‘Kadınlar olmadan Suriye’de değişim mümkün değil’
Suriye Demokratik Meclisi üyesi Derya Remezan, “Gerçek değişim, kadınların yok sayıldığı ya da bağımlı kılındığı düzende değil, eşit ortaklar olarak karar mekanizmalarında yer aldığı noktada başlayacaktır” diyerek Suriyeli kadınlara birlik çağrısı yaptı.

ŞİRİN MUHAMMED
Qamişlo- Suriyeli kadınların toplumsal, siyasi ve askeri yaşamda gerçek bir rol üstlenebilmeleri, güçlü kadın ittifaklarının kurulmasıyla mümkün olabilir. Bu ittifaklar, kadınların karşılaştıkları zorlukların üstesinden gelmelerini sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda eşitlik ve ortaklık temelinde yeni bir Suriye’nin inşasına da zemin hazırlayacaktır. Kadınlar arası ittifakların kurulması gerektiğini vurgulayan Suriye Demokratik meclisi diplomasi komitesi üyesi Derya Remezan, gerçek değişim, kadınların yok sayıldığı ya da bağımlı kılındığı bir düzenle değil, eşit ortaklar olarak karar mekanizmalarında yer aldığı bir düzenle başlayacaktır” dedi.
Suriye Demokratik Meclisi Diplomasi Komitesi üyesi Derya Remezan, ajansımızla yaptığı söyleşi de kadınların savaş süresince farklı biçimlerde şiddete maruz kaldığını hatırlatarak şunları söyledi: “Kadınlar yıllardır sistematik şekilde karar mekanizmalarından uzak tutuldu. Bugün Şam, Süveyda ve sahil bölgelerinde yaşanan ihlaller, bunun hâlâ devam ettiğini gösteriyor.”
Cihadist zihniyet ve kayıp kadınlar
Cihadist Heyet Tahrir el-Şam’ın kontrolündeki bölgelerde kadınların ağır ihlallere uğradığını vurgulayan Derya Remezan, “Sahil bölgesine yapılan saldırılardan bu yana onlarca Alevi kadının; Süveyda olaylarından bu yana ise 70’ten fazla Dürzi kadının akıbeti bilinmiyor. Uluslararası ve yerel sessizlik, kadınların yaşadığı trajedinin görmezden gelindiğini ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.
Derya Remezan, tüm zorluklara rağmen kadınların Kuzey ve Doğu Suriye’de önemli kazanımlar elde ettiğini belirterek, “Kadınlar burada örgütlenerek somut bir değişim modeli inşa etti. YPJ’nin (Kadın Savunma Birlikleri) DAİŞ’e karşı direnişi bunun en çarpıcı örneği oldu. Kadınlar, uluslararası platformlarda da Suriye’nin sesi haline geldi. Bu, görmezden gelinemeyecek bir başarıdır” dedi.
‘Baas rejiminden cihadist HTŞ rejimine beklentiler havada kaldı’
Suriye Demokratik Meclisi diplomasi komitesi üyesi Derya Remezan, Suriyelilerin Baas rejiminin ardından bağladıkları umutları özellikle kadınların HTŞ’nin cihadist politikalarıyla boşa çıktığını söyledi. Derya Remezan, “Bugün özellikle geçici HTŞ yönetiminin sürdürdüğü marjinalleştirme, büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor. Güya yapılan ‘Zafer Konferansı’ndan bu yana hiçbir Suriye bileşeni, özellikle de kadınlar, ülkenin geleceğinin şekillendirilmesinde etkili bir rol üstlenmedi. Geçici anayasa ilanında bile kadınların varlığı yok sayıldı” dedi.
Derya Remezan, hükümet kurumlarında yer alan kadınların kadın kimliğini temsil etmesi gerektiğini vurgulayarak, geçici hükümetin Kadın İşleri Ofisi Müdürü Ayşe el-Dibs’i eleştirdi. Derya Remezan, “Kadın haklarını savunması ve geliştirmesi gereken bir konumdayken, tam tersine bu hakların gerilemesine neden oldu” diye konuştu.
Suriyeli kadınların hukuki durumuna da değinen Derya Remezan, kadınların yaklaşık elli yıldır değişmeyen kişisel statü yasalarından en çok etkilenen kesim olduğunu ifade ederek şunları söyledi:“Bu yasalar, kadınların rollerini geliştirmesine ya da karar alma süreçlerine katılmasına imkân tanımadı. Durumu daha da ağırlaştıran, kadınların hem yerel hem de uluslararası düzeyde karar mekanizmalarından uzak tutulmasına yönelik bilinçli planlardı. Bugün bazı kurumlarda kadınlara ayrılan kota ise yalnızca göstermelik ve yetersizdir.”
