‘Kadınların mücadelesi durmayacak’

İran’da siyasi kadın tutsaklara verilen ve onaylanan idam kararları, kadınların geniş çaplı öfkesine yol açtı. Kadınlar, “Kadınların mücadelesi durmayacak ve bu insanlık dışı, gayri ahlaki kararlar derhal durdurulmalıdır” dedi.

SAYE MOHİBİ

Mahabad- Yaşam hakkı temel insan haklarından biri olmasına rağmen, idam cezası İran İslam Cumhuriyeti tarafından on yıllardır bir baskı aracına dönüştürülmüş durumda. Geçersiz mahkemelerde verilen idam ve hatta kurşuna dizme kararları, özellikle muhalifleri hedef almak için kullanılıyor.

“Jin, Jiyan, Azadî” ayaklanması ve ahlak polisi tarafından katledilen Jina Emini’ye yönelik protestoların ardından kadınlar, çok daha ağır cezalarla yüz yüze kaldı. Sokaktan tek kişilik hücrelere kadar kadınların üzerindeki baskılar arttı. Pexşan Ezizi’nin son başvurusu reddedildi ve Şerife Muhammedi’nin idamı onaylandı. Bu gelişmeler, toplumda öfkeyi artırdı, devlete duyulan nefreti derinleştirdi ve idama karşı mücadelenin kadınların küresel direnişinin bir parçası olmasını sağladı.

Kadınların mücadelesi

Toplumun farklı kesimlerinden kadınların mücadelesi, İslami yönetimin iktidara gelişiyle farklı bir biçim aldı. Kadınlar hakları için direndi ve toplumun özgürlüğe giden yolunun kadın özgürlüğüyle bağlantılı olduğunu gösterdi.

Tahran Üniversitesi’nde 1979 devrimi öncesi öğrenci olan Mehuş K., eski bir fotoğrafı göstererek şunları söylüyor:

“Devrim gasp edildi ve ilk kurbanları biz kadınlar olduk. Bu fotoğraftaki arkadaşlarımın çoğu ya göç etti ya hapis yattı ya da öldürüldü. Ama her birinin mücadelesi rejimin temellerini sarstı. 2022 protestolarında da aynı şey oldu, ama çok daha büyük çapta. Bugün rejim, bu kadın öfkesinden korkmalı. İdam kararları ve uzun hapis cezalarıyla bu öfke büyüyor. Ölümle tehdit edilen kadınlar bizden biridir; aslında bizlerin ta kendisidir. Bu süreç, toplumun yarısına karşı açık bir işkence ve şiddettir. Ama korkmaları gereken onlar; çünkü bu öfkenin yankısı nereye kadar ulaşacak, kestiremiyorlar.”

‘İdama hayır’

Birçok kadın idam cezalarının infazına karşı çıkıyor ve her türlüsünü reddediyor. Onlara göre İslam Cumhuriyeti kendi varlığını sürdürme krizi içinde ve bu yüzden kadınlarla savaş haline girdi.

Şeyda M., 2022 ayaklanmaları sonrası tutuklanan bir kadının ailesinden ve şöyle konuşuyor:

“Üçüncü yılına girmek üzere olan 2022 direnişimiz sürerken, kadın direnişçilerin idamlarının onaylandığı haberini alıyoruz. Ömürleri boyunca böyle cezalara karşı direnen kadınların şimdi idama mahkûm edilmesi tesadüf değil. Bir sosyal hizmet uzmanını, bir işçi hakları savunucusunu, bir kadın aktivisti idamla tehdit ettiklerinde ve bir kadın saç telinden korktuklarında aslında ‘İdama Hayır’ sloganının bir slogan olmadığını, hayatımızın bir parçası olduğunu anlamış olmalılar. Kadınların mücadelesi durmayacak ve bu insanlık dışı, gayri ahlaki kararlar derhal durdurulmalıdır.”

Mücadele devam ediyor

İran devletinden ve ataerkil toplumdan gelen tüm baskılara rağmen kadınlar mücadele ve direnişlerini sürdürüyor. Birçokları, siyasi kadın tutsaklara yönelik idam kararlarının durdurulmasını kadınların küresel mücadelesinin en önemli bölümlerinden biri olarak görüyor.

Hukuk öğrencisi Delnia A. şunları söylüyor:

“Mücadele asla geriye dönmeyecek. Pexşan, Werişe, Şerife, Zeynep ve Şirin gibi kadınlar bizlerin içinde çoğaldı. Hayatlarımız ve mücadelemiz onların mücadelesinin devamıdır. Her gün bir önceki günden daha kararlıyım. Erkek egemen yasaları reddetmek, hepimizin hayatının bir parçası oldu.

Hiçbir yasada özgür bir yaşam için mücadele suç değildir. Bu kadınlar yalnızca kadın oldukları ve toplumun baskısına karşı çıktıkları için hapisteler. Biz de onların yanında duruyoruz, onların sesi olacağız. Bu ses, kadın dayanışmasının çerçevesinde sınırları ve ulusları aşıyor. Bugün dünyanın çoğunluğu Pexşan Ezizi, Şerife Muhammedi ve Werişe Muradi’yi destekliyor.”