Kadınlar Lübnan'daki yeni ulusal su stratejisini tartışıyor

Sivil toplum aktivistleri ve uzmanlar, Lübnan'da 2024-2035 yılları arasındaki dönemi kapsayan yeni ulusal su stratejisini masaya yatırdı ve kamusal su kaynaklarına erişimin önündeki sosyal ve ekonomik engelleri inceledi.

SUZAN EBU SAİD

Beyrut- Lübnan, Akdeniz iklimi ve yağışların bolluğu nedeniyle su açısından zengin bir ülke olarak tanımlanıyor. Ülkede 40'a yakın nehir bulunuyor.

Binlerce kaynağa rağmen bu nehirler ve su yolları büyük kirliliğe maruz kalıyor. Yakın zamanda yapılan bir araştırma, kaynakların yüzde 70'inin kimyasal atıklar nedeniyle kirlendiğini gösterdi. Nüfus artışı, iklim değişikliği ve ülkeye göç akınının yanı sıra gerekli plan ve stratejilerin bulunmaması nedeniyle mevcut kaynaklar yetersiz kalıyor. Bu durum sadece çevresel bir kriz değil, yaşamın tüm yönlerini etkileyen bir tehdit.

Su çalıştayı

Lübnan'da önemli su kaynaklarının bulunmasına rağmen su krizinin yaşanması birçok çevreyi harekete geçirdi. Enerji ve Su Bakanlığı, 2024-2035 yılları arasındaki dönemi kapsayan yeni ulusal su stratejisi oluşturdu. Bu kapsamda Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ortak bir çalıştay düzenlendi.

Yeni strateji geliştirildi

Eski parlamento seçim adayı Jumana Nasser, “Enerji ve Su Bakanlığı, 2012 yılından itibaren kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler geliştirmeye başladı ve çalışmak isteyen herkese faydalı olacak bir strateji geliştirdi. Suyun yaklaşık yüzde 40'ının israfına neden olan mevcut altyapının iyileştirilmesi gibi mevcut stratejinin büyük bir kısmı su kurumları tarafından hayata geçirildi. Bu büyük bir başarıdır” dedi.

Bazı köylerde ruhsatlı kuyu açma projelerinin hayata geçirildiğini kaydeden Jumana Nasser, ‘Projenin büyük bir kısmını hayata geçirmek ve pompa istasyonlarını iyileştirmek de mümkün oldu. Özellikle mevcut istasyonlar eski olduğu için su pompalarına ihtiyaç vardı. Bakanlık, 2017 yılında eski stratejiyi gözden geçirdiği gibi her stratejinin de verilere dayalı olarak geliştirilip yeniden iyileştirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Ekonomik kriz, Covid-19 salgını ve birçok zorluk nedeniyle yayınlanması zaman alan yeni bir strateji geliştirdik. Strateji, 2020 yılında son halini aldı” şeklinde konuştu.

‘Destekleyici yasalar çıkarılmalı’

Yeni strateji destekleyecek yasaların çıkarılması gerektirdiğini kaydeden Jumana Nasser, “Daha sonra uygulama kararnameleri çıkarıldı. 2020 stratejisi şimdilik bu yönde ilerliyor ve 2035 yılına kadar hizmet edecek. Çalıştayda stratejiler tartışıldı ve sunumlar yapıldı. Stratejinin net bir veri tabanına dayanması yönünde kararlar var ancak sunumda verileri belgeleyen bir ofisin olmadığı söylendi. Peki verileri toplayan bir merkez olmadan nasıl stratejide ilerleyebiliriz? Dolayısıyla öncelikli olarak bu konu netleştirilmelidir. İkincisi de strateji ve iletişim kampanyaları bazında vatandaşla güvenin yeniden tesis edilmesi gerekiyor. Bunun da önkoşulları var, o yüzden insanlar dinlenilmelidir” ifadelerinde bulundu. 

‘İşbirliği çok önemli’

Bakanlığın masa başında oturup strateji geliştiremeyeceğini söyleyen Jumana Nasser, “En azından su kurumlarının ofislerinde işlerin nasıl gittiğini görüyorsunuz. Bu kurumlarda halkın  şikayetlerinin neler olduğu, bunların gerçekliği ve ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor” dedi.

‘Teori güzel ama yasa lazım’

Ain Anoub Kadın Yardımseverler Birliği Üyesi Sahar Hamdan ise konu hakkında şu değerlendirmelerde bulundu: “Özellikle su, vatandaşı tehdit eden temel sorunlardan biri olarak kabul edildiğinden, Lübnan'daki suyu iyileştirmek için bu projeye katılıyoruz. Neden katılıyoruz? Çünkü Lübnan'daki su durumunu iyileştirmek için Tarım ve Çevre Bakanlıkları ile işbirliği içinde bunların sahada uygulanması açısından iyi stratejiler var. Gadir Nehri ile ilgili projede yer alıyoruz. Proje kapsamında nehir temizlenecek. Fikir vererek ve insanlarla etkileşim kurarak katkıda bulunduk. Proje kapsamında çevrenin temiz tutulması, çevreye çöplerin atılmaması, su tüketiminde tasarruf edilmesi konularında çalışmalar yürüttük. Sunulan strateji çok güzel ama biz hep teori ile uygulama arasındaki çelişkiden şikayet ediyoruz. Temel nokta, tek engelin siyaset olduğu, ama devam etmemiz, sürdürmemiz, teoriler geliştirmemiz ve koşullar ne olursa olsun bunları uygulamaya çalışmamız gerekiyor. Teori güzel ama bu ülkede kanun yoksa reform olmaz ve hiçbir şey başarılamaz.”