“Suriye’nin hak ettiği deneyim”
Derya Remezan, Kuzey ve Doğu Suriye’deki özerk yönetim modelinin ülke geneli için örnek olabilecek bir deneyim sunduğunu belirtti. Derya Remezan, “Burada uygulanan eş başkanlık sistemi, kadınları yerel düzeyde komünlerden başlayarak tüm kurumlarda karar süreçlerinin gerçek bir ortağı haline getiriyor. Kadınlara erkeklerle eşit haklar tanınıyor. Bölgenin toplumsal sözleşmesi kadınların haklarını güvence altına alıyor ve onlara seslerini duyurma imkânı veriyor” dedi.
Derya Remezan, kadınlara adalet sağlanması için 2014 yılında çıkarılan Aile Yasası’nın önemli bir adım olduğunu hatırlatarak şunları söyledi: “Suriye’nin savaş ve krizlerle sarsıldığı bir dönemde kadınlar mücadele yeteneklerini kanıtladı. Kuzey ve Doğu Suriye’deki özerk yönetim deneyimi, kadınların özgürleşmesi, haklarının tanınması ve toplumdaki rollerinin güçlenmesi yolunda büyük mesafeler kat etti. Bu, incelenmesi ve takdir edilmesi gereken bir modeldir.”
‘Kadınlar değişimi destekliyor’
Kuzey ve Doğu Suriye’deki kadınların deneyimlerini Suriye’nin farklı bölgelerindeki kadınlarla paylaştıklarını belirten Derya Remezan şöyle konuştu:
“Bir süre önce Şam’da Alevi, Durzi ve Sünni kadınlarla bir araya geldik. Görüşmeler, kadınların genel durumu ve günlük yaşamda karşılaştıkları zorluklar üzerine önemli bir diyalog fırsatı sundu. Onlara deneyimlerimizi aktardık, onlar da örgütlenme yöntemleri, çalışma mekanizmaları ve Suriye’de kadınların geleceği üzerine yoğun ilgi gösterdiler. Bu buluşmalar sadece yüz yüze görüşmelerle sınırlı kalmadı, dijital medya üzerinden de Kuzey ve Doğu Suriye’deki özyönetim modeline dayalı bir kadın mücadelesi örgütlenmesi çağrıları yapılıyor.”
Kadınların karşı karşıya olduğu özel zorluklara dikkat çeken Derya Remezan, Suriyeli kadınlar arasındaki ilişkileri güçlendirmeye çalıştıklarını kaydederek, “Suriye’nin genel durumu ve kadınların siyasi rolünü tartışmakla başlayan, ardından tüm alanlardaki katkılarını ele alan oturumlar, seminerler ve konferanslar düzenliyoruz. Bizi birleştiren şey, hepimizin kadın olması ve Suriye’de haklarımız için mücadele etme gerekliliğidir. Bu nedenle birbirimize destek olmalı, güçlü kadın ittifakları kurmalı ve kadın hakları davamıza hizmet eden ortak projeler geliştirmeliyiz” diye belirtti.
‘Kadınların birliği önemli’
Suriye Demokratik Meclisi diplomasi komitesi üyesi Derya Remezan, Suriyeli kadınların daha iyi bir gelecek için seslerini birleştirmeleri gerektiğini vurguladı. Derya Remezan, “Yasal haklarımızı ve bu hakların anayasada nasıl yer almasını istediğimizi tartışmalıyız. Özellikle kişisel statü kanununa odaklanarak kadınların, Suriye’nin gelecekteki tüm kurumlarında varlığının ve haklarının güvence altına alınması şart. Bugün, kadınların birliği her zamankinden daha önemlidir. Erkekler ve kadınlar arasında eşitlik, demokrasi, özgürlük ve adaletin hâkim olduğu bir Suriye’ye ilerleyebilmemiz için, kadınların karar alma merkezlerinde yer alması gerekiyor. Bu, savaş ve dışlanmadan uzak, adalet ve anlayış üzerine kurulacak yeni bir Suriye’nin yoludur” dedi.
Konuşmasının sonunda değişim için mücadelenin sürmesi çağrısında bulunan Derya Remezan, şu ifadeleri kullandı: “Rojava Devrimi deneyimini yaşayan Kuzey ve Doğu Suriye’nin kadınları olarak sorumluluğumuz artık sadece kendi kazanımlarımızı korumakla sınırlı değil. Yaşam hakkı, ifade özgürlüğü ve barış içinde yaşama hakkından mahrum bırakılan tüm Suriyeli kadınları savunmak da görevimizdir. Mücadele devam ediyor ve gerçek değişim, kadınların bağımlılık ya da yokluk içinde değil, gerçek bir ortaklıkla karar süreçlerinde yer aldığı noktada başlayacaktır.”