Kayıp yakınları aynı aileden kaybettirilen 3 kişinin akıbetini sordu

Diyarbakır’da 693’üncü haftada bir araya gelen kayıp yakınları, Kulp ilçesinde kaybettirilen Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın akıbetini sordu.

Amed - İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ile kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebiyle 693'üncü haftada Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. Eyleme kayıp yakınları, sivil toplum örgütleri ve İHD yöneticileri katıldı. Bu hafta Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı Çağlayan köyünde kaybettirilen Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın hikayesi paylaşıldı. Hikayeyi İHD Kayıp Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz tarafından okundu.

 Onca delile rağmen kimse cezalandırılmadı

Kayıp Selim Örhan’ın oğlu Adnan Örhan, “Yıllar sonra gerçekler ortaya çıktı. Yıllardır kayıp yakınları mücadele ediyor ve etmeye de devam edecek. Kayıp gerçekliği aydınlanmayana kadar, adalet sağlanmayana kadar demokrasiden söz etmek mümkün değildir. Bu insanların çoğu hiçbir örgüt veya siyasi partiyle ilgisi ve suçu olmadığı halde evlerinden alınıp kurşuna dizildiler. Hep söylüyoruz yine de söyleyeceğiz. Her ne kadar iktidara gelenler bizim dönemimizde yapılmadı deseler de faillerin cezalandırılmaması yargının da sorumluluğudur. Yargı onca delile rağmen kimseyi cezalandırmadı. Kayıp yakınları olarak kayıplarımızın akıbetini sormaya devam edeceğiz. Hakikat ve adalet sağlanmalıdır. Adalet sadece bize değil ülkedeki herkese lazım” dedi.

İnsanlar eşyalarını toparlayamadan evler ateşe verildi

Konuşmanın ardından Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın kaybedilme hikayesi İHD Kayıp Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz tarafından okundu. Hikayede şunlar belirtildi:

 “Bolu Komando Tugayı’na bağlı askeri birlikler 6 Mayıs 1994 tarihinde Diyarbakır Kulp İlçesi Deveboyu Mezrası’na baskın yaparak, imama minareden köylülerin cami önünde toplanması için anons yaptırır.

Askerler cami önünde toplanan köylülere evlerinin yakılacağını söyler ama öncesinde eşyalarını toplamaları için izin verir. Sonradan köylülerin eşyalarını taşıması tamamlanmadan evler ateşe verilir.

Tekrar köye gelen askerler 3 kişiyi gözaltına aldı

24 Mayıs 1994 tarihinde askerler tekrar köye gelir. O sırada köyde bulunan 46 yaşındaki Selim, 40 yaşındaki Hasan ve 17 yaşındaki Cezayir Örhan’ı askerler yanlarında götürürler. ‘Onları nereye götürüyorsunuz?’ diye soran ailelerine askerler ‘Yolda bize rehberlik edecekler, sonra bırakacağız, merak etmeyin’ cevabını verirler. Salih Örhan ertesi gün Zeyrek Jandarma Komutanlığına giderek kardeşleri Selim ve Hasan ile yeğeni Cezayir'i sorar. Zeyrek Jandarma Komutanı Ahmet Potaş, Kulp'a götürüldüklerini söyler. Örhan bu sefer Kulp Jandarma Komutanı Ali Ergülmez ile görüşür ancak Ali Ergülmez konuya ilişkin bilgisi olmadığını söyler.

AİHM Türkiye’yi tazminata mahkum etti

Bölgedeki karakollardan cevap alamayan Salih Örhan, Kulp Cumhuriyet Başsavcılığı'na, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığı'na, OHAL Valiliği'ne, Diyarbakır Jandarma Asayiş Komutanlığı'na, Adalet ve İçişleri Bakanlıklarına resmi başvurular da bulunur. Selim Örhan, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde görevli savcı Mustafa Atagün’e ifade vermiş. Selim Örhan’ın anlattıkları karşısında çok sinirlenen savcı ‘Devletin insanların kaybolmalarına neden olduğunu nasıl iddia edebilirsin?’ diyerek onu azarlar. Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın gözaltına alındığına, önce Serik karakoluna ardından Lice jandarma karakoluna son olarak da bir kısmı işkencehaneye çevrilen Lice Yatılı Okulu’na götürüldüğüne dair tanıklık edenler olur. Ancak Kulp Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 8 Haziran 1994 tarihinde başlattığı soruşturmada, gözaltı kayıtlarında Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın adlarının yer almadığı gerekçesiyle soruşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Tüm girişimleri sonuçsuz kalan Örhan Ailesi, İHD Diyarbakır Şubesi avukatları aracılığıyla AİHM’e başvuru yapar. 6 Kasım 2002 tarihinde AİHM, Türkiye’yi Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın gözaltında kaybedilmesinden sorumlu tutarak tazminata mahkûm eder.

 Etkin bir soruşturma yapılmadı

2003 yılında Selim ve Hasan Örhan'a ait kemikler Kulp'a bağlı Bağcılar köyü yakınlarında bir toplu mezarda bulunmuştur. Cezayir Örhan’a ise hala ulaşılamamıştır. İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda kimliklendirme çalışması yapılan Selim ve Hasan Örhan’a ait kemikler 16 Temmuz 2004’te postayla Kulp Savcılığı’na gönderilir. Ancak defnetmek için kemikleri isteyen aileye Savcılık kemiklerin kaybolduğu bilgisini verir. Aile ve İHD’nin altı yıllık arayışının ardından Örhanlara ait kemiklerin, aynı toplu mezardan çıkan 6 kişiyle birlikte topluca kimsesizler mezarlığına gömüldüğü anlaşılır. Faillerin tespiti ve yargılanmaları için her ne kadar savcılığa başvuru yapılmışsa da dosyada etkin bir soruşturma yapılmamış ve dosya zamanaşımına uğramıştır.”

Eylem, gözaltında kaybedilen tüm faili meçhuller için 1 dakikalık oturma eyleminin ardından sona erdi.