‘Kadınlar kazanımlarını korumak için mücadelelerini büyütmeli’

Yedi yıl önce Minbic’in IŞİD çetelerinden özgürleştirilmesinin ardından yaşamın birçok alanında yer alan kadınlar, Demokratik Ulus Projesi’yle demokratik ve özgür bir yaşamı inşa etti.

SÎLVA EL-ÎBRAHÎM

Minbic- IŞİD çetelerinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarından etkilenen kentlerden biri de Minbic. 12 Ağustos 2016'da Minbic’in IŞİD çetelerinden kurtarılmasıyla kadınlar her alanda örgütlenme çalışmaları başlatarak, özgür ve demokratik bir yaşamın adımlarını attı.

Jinoloji Araştırmaları Merkezi Sözcüsü Yasmin Al-Qujo, Minbic kentinin IŞİD tarafından kuşatılmasının ardından aralarında kadın ve çocuklarında bulunduğu çok sayıda yurttaşın sayısız ihlale maruz kaldığını söyledi. Paralı askerlerin şehrin kontrolünü ele alır almaz kendi keyfi kanunlarını halka uygulamaya çalıştığını söyleyen Yasmin Al-Qujo, “İnsanların hayatlarına müdahale etmeye başladılar ve buna uymayanlar kırbaç cezası başta olmak üzere birçok işkence yöntemlerine maruz kaldılar. Kadınlar sürekli korku yaşadıklarını bizlere anlattı. Hatta birçok kadın yaşadığı korku, kaygı ve endişe durumundan dolayı intihara sürüklendi” dedi.

‘Kadınlar sessiz kalmadı’

IŞİD’in toplumu ve kadınları kontrol altına almaya çalıştığını ifade eden Yasmin Al-Qujo, “DAİŞ kadınların gücünün farkındaydı ve kadını zayıflatırsa toplumu da kontrol edeceğini biliyordu. Tüm bu uygulamalara rağmen çok sayıda kadın ölüm tehditlerine rağmen sessiz kalmadı. Paralı askerler kadınları zina suçundan taşlıyordu. Minbic en korkunç ihlallere tanık oldu. Minbic yaklaşık 3 yıl sonra yani 12 Ağustos 2016 tarihinde kurtarıldı. Bu kurtuluş kadınlar için bir dönüm noktası oldu. 1 Haziran 2016 tarihinde DAİŞ çetelerine karşı başlatılan hamleyle Minbic kenti Suriye Demokratik Güçleri, Menbic Askeri Konseyi ve Kadın Koruma Birlikleri tarafından 72 gün süren bir direniş sonucunda özgürleştirildi” diye belirtti. 

‘Yapılanları asla unutmayacağız’

Demokratik Sivil Yönetim'in Minbic kentindeki kurumlarından Suriye Demokratik Konseyi'nin Rakka'daki İlişkiler Ofisi yetkilisi Amal Dada da konuya dair ajansımıza konuştu. IŞİD’in Mincbic kentini kontrol altına aldığında o dönem şehirde bulunduğunu söyleyen Amal Dada, “Minbic şehri karanlık günlere sahne oldu. Okulları kapattılar, kadınları baskı altına aldılar, çocuklara ve tüm halka kendi ideolojilerini dayattılar. Uygulamaları reddedenler halka açık yerlerde cezalandırıldı ve insanların bu cezaları izlemesi zorunlu kılındı. Cesetleri günlerce asılı tuttular. Bizler yapılanları asla unutmayacağız. Kentin özgürleşmesi özellikle kadınlar için bir dönüm noktasıydı” sözlerine dikkat çekti.

Kurtuluş kadınlar için yeni bir doğum gibiydi’

Kurtuluştan sonra kadın realitesinde meydana gelen değişim hakkında konuşan Amal Daa, "Minbic şehrinin kurtuluşu her kadının hafızasına kazınmış bir hatıradır. Onlar için yeni bir doğum gibiydi. Başlarına gelen karanlıktan kurtulmak için bir fırsattı ve kadın savaşçılar yolculuklarının ana odak noktasıydı. Minbic'te kadınların yolu açıldı ve kadınlar savaşçıların ve aktivistlerin etrafında toplandı. Sivil Meclis, özgürleştirilen her köyde acil bir durumda komünler kurdu ve insanlara yardım edildi. Kampanya sırasında askeri güçler, kenti ve kırsalını DAİŞ çetelerinden kurtardı. Sonrasında sivil meclisler sosyal hayatı ve ihtiyaçları belirlemek için çalıştı. Devamında okullar rehabilite edildi. DAİŞ’in tüm kalıntıları temizlendi” ifadelerinde bulundu.

Kadınlar için gerçek bir devrim

Kadınların Demokratik Ulus Projesi’ne katılımı hakkında konuşan Amal Dada, sözlerine şöyle devam etti: "Kadınları Demokratik Ulus Projesi’ne çekmek büyük bir zorluktu, özellikle de o zamanlar şehrin özgürleştirilmesinin üzerinden çok uzun zaman geçmemişti. DAİŞ kilometrelerce uzaktaydı ancak korku halen hakimdi. Halkın ve özellikle kadınların özgürleştirilen şehirde örgütlenmesi, yeni kurulan yönetimle birlikte çalışmaya cesaret edemediği için büyük bir çaba gerektiriyordu. Bu konuda çok az şey biliyorlardı ancak Demokratik Ulus Projesi’nin farkındalığı ve kabulü ile bu sayı sonraki yıllarda önemli ölçüde arttı. 12 Mart 2017'de Sivil Meclis tarafından Minbic şehrinin kurtarılmasının ardından Minbic ve kırsalında Demokratik Sivil Yönetim kuruldu. Kadın Komitesi de dahil yönetim 13 komiteden oluşturuldu. Zaman geçtikçe kadınlar kurumların inşasından, işlerin geliştirilmesine kadar her aşamada yer aldılar. Minbic şehrinin özgürleştirilmesiyle kadınlar hayatın her alanında çalışmaya başladı. Toplumun kadın bakış açısında önemli değişimler yaşandı. Kadınlar artık karar verici pozisyona ulaştı. Toplum kadını her zaman iradesi ve gücü elinden alınmış bir varlık olarak görmüş ancak özgürleşme yıllarında ortaya çıkan irade, bu kavramlara bir yanıt oluşturmuştur. Kadınların askeri alan başta olmak üzere her alana yönelmesi Minbicli kadınlar için gerçek bir devrimdir. Geçmişte trafik polisi olan kadınlar vardı. Şimdi ise savaşçı olarak cephelerde yer alıyorlar ve karar alma süreçlerine katılıyorlar."

Toplumdaki rolleri güçlendi

Kuzey ve Doğu Suriye’de hayata geçirilen eşbaşkanlık sistemine dikkat çeken Amal Dada, toplumsal eşitlik için eşbaşkanlık sisteminin önemli olduğunu kaydetti. Kadınların ekonomi, siyaset, sosyal, kültürel, askeri gibi birçok alanda varlığını koruduğuna vurgu yapan Amal Dada, birçok kadın derneği ve örgütünün de kurulduğunu sözlerine ekledi. Zenubya Kadın Topluluğu’nun halen birçok engel ve zorluklara rağmen çalışmalarını sürdürdüğünü söyleyen Amal Dada, buluşmanın kadınların toplumdaki rollerini harekete geçirdiğini ve güçlendirdiğini ifade etti.

‘Tüm halklar temsil ediliyor’

Minbic ve kırsalında hayata geçirilen Demokratik Ulus ve Demokratik Sivil Yönetim projesinin toplumsal birçok kavramı değiştirebildiğini kaydeden Amal Dada, “Başlangıcıyla gelinen noktayı karşılaştırırsak kadınların çok yol kat ettiğini görüyoruz. Tüm kurumlarda Kürt, Arap, Çerkez, Türkmen tüm bileşenleri temsil edecek bir kontenjan var. Geçen 7 yılda kadınlar tüm alanlarda niteliksel bir sıçrama yaptı ve çalışma seviyesini yükseltti. Savaşta yer alan çok sayıda kadın lider, benzeri görülmemiş bir direniş sürdürdü. Zorluklar henüz sona ermediği için direnişi yükseltmemiz ve ortak çabalarla elde ettiğimiz kazanımları korumak için mücadelenin hızını artırmamız gerekiyor" dedi.