SORGÜL ŞÊXO

Hesekê – Hindistan’ın Batı Bengal eyaletinin Kalküta kentinde 9 Ağustos’ta 31 yaşındaki stajyer kadın doktorun çalıştığı hastanenin seminer odasında tecavüze maruz bırakılarak katledilmesi, Hindistan genelinde büyük tepki çekti ve protesto eylemlerine yol açtı. 16 Ağustos gecesi yüz binlerce kadın, Kürtçe ve Hintçe "Jin, jiyan, azadî" yazılı pankartlarla sokaklara döküldü.

Hindistan’da devam eden eylemleri değerlendiren kadın hakları savunucusu Evîn Paşo, konuyla ilgili ajansımıza konuştu.

‘Jin, jiyan, azadî’ felsefesi bir devrim yarattı’

Dünyada, özellikle kadınlara yönelik yaşanan katliamların soykırım boyutuna ulaştığını belirten Evîn Paşo, “Kadınlar yaşanan bu süreçlerde ağır bedeller ödüyor. İster evde olsun ister dışarıda sistem kadına yönelik birçok sınırlamalar getiriyor. Ataerkil zihniyet kadınlara getirdiği sınırlamalarla kendisini genişletti ve büyüttü. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, ‘Jin, jiyan, azadî’ felsefesini ortaya koyarak; Kürdistan'da, Ortadoğu'da ve dünyada bir devrim yarattı. Önder Öcalan, yeni yaşam felsefesiyle kadınların yaşamdan ve özgürlükten koparılamayacağını ve yaşamın kadınsız olamayacağının altını çizdi. Kadınların olmadığı bir toplumda yaşamında özgürlüğünde anlamsız olduğunu söyledi.

‘‘Jin, jiyan, azadî’ evrenselleşmiştir’

"Jin, jiyan, azadî” felsefesi ile mücadele ederek kadınların baskıları kaldıracağını söyleyen Evîn Paşo, “Kadınlar 21’inci yüzyılda gücü ve iradesiyle üzerindeki erkek egemen baskıyı ortadan kaldıracaktır. ‘Jin, jiyan, azadî’ Kürt kadınların sloganıdır, ancak bu slogan özgürlük ve yaşam anlamına geldiği için küresel düzeyde kadın mücadelesinin sembolü haline gelmiştir. Tahran’da Jina Mahsa Amini’nin katledilmesiyle İranlı ve Rojhilat Kurdistanlı kadınlar, ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganıyla ülkede bir ayaklanma başlattı. Kadın direnişi bu felsefe ile anlam kazandı” sözlerine yer verdi.

‘Kürt kadın direnişi bugün Hindistan’da kendini gösterdi’

Hindistan'da bir kadın doktorun tecavüze maruz bırakılması ve katledilmesiyle ülkede başlayan protestolara değinen Evîn Paşo, şu sözlere vurgu yaptı: "Hindistan'da öğretmenden doktora ve işçiye kadar birçok kadın şiddete maruz kalıyor. Ülkedeki kadınlar fiziksel ve psikolojik şiddet görüyor ve bu şiddet toplumda meşrulaştırılıyor. Hindistan’da kadın doktorun katledilmesi tüm dünyaya yayılan vahşetin gerçek yüzüdür. Kadınlar dünyanın dört bir tarafında saldırılara maruz kalıyor ve buna karşı büyük bir sessizlik söz konusu. Kürt kadınlar direnişlerini tarihteki kadın direnişinden alıyor ve bu direniş Hindistan’da kendisini gösterdi. Mirabel kardeşler erkek egemen zihniyete karşı direnişleriyle tarih yazdı ve bugün Hindistan’da ortaya çıkan kadın direnişi Mirabel kardeşlerin direnişlerinden pek de uzakta değil. Hindistanlı kadınların ‘Jin, jiyan, azadî’ pankartı açması kadınların artık direnişi ve özgürlüğü seçtiği anlamına geliyor.”

‘Bizi bir araya getiren şey kadın kimliğidir’

Dünya Demokratik Kadın Konfederalizmi’nin inşasında kadın mücadelesinin önemini dile getiren Evîn Paşo, “Dünya Demokratik Kadın Konfederalizmi hiçbir coğrafi, dini veya ulusal sınır tanımaz, bizi bir araya getiren şey kadın kimliğidir ve bizim tek davamız özgürlük davasıdır. ‘Jin, jiyan, azadî’ felsefesiyle yıkılan sınırlar, Rojhilat Kurdistan ve İran’da yankı bulmuş, bugün de Afganistan, Afrika, Hindistan ve ABD'de yankı bulmaya devam etmektedir. ‘Jin, jiyan, azadî’ felsefesi küresel düzeyde kadın fikrinin birliğini gösterdi ve kadın özgürlük yürüyüşünün kıvılcımı oldu. Dolayısıyla kadınların demokratik konfederalizminin temeli artık doğru yolda ilerliyor. ‘Jin, jiyan, azadî’ felsefesi artık küresel bir felsefe haline geliyor. Kadının özgürlüğü küresel düzeyde ne kadar güçlü olursa o kadar şiddet azalır” diye belirtti.

‘Mücadele olmadan özgürlük garanti edilemez’

Özgürlük çizgisinin zorlu bir çizgi olduğunu, özgürlüğü seçenlerin mutlaka her yönden mücadeleye hazırlanmaları gerektiğine dikkat çeken Evîn Paşo, "Mücadele olmadan özgürlük garanti edilemez, özgürlük uğruna kadınlar hâlâ bedel ödüyor. Bunun en yakın örneği Rojhilat Kurdistan ve İran'daki ‘Jin, jiyan, azadî’ isyanıdır. İsyanı başlatan kadınlar şiddete, saldırılara ve idamlara maruz kalıyor. Şimdi de Hindistan'da kadın doktorun katledilmesiyle mevcut eylemlerin devrimci eylemlere ve kadın devrimine dönüşmemesi için sistem ve hükümet tarafından da aynı baskılar gösteriliyor. İşgal altındaki Efrin ve Girê Spî bölgelerinde kadınlar tecavüz saldırılarına maruz kalıyor, katlediliyor ve kaçırılıyor. Böylece özgürlük yolunu seçenler en zorlu deneyimlere hazır olması gerekiyor. Mesele geri adım atmamak. 12 yıldır devrimi inşa eden kadınlar sistematik olarak hedef alınıyor. O yüzden kadınlar daha çok dayanışma için de olmalı ve güçlenmelidir" dedi.

‘Kadınlar topluma öncülük etmeli’

Konuşmasının sonunda kadınların sistem ve hükümetleri beklemeyip ülkelerindeki değişim ve dönüşüme öncülük etmeleri gerektiğini söyleyen Evîn Paşo, sözlerini şöyle noktaladı: "Bize yönelik saldırıları, şiddeti meşrulaştırıp irademizi boşa çıkaranlar aynı sistemin ürünüdür. Dolayısıyla kadınların da bu sistemleri beklememesi gerekiyor, özellikle Hindistan'daki kadınlar protestolarını ve mücadelelerini sürdürerek haklarını güvence altına almalı ve başlattıkları isyanda sonuç elde etmelidir.”