Kadınlar Efrîn’de işlenen insanlık dışı suçlara karşı çağrıda bulundu

Efrîn’de iki kız çocuğunun çeteler tarafından tecavüze uğramasına karşı insan ve çocuk hakları örgütlerine çağrıda bulunan Minbicli kadınlar, Efrîn’de kadın ve çocuklar için güvenli bir ortamın tesis edilmesini istedi.

SÎLVA EL-ÎBRAHÎM

Minbic- Türk devleti ve çetelerinin işgal ettiği Efrîn’de kadın ve kız çocuklarına yönelik katliam, tecavüz ve şiddet başta olmak üzere çok sayıda hak ihlali yaşanıyor. Kuzey ve Doğu Suriye’deki Minbic kentinde kadınlar, Türk devletinin hesap vermesi için uluslararası topluma çağrıda bulunarak, Efrîn’deki insanlık dışı uygulamalara karşı ses çıkarılmasını istedi. Efrîn’de kadın ve kız çocuklara yönelik işlenen suçları kınayan kadınlar, Efrîn’de iki kız çocuğunun çeteler tarafından tecavüz edilmesi suçunu insanlık dışı olarak nitelendirdi.

‘Suç işliyorlar’



        

Wedha Jasim, "Sadece bir hafta içinde Türk devletine bağlı çeteler iki kız çocuğuna karşı vicdanları sarsan iki tecavüz suçu işledi ve biz de bu suçları şiddetle kınıyoruz. Türk devleti kendi ülkesinde insan haklarını ihlal ettiği gibi işgal ettiği yerlerde de aynı suçları işlemektedir. Türkiye’de İstanbul Sözleşmesi iptal edildi ve bu sözleşmenin iptaliyle kendi zihniyetlerini, kadın düşmanı politikalarını ortaya koydu” diye belirtti. 

‘Uluslararası kuruluşlar sessiz’

Tek çözümün Türkiye’de kadınların mücadeleyi yükseltmesi olduğunu dile getiren Wedha Jasim, “Türk devleti Efrîn’i ‘güvenli bölge’ yapma bahanesiyle işgal etti ancak görüyoruz ki bu bölge terör yuvası haline geldi. Dijital medyada, haber sitelerinde bu tecavüz olayları sık sık gündeme geliyor ancak uluslararası insan hakları örgütlerinin bu insanlık suçuna karşı sessiz kalmasını da anlayamıyoruz. Burada bir çelişki yaşanmaktadır” diyerek dikkat çekti.

‘Çok sayıda suç işlendi’

Türkmen kadınlardan Zilan Salih, Efrîn’de yaşanan ihlalleri kınayarak, "Türkiye barışı simgeleyen ‘zeytin dalı harekâtı’ adı altında Efrîn kentini işgal etti ancak bu şehirde ilk işgal edildiği günden bu yana çok sayıda suç işlendi. Türkiye ve çetelerinin Efrîn’de işlediği suçların bir benzerini daha görmedik. Türk işgali, kadının toplumun bel kemiği olduğunun bilincindedir ve toplumu tamamen yok etmek veya kontrolü altına almak için en korkunç şekilde kadınları hedef almaktadır. Bu sessizliğin temel nedeni, uluslararası toplumun çıkarları ile Türk devletinin suçlarının birkaç ortak noktada birleşmesi; bu nedenle siyasi çıkarların insani davaların önüne geçtiğini söyleyebiliriz. Uluslararası toplum, Türkiye'yi Efrin'de ve işgal ettiği tüm bölgelerde işlediği suçlardan sorumlu tutmalı ve bunlara son vermelidir” çağrısında bulundu. 

‘İhlallere son verilmeli’

Emal Abbas da " Efrîn kentinin Türkiye ve çeteleri tarafından işgal edilmesi, başta kadınlar ve kız çocukları olmak üzere kent ve kent sakinleri için başlı başına büyük bir tehlike. Türk işgali nedeniyle zorla yerinden edilen ve şimdi mülteci kamplarında kışın soğuğuna ve yazın sıcağına katlanan Efrîn’in asıl sakinlerine karşı işlenen savaş suçlarından bahsetmiyorum bile. Uluslararası toplum bu ihlallere bir an önce son vermeli, Türk devletini ve çetelerinin bir an önce sınır dışı edilmesi için çağrıda bulunuyorum” dedi.

‘Örgütler görevlerini yerine getirmeli’

Leyla Cuma da işledikleri korkunç suçlarla Türk işgalci ve çetelerinin hesap vermesini istedi. Çerkes Najiya Hej Mihemed ise konuya dair şu ifadelerde bulundu: "İki kız çocuğuna tecavüz eden çeteler kesinlikle insanlıktan, vicdandan ve tüm ahlaki değerlerden yoksundur ve yaptıklarından dolayı cezalandırılmalıdırlar. Bu çeteler cezalandırılmadıkça Efrîn’de insan kaçırma, katliam, taciz ve tecavüz suçları devam edecektir. İnsan hakları örgütleri işgal altındaki Efrîn’de yaşananlara ilişkin tutumlarını belirlemelidir. İnsan hakları, çocuk hakları örgütlerinin görevlerini yerine getirmesini istiyoruz. İşgal altındaki Efrîn şehrinde kadın ve çocuklar için