‘Kadınlarda farkındalığı arttırmak için çalışıyoruz’
Tunus’ta Lina Ben Mhenni Feminist Derneği, kadınları eğitmeyi ve haklarını savunabilmeleri için çalışıyor. Derneğin kurucularından Manal Lesoud “Kadınlarda farkındalığı arttırmak için çalışıyoruz, feminist kız kardeşlik erkek zihniyetine çözümdür” dedi.
ZOUHOUR MECHERGUI
Tunus- Tunuslu kadınlar hakları için her an mücadele ederken bir yandan feminist mücadeleyi geliştirmek ve toplumdaki her kadını bilinçlendirmek için birçok eylem ve eğitim faaliyetleri yürütüyor. Lina Feminist Derneği’ni kuran kadınlar, feminist bilgiyi harekete geçirmeyi ve toplumun kalıplarından uzak özgür bir düşünce oluşturmayı amaçlarken aynı zamanda bireylerin eleştirel duygusunu harekete geçiren feminist bir bakış açısıyla siyaset, haklar ve kültür gibi çeşitli alanlarda çalışmalar yapılmasını sağlamayı hedefliyor.
‘Lina Ben Mhenni’ Feminist Derneği, 27 Ocak 2020'de geçirdiği rahatsızlık sonucu hayatını kaybeden Tunuslu insan ve kadın hakları aktivisti ve gazeteci Lina Ben Mhenni'nin anısına feministler tarafından 2021 yılında kuruldu. Feminist Derneği’nin kurulmasında rol oynayan üyelerinden biri Manal Lesoud, Derneğin Tunus'un birçok bölgesinde kadınların çektiği acılara ışık tutan Lina Ben Mhenni'nin anısına kurulduğunu hatırlatarak, “Cinsiyeti ve toplumsal cinsiyete dayalı dışlama olmaksızın herkesi kapsayan, her düzeyde çalışan bir dernektir. Kadınların farkındalığını artırmak ve 2017'de çıkarılan 58 sayılı kanunu onlar için erişilebilir kılmak ve dava sürecini onlar için kolaylaştırmak amacıyla bilinçlendirme faaliyetleri yürütmektedir" şeklinde konuştu. Ayrıca Manal Lesoud Lina Ben Mhenni Feminist Derneği’nin kadınların bilgi, bilinçlenme düzeyini artırmak ve maruz kaldıkları şiddete son vermek için onlara haklarını açıklamak amacıyla kurulduğunu belirtti.
‘Lina'nın başlattığı çalışma devam edecek’
Feminist Derneğin yaratıcılık, yazma, inşa etme ve kadın haklarını savunma konusunda çalışmaları olduğunu değerlendiren Manal Lesoud, şunları söyledi:
"Okul fikri, 2020 yılında vefat eden feminist ve insan hakları aktivisti Lina Ben Mhenni'nin çağrılarını somutlaştırmak için ortaya çıktı. Lina’nın cenaze törenine ataerkil tabularını kabul etmediğini göstermek için çok sayıda kadın katıldı. Otoriter erkek toplumunun kurallarını yıkmak için bu dernek, kadın ve bilgi, ikilisine inanan Lina'nın başlattığı çalışmanın bir devamıdır. Lina Ben Mhenni'nin başlattığı kadınların bireysel hak ve özgürlükler ile medya, inanç ve düşünce özgürlüğünü savunma durumu, Tunus devriminin son yıllarda yaşadığı tüm aksiliklere rağmen bu okul tarafından devam ettirilecektir."
Kadınların statüsü geriledi
Devrimden sonra kadınlar için elde edilen en önemli kazanımın kadınlara yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin 58 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi olduğunu dile getiren Manal Lesoud, başka yasa ve mevzuatların da çıkarılmasını umduklarını vurguladı. Manal Lesoud, "Birbirini izleyen iktidardaki hükümetler kadınların eşitlik kazanımını yok etti ve seçim sistemini kadınların lehine olan liste sisteminden koltuk sistemine değiştirdi. Kadınların meclislere katılımı için tüm güvenceler ortadan kaldırıldı. 2014 ve sonraki seçimlere kıyasla zayıf kadın temsiline sahip bir erkek parlamentosu oluşturuldu ve bu da kadınların karar alma merkezlerindeki rolünü etkiledi" dedi.
‘Göçmenler baskıya maruz kalıyor’
"Ataerkil ve kapitalist bir toplumda kadın olma deneyimini yaşamamış bir erkekle, erkek çizgisi ve erkek düşüncesiyle kadınları savunan bir yasadan bahsetmek mümkün değildir" diyen Manal Lesoud, Tunus'taki Sahra altı Afrikalı göçmenler konusunda devletin politikasını eleştirerek, "Göç ve insan haklarının, göçmenlerin ve mültecilerin korunmasına ilişkin uluslararası sözleşmelere taraf olan bir ülkede zorla yerinden edilme ve baskıya maruz kaldıklarını" ifade etti.
Tunus'un imajını zedeleyecek ve halkını rencide edecek uygulamaların son bulmasını isteyen Manal Lesoud, otoritenin kadınları ve göçmenleri koruması, barış ve güvenlik içinde yaşamanın en temel insan hakkı olarak onlar için uygun koşulları yaratması gerektiğine işaret etti.
Manal Lesoud, Tunus'un insan hakları alanında çalışanların, bazı popülist şahsiyetlerin Sahra altı Afrika ülkelerinden gelen göçmenlere saldıran açıklamaları nedeniyle dünya önünde utanç verici bir duruma düştüğüne inandığını söyledi. Manal Lesoud "Bu ırkçı açıklamalar devletten ve yetkililerinden de gelmeye başladı. Irkçı söylem devletten geldiğinde, bu düzensiz göçmenlere karşı şiddet uygulamasını meşrulaştırır ve sonuçlar kaçınılmaz olarak felaket ve trajik olur. Bu da bizi uluslararası izolasyona ve damgalanmaya götürebilir" diye belirtti.
‘Kadınlar birbirlerini desteklemeli’
Sivil toplum örgütlerini devlete ve Temsilciler Meclisi'ne yönelik kampanyalarını iki katına çıkarmaya çağıran Manal Lesoud şöyle konuştu: "Çeşitli kurumlar göçmenlerin hakları konusunda farkındalık yaratmayı amaçlamalıdır. Aynı zamanda göçmenlerin kimlik veya renk temelinde sınır dışı edilmesi ve cinsel saldırı vakalarının önlemesi hedeflenmelidir. Bu nedenle feminist kız kardeşlik kavramı benimsenmelidir. Ne yazık ki tüm kadınlar feminist değildir, genellikle aileden başlayarak, sonra toplum, sonra devlet ve bilgi eksikliğinin bir sonucu olarak her şeyin erkek varsayımlarına sahip olduğu ataerkil bir mirasın kurbanıdırlar, bu nedenle feminist bir analiz yapamazlar. Bazen sadece bir şeyleri kanıtlama ihtiyacı hissettikleri için tatmin olmak için sürüyü takip etmek zorunda kalıyorlar. Hegemonyanın ve onun kurumlarının ve yayılma yöntemlerinin farkında olan biz feministler bireye saldırmamalıyız, biz erkek düşüncesine ve onun toplumdaki tezahürlerine karşı mücadele etmeliyiz. Bu yüzden kadınlar birbirlerini desteklemeli, birbirimize düşman olmaya ve kadın mizojenistik(kadın düşmanı) söyleme karşıyız. Bu temelde Lina Ben Mhenni Feminist Derneği'nde feminist kız kardeşliği adına çalışıyoruz."