Kadınlar korunmuyor yeterli sığınma evi yok!

Kadın cinayetleri her geç gün artarak ve daha da vahşileşerek devam ediyor. “Ölmek istemiyorum” diyen kadınlar neden korunmuyor? Kadınların gidebilecekleri sığınma evi var mı? Devlet neden sorumluluklarını yerine getirmiyor? Kanunlara rağmen neden sığınma evleri açılmıyor?
Haber Merkezi- Türkiye’de 2020 yılında 300 kadın erkekler tarafından öldürüldü. 171 kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Bu veriler basına yansıyan haberlerden derlendi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun raporunda belirtilen cinayetlerden yalnızca 23 kadın hakkında koruma kararı vardı. 
Türkiye’de kadın cinayetleri verilerini sağlıklı bir şekilde ortaya koyacak resmi bir sistem yok. Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu kadın cinayetleri ile ilgili platformun aksine "6284 Kanun kapsamındaki kadın cinayetlerinde 2019'da maalesef 336, 2020 yılında ise 266 kadın hayatını kaybetti" açıklamasını yaptı. 
Veriler güncel değil
En son İstanbul Barosu’nun verilerine göre 2019 yılında bine yakın kadın erkek şiddetine karşı koruma kararı aldı ve başvuruda bulundu. Yine Türkiye İçişleri Bakanlığı’nın en son 2019 yılında paylaştığı bilgilerde son 5 yılda 94 kadının koruma altında öldürüldüğü bilgisi paylaşıldı.  Ancak bu tabloyu değiştirecek tutarlı, kadını ön plana koyan ve kadının taleplerini önceleyen politikalar yerine hala başsağlığı mesajlarından öteye gidemeyen pratik ile karşı karşıyayız.
Kadınlar neden korunmuyor?
Kadınları korumanın bin bir alternatifi, bu alternatiflerin hayata nasıl ve ne şekilde geçirileceği tartışıla dursun elbette asıl istenilen kadınların özgür birer birey olarak şiddetsiz yaşam alanlarını oluşturabilmeleri. Bugün için bu pek mümkün değil. Zira devletin kadın politikalarının zeminini eşitliği tanımayan ve kadını aile dışında değersizleştiren bir bakış açısı oluşturuyor. İşte tam da burada şiddete karşı korunmanın bir yolu olan sığınma evleri de tartışmaya açılıyor. Kadınlar neden korunmuyor? Türkiye’de neden yeteri kadar sığınma evi yok? Sığınma evlerinde kalan kadınlar gerçekten güvende mi? Sığınan kadınlar güçlenerek mi hayata devam ediyor yoksa şiddet sarmalına mı mecbur bırakılıyor? 
Sadece 145 sığınma evi var
Türkiye Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın rakamlarına göre, Türkiye’de Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’ne bağlı 110, belediyelere bağlı 33, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne bağlı 1, Mor Çatı’ya bağlı 1 tane olmak üzere toplam 145 sığınma evi bulunuyor. Bu sığınma evlerinin kapasitesi sadece 3 bin 482. Ve bu rakamlar Türkiye’deki kadına yönelik şiddet gerçekliğinden çok uzak.  
Belediyeler yasaya karşı geliyor
Yıllardır kadın örgütleri kapasitenin arttırılması ve kadınlara yaşam alanı oluşturulması için çağrılar yapıyor ancak bu çağrılara çok az yanıt veren oldu. 2005 yılında kanunda yapılan değişiklikle nüfusu 50 bin olan belediyelerin sığınma evi açma yükümlülüğü, nüfusu 100 bini geçen belediyeler olarak değiştirildi. Nüfusa ilişkin bu değişikliğe rağmen, üstelik kadına karşı şiddetin korkunç boyutlara vardığı bir ülkede, yasalar bir yana kadınların sesine çok az belediye cevap verdi. Nüfusu 100 binin üzerinde olan 237 belediyeden yalnızca 33’ünde kadın sığınma evi var. DBP’li belediyelerin neredeyse hepsinin gündeminde sığınma evleri vardı. Ancak kayyımlarla bu da engellendi. 
Kayyımlar sığınma evlerini kapattı
Kayyımlar nasıl mı engelledi? DBP’li belediyeler, sığınma evlerinin kadınların hem barınabileceği hem de üretebileceği, kadının kendi ekonomisini güçlendirebileceği merkezler olması için projeler yürütüyordu. 11 Eylül 2016 tarihinden itibaren 86 DBP’li belediyeye kayyum atanmasıyla 52 kadın kurumunun faaliyetleri durduruldu. Kadın Politikaları Daire Başkanlığı, kadın müdürlükleri, kadın sığınma evleri kapatıldı. Akdeniz Belediyesi’ndeki kadın sığınmaevi, bakım evine çevrildi; İŞTAR Kadın Danışma Merkezi kayyum tarafından “yetkiniz yok” bahanesi ile kapatıldı. Diyarbakır Silvan Belediyesi Meya Kadın Merkezi “aile destek merkezine” dönüştürüldü. Van Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı kadın sığınma evi ise kayyım tarafından kapatıldı. Yine Van’da belediyenin kadınlara psikolojik ve sosyal destek veren “Alo Şiddet Hattı” da hizmet dışı bırakıldı. En son seçimlerde de aynı süreç işletildi. HDP’nin kazandığı belediyelere kayyım atandı ve kadın çalışmaları durduruldu. Üstelik kadın müdürlüklerine erkekler getirildi.  
Sığınma evlerine nasıl gidilir?
Mor Çatı’nın paylaştığı bilgilere göre sığınma evi desteği için Türkiye’nin herhangi bir yerindeki karakola başvurabilirsiniz. İkametgahınızın olduğu karakola gitmeniz gerekmez. Sığınma evine gitmek için tanık ya da delil göstermeniz gerekmez. Şiddet gördüğünüzü ve sığınma evinde kalmayı sözel olarak ifade etmeniz yeterlidir. Eğer 12 yaşından büyük erkek çocuğunuz varsa, sığınak desteğini çocuğunuz ile birlikte almanız mümkün olmayabilir. Çocuğunuzu bırakacağınız güvenli bir yer yoksa devler koruma altına alabilir. Sığınma evinde kaldığınız süre boyunca çocuğunuzu düzenli olarak görebilir; sığınma evinden ayrıldıktan sonra çocuğunuzu da kaldığı kurumdan alabilirsiniz. 
Siz de destekleyebilirsiniz
Twitter’da kadınlar “2020 yılında 300 kadın öldürüldü. Kadınların şiddete uğradıklarında başvurabilecekleri sığınma evlerinin nüfusa oranla açılmasını istiyoruz. Sen de imzala, bir arkadaşını etiketle, zincire katıl.” sözleriyle paylaşımlarda bulunuyorlar. Milletvekillerinden gazeteci ve sanatçı her meslekten ve gruptan kadın, kadınların korunmasını ve yeterli sayıda sığınma evinin açılmasını istiyor.