Kapatma davasında ilk inceleme bugün: Hukuki değil siyasi
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in HDP’nin kapatılması için hazırladığı iddianame Anayasa Mahkemesi’nde incelenecek. Sürecin nasıl işleyeceği net değil birçok ihtimal üzerinde duruluyor. Ancak muhalefet ve HDP’liler davanın siyasi olduğu yönünde ortaklaşıyor. HDP Amed Milletvekili Selma Güzel, iktidarın her yönüyle çöküşünü engellemek için çareyi HDP’yi kapatmakta aradığını vurgularken HDP Amed Milletvekili Remziye Tosun, bugünün tarihine dikkat çekiyor ve “Söz konusu Kürtlerse tarihler bile özel olarak seçiliyor” diyor.
MEDİNE MAMEDOĞLU
Amed- Anayasa Mahkemesi (AYM), HDP’nin kapatılması istemiyle açılan davanın ilk incelemesini bugün yapacak. Yüksek mahkemenin iddianamenin kabul edilip edilmeyeceğine karar vereceği inceleme öncesinde konuştuğumuz HDP Amed milletvekilleri Semra Güzel ve Remziye Tosun süreçle ilgili ajansımıza konuştu.
Kabul edilmesi durumunda iddianame ön savunma için HDP’ye gönderilecek. İddianamenin kabul edilmesi halinde HDP, ön savunmasını verilen sürede AYM'ye gönderecek. Parti ön savunmaya ilişkin sürenin uzatılması için Yüksek Mahkemeye başvuruda bulunabilecek. Ek süre talebini yine AYM karara bağlayacak. Parti tarafından ön savunmanın verilmesinin ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin esas hakkındakini görüşünü sunacak. Bu görüş de HDP'ye gönderilecek. Anayasa Mahkemesi’nce belirlenecek tarihlerde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, sözlü açıklama, HDP yetkilileri de sözlü savunma yapacak.
Kapatma dışında yaptırımlar da olabilir
Bütün bu sürecin ardından davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak raportör esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu işlemler sürerken, gerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı gerekse davalı HDP ek delil veya yazılı ek savunma verebilecek. Raporun AYM üyelerine dağıtılmasının ardından Başkan Zühtü Arslan toplantı için bir gün belirleyecek. Üyeler belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak. HDP hakkındaki kapatma davasını 15 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi heyeti karara bağlayacak. Anayasa'nın 69. maddesinde sayılan hallerden ötürü partinin kapatılmasına veya dava konusu fiillerin ağırlığına göre devlet yardımından kısmen ya da tamamen yoksun bırakılmasına, toplantıya katılan üyelerin 3'te 2 oy çokluğuyla yani 15 üyenin 10'unun oyuyla karar verilebilecek. Siyasi parti kapatma davası sonucunda verilen karar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile ilgili siyasi partiye tebliğ edilecek ve Resmi Gazete'de yayımlanacak.
Anayasa Mahkemesinin, siyasi yasak istenen partililerin beyan ve eylemleriyle partinin kapatılmasına neden olduğunu belirlemesi halinde, bu kişiler kesin kararın Resmi Gazete'de gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak 5 yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamayacak.
“HDP’nin duruşundan korkuyorlar”
HDP Amed Milletvekilli Semra Güzel, partilerine dönük saldırıların 7 Haziran seçim sürecinden bu yana sürdürüldüğüne dikkat çekerek iktidarın HDP’nin var olan fikriyatı ve duruşundan korktuğunu söyledi. Türkiye’de bütün kesimlerin kendini içinde bulduğu tek partinin HDP olduğunu vurgulayan Semra Güzel, HDP’nin bir halkın verdiği mücadele ile ortaya çıktığına değindi. Fikriyatın yanı sıra partilerinin hem kadın hem de toplumsal olaylar açısından gösterdiği tavırların bugün herkes tarafından bilindiğini belirten Semra Güzel, iktidara en çok bu çalışmaların kaygı verdiğini söyledi.
“Bugün HDP kadın fikriyatı olan bir kadın partisidir. Onları en çok korkutan da bu fikriyat. Gençliğin dinamik kesim olduğunu ve gençlerin, kadınların onların sonunu getireceğini çok iyi biliyorlar. Bu hukuksuzluklara ve haksızlıklara en çok karşı çıkıp alanlarda olanlar, kadınlar ve gençlerdir. Bu birleştirici güç ve halkta yarattığı etki onları korkutuyor. Belki bugün çok sayıda gözaltı, tutuklama, baskı gibi politikalar oldu. Ama bunlarla birlikte şunu da gördüler ne kadar kriminalize ederlerse etsinler bu halk HDP’den kopmuyor. Bu halk HDP’ye olan inancını kaybetmediğini her seferinde iktidara gösteriyor.”
“Krizlerin üzerini kapatmak için bunu yapıyorlar”
Bu cesaretin iktidarı kapatma davasını açmaya zorladığını söyleyen Semra Güzel, “İktidar bugün her yönüyle bir çöküş halinde. Bu da parti kapatma davası ile yok saymak istiyorlar” ifadelerini kullandı. Yapılan anket ve yoklamaların iktidarın nasıl kaybettiğine dair en iyi örnek olduğuna yer veren Semra Güzel şunları söyledi:
“Her şeyden öte ekonomik krizin bugün geldiği aşama ortadadır. İktidarın politikaları yüzünden ülkede her alanda bir toplumsal kriz yaşanıyor. Bunlara bir çare bulamadıkları için ne yapıyorlar bize yöneliyorlar. Kaybetmelerinin üzerini kapatmak için muhalefetin üzerine geliyorlar. Bunlara biz çözüm bulamadıkları için çareyi faşizmi derinleştirme de bulmaya çalıştılar. Bunların yanı sıra halka vaat ettikleri hiçbir şeyi de gerçekleştiremediler.”
“Hazırlanan iddianame hukuki değil siyasidir”
Kapatma davasının hukuki boyutu ile ilgili bilgi veren Semra Güzel, davanın herhangi bir yasal dayanağının olmadığını söyledi. Semra Güzel, “Gelen iddianameye baktığımız zaman da davanın hukuki değil aslında siyasi bir dava olduğunu görebiliyoruz. Hayatını kaybedenlere bile iddianame de siyaset yasağı verilmiş. Bu iddianame hükümet tarafından hazırlanan bir iddianamedir. Talimatvari yöntemler ile bugün HDP kapatılmak isteniyor. Bu durumda yönetememenin bir sonucu olduğu gibi bir yandan da aslında Kürt halkına ve siyasetine yapılan bir saldırıdır. Bugün HDP içerisinde yer alan büyük bir dinamik Kürtleri temsil ediyor. Bu partinin büyük bir tabanını Kürt halkı oluşturuyor. Kürtleri demokratik siyasetten tasviye etmek istiyorlar.” sözlerini kullandı.
“Halkın iradesine kilit vuramaz”
Son olarak herhangi bir kapatma durumunda milyonların kendi iradesine sahip çıkacağını belirten Semra Güzel, HDP’nin bir parti binasından ibaret olmadığını dile getirdi.
“Bugün HDP’yi bu iddianame ile çalışamaz duruma getirmek istiyorlar. Milyonlar buna karşı mücadele edecek. Ortada halkın iradesi olduğu sürece kapıya istediğin kadar kilit vur bu fikriyat son bulmaz. Bir şekilde çıkacak bir yol bulur. Ama milyonların iradesi son bulmayacak. Bu halkın iradesi o yolu bulacaktır. Burada asıl hedef demokratik kurumlar ve muhalefettir. Siyasi partiler değiştirilerek tek parti kalmak istiyorlar. Bu bir bütün olarak topluma yönelik yapılan saldırılardır. Burada tek hedef asla sadece biz değiliz. Kapansa bile milyonlar iradesine ve oylarına sahip çıkacaktır.”
“TARİHLER DE ÖZEL OLARAK SEÇİLİYOR”
HDP AMED MİLLETVEKİLİ REMZİYE TOSUN
HDP Amed Milletvekili Remziye Tosun, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı, Cumartesi Anneleri’nin yargılanma sürecinin başlanmış, HDP’li Vekil Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesi gibi konuların bir konseptin parçası olduğu vurgusunu yaparak şunları dile getirdi;
“Şu an yaşananlar aslında 2014 sürecinden sonra başlatılan bir konseptin devamı niteliğindedir. Kadınları hedef haline gelmesi, Ömer Faruk Gergerlioğlu vekilimizin vekilliğinin düşürülmesi, HDP’ye kapatma davası açılması, Cumartesi Anneleri’nin yargılanmaya başlanması, İstanbul Sözleşmesi’nde çekilme kararı, her gün yapılan gözaltı ve tutuklamalar, mutlak tecridin devam ettirilmesi gibi insanlık onuruna aykırı uygulamalarla halklar sindirilmeye çalışılıyor.
İmralı Cezaevi’nde tecridin devam ettirilmesi ve son yapılan telefon görüşmesi adı altında amaçlanan tecridi derinleştirmekti. Bu konuda mutlak tecritin devam ettirilmesi halklar açısından ciddi siyasi ve hukuki olumsuz sonuçlar doğuruyor. Bu aslında Kürt sorununda tekçi anlayışın hala kabul gördüğü ve çözümsüzlük dayatmalarını devam ettireceklerini gösteriyor.
‘Newroz’da halkımız buna net bir cevap verdi’
Son olarak HDP'nin kapatılması istemiyle açılan davada AYM ilk incelemeyi 31 Mart'ta yapacak. 31 Mart aslında AKP’nin tek başına iktidarını sarsan seçimlerinin yıl dönümü. Dolayısıyla söz konusu Kürtler olunca saldırıların belirlendiği tarihler dahi özel olarak seçiliyor. İktidar kapatma davasıyla Kürtler başta olmak üzere tüm muhalif kesimlerden 31 Mart seçimlerinin bir anlamda intikamı alınmak isteniyor. Bu anlamda partimizi kapatmaya dönük girişimler aslında iktidarın acizliğini, çaresizliğini gösteriyor. Halklar artık baskıcı uygulamaları kabul etmiyor, hukuksuzluklara karşı daha güçlü bir direniş gösteriyor. Bunu sokaklarda, alanlarda görebiliriz. Nitekim 8 Mart eylemlerinde ve Newroz’da halkımız buna net bir cevap verdi. HDP bir harekettir, fikriyattır, kapatılması mümkün değildir.”