Kadınlar: Tecride karşı büyük bir direniş içerisindeyiz
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye getirilişinin üzerinden 23 yıl geçerken, TAJÊ ve TJA açıklamada bulundu. Kadınlar, tecride karşı mücadeleyi yükselteceklerinin sözünü verdi.
Haber Merkezi - Êzidî Kadın Özgürlük Hareketi (Tevgera Azadiya Jinên Êzidî-TAJÊ) Kürt Lider Abdullah Öcalan’a yönelik 24’üncü yılına giren uluslararası komployu kınayan bir açıklama yayımladı. “Rêber Apo'nun direnişini Êzidî kadınların yürek sıcaklığıyla selamlıyoruz” denilen açıklamada, “Rêber Apo'nun gücü ve iradesi karşısında komplocu güçlerin kirli planları başarıya ulaşamamış, bu nedenle bu güçler Kürt halkını ve özgürlük savaşçılarını katlederek komplodaki amaçlarına ulaşmak istemiştir. Ama bu da olmadı ve olmayacak. Özgürlük duygularıyla yaşayan bir toplum asla geri adım atmaz” sözleri ifade edildi.
“İnsanlık için büyük bir şans”
Açıklamada, “Borcumuzu ifa etmeliyiz. Çünkü Rêber Apo, tersine çevrilmiş tarihi düzeltmek için insanlığa büyük bir şanstır. Êzidî Kadın Özgürlük Hareketi TAJÊ olarak, Önderliğimize söz veriyoruz, faşizmin acı ve azarlarına maruz kalmış kadınlara söz veriyoruz, insanlığa karşı geliştirilen komplonun 24. yıl dönümünde mücadelemizi yükselteceğimizin sözünü veriyoruz. Kendini demokrasi, adalet ve özgürlükten yana olarak tanımlayan her insan Rêber Apo'nun fiziki özgürlüğü için verilen mücadelenin yanında radikal tutum sahibi olmalı ve duruş sergilemelidir" diye belirtildi.
TJA: Uluslararası sözleşmeler çiğnendi
Tevgera Jinên Azad TJA da konu hakkında yazılı açıklamada bulundu. Demokratik ekolojik kadın özgürlükçü ve özgür eş yaşam felsefesinin inşacısı olan Abdullah Öcalan’ın uluslararası komplo ve hukuksuzlukla kaçırılarak Türkiye’ye getirilmesinin üzerinden 23 yıl geçtiği belirtilen açıklamada, “Kürt halkının siyasi önder olarak kabul ettiği Sayın Abdullah Öcalan, 15 Şubat 1999 tarihinden bu yana İmralı Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde, uluslararası hukuk ve uluslararası sözleşmelerin çiğnendiği ağır tecrit koşullarında tutulmaktadır. Sayın Öcalan, daha ilk günden bu komployu görmüş, boşa çıkarmak için bütün imkânsızlıklarına rağmen bölgeyi ve Ortadoğu’yu tümden esir almayı amaçlayan bu yönelime karşı amansız bir mücadele vermiştir” denildi.
Açıklamanın devamında ise şu ifadeler yer aldı:
“Uluslararası komplo bugün İmralı Ada Hapishanesi’nde ağırlaştırılmış mutlak tecrit olarak devam etmektedir. Uygulanan bu mutlak tecrit, Kürt halkının yaşam alanlarına yönelik devam eden saldırılar, halkların bir arada ve eşit bir şekilde yaşam imkânı bulduğu Şengal, Maxmûr ve Rojava devrimine karşı geliştirilen düşmanlık komplonun devam eden ve güncellenen hamleleridir. Tecrit, çözüme karşı geliştirilen uluslararası bir dayatmadır. AKP-MHP faşist güçleri komplocu güçler adına bu politikayı yürütmeye ve derinleştirmeye devam etmektedir. CPT’ninde temel görevi işkence, insanlık dışı ve onur kırıcı muameleleri önlemesidir. Bu insanlık dışı muameleler, özel savaş yöntemi olarak tecrit politikası derin bir şekilde 23 yıldır İmralı ve tüm zindan direnişçilerine uygulanmaktadır. CPT başta olmak üzere tüm uluslararası kuruluşlar İmralı’da başlayan ve bugün tüm cezaevlerine yansıyan tecrit uygulamasına karşı durmalıdır.
“Karanlıkta kalan bu komplo savaşlara neden oluyor”
Biz kadınlar 15 Şubat Komplosunu ve arkasında olan karanlık ve derin güçleri bir kez daha lanetliyoruz. Sayın Abdullah Öcalan şahsında yapılan komplo başta Kürt halkı olmak üzere Ortadoğu ve dünya halklarına, barışa ve demokrasiye yönelik olduğu kamuoyunca bilinmektedir. Karanlıkta kalan bu komplo Ortadoğu ve tüm dünyada derin bir savaşa neden olmaktadır. Zindanlarda direnen yoldaşlarımız başta olmak üzere yaşamın her alanında biz kadınlar ve halklar olarak tecride karşı büyük bir direniş içerisindeyiz. Tecride karşı zindanlardan yükselen bu ses, adaletsizliğe ve hukuksuzluğa karşıdır.
“Mücadeleyi büyüteceğiz”
Siyasi tutsakların çağrısı özgürlük çağrısıdır, hak ve adalet çağrısıdır. Bu sese kulak vermek vicdani ve ahlaki bir sorumluluktur. İmralı tecridine karşı durmak ve mücadele etmek, başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye ve Ortadoğu halklarının demokratik bir gelecek oluşturma mücadelesidir. Bir kez daha halklarımızın geleceğine karşı geliştirilen bütün saldırı politikalarını ve oynanan oyunları lanetliyoruz ve bu temelde mücadeleyi büyüteceğimizi belirtiyoruz.
“Barışın yolu İmralı’dan geçer”
Biz kadınlar diyoruz ki “Barışın yolu İmralı’dan geçer. Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğüyle, kadınlar Kürtler ve Ortadoğu halkları özgürlük ve demokrasi ile buluşacaktır. Tüm kamuoyuna, dünya halkları ve devletlerine, hak savunucularına bir kez daha insanlık dışı tecridin kaldırılması konusunda üzerlerine düşen görevi yapma çağrımızı yineliyoruz. Kürt kadınları ve halkına da mücadelemizi büyüterek tecridi yıkalım özgücümüz ve birliğimizle komployu boşa çıkaralım çağrısı yaparken, Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için mücadeleyi yükselteceğimizi de belirtiyoruz.”