Abdulmenaf Kabul, Süleyman Ertak ve Yusuf Ertak ile birlikte işten eve dönmek üzere yola çıkar. Bulundukları araç, bakımevi kontrol noktasında resmi giyimli polislerce durdurulur. Kimlik kontrolü sonrasında Mehmet Ertak gözaltına alınarak Şırnak Emniyet Müdürlüğü’ne götürülür. Ertesi gün gözaltına alınan ve iki gün sonra serbest bırakılan Abdullah Ertuğrul adlı bir tanıdıkları Ertak ailesine gözaltındayken bir gün boyunca Mehmet ile aynı hücrede tutulduğunu anlatır. Üç kişi onu gözaltına alınırken gördüğüne, altı kişi de onu gözaltında işkencede gördüğüne tanıklık eder” dedi.

Ailenin yaptığı tüm başvurular sonuçsuz kalır

Mehmet Ertak’ın babası İsmail Ertak’ın savcılığa başvurduğunu, Mehmet Ertak’ı gözaltında görenlerin savcılıkta tanıklık yaptığını ve bir sonuç alınamayınca 10 Eylül 1992 tarihinde İsmail Ertak’ın Valiliğe başvuru yaptığını kaydeden Fırat Akdeniz, “Vali Mustafa Malay, gözaltında Mehmet Ertak’ı gören bir tanığı sorgular, Jandarma ve polisten Mehmet Ertak’ın gözaltında tutulup tutulmadığını sorar. Polis, Mehmet Ertak’ın gözaltına alınmadığı cevabını verir. Olay, Şırnak Milletvekili Orhan Doğan aracılığıyla 27 Ekim 1992 tarihinde soru önergesiyle Meclis'e taşınır. Dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, soru önergesine verdiği cevapta Mehmet Ertak’ın gözaltına alınmadığını belirtir. Ailenin yaptığı tüm başvurular sonuçsuz kalır. Mehmet Ertak’ın gözaltına alındığı inkâr edilir” diye belirtti.

Şırnak Emniyet Müdürlüğü emrinde “sorgu elemanı” olarak çalışan JİTEM personeli Murat İpek’in 1997 yılında yaptığı itirafları hatırlatan Fırat Akdeniz, “Murat ipek, ‘Mehmet Ertak’ı Şırnak Emniyet Müdürü Necati Altuntaş ve Terörle Mücadele Şubesi Müdürü Mehmet Kaplan'ın emriyle öldürüp gömdük’ der. Yaptıkları tüm infazların dönemin OHAL Valisi Ünal Erkan’ın bilgisi dâhilinde gerçekleştiğini söyler. Yapılan tüm hukuki girişimlere ve JİTEM elemanının itiraflarına rağmen Mehmet Ertak’tan bir daha haber alınamaz. İç hukukta sonuç alınamayan dosya, Avukat Tahir Elçi tarafından 1 Ekim 1992 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 9 Mayıs 2000 tarihinde Mehmet Ertak’ın gözaltında kaybedilmesinden hükümetin sorumlu olduğu ve buna devlet yetkililerinin neden olduğu sonucuna vararak Türkiye'yi oy birliği ile mahkûm eder. Kaç yıl geçerse geçsin Mehmet Ertak için adalet istemekten asla vazgeçmeyeceğiz” diye belirtti.  

Açıklama yapılan 1 dakikalık oturma eylemi ile son buldu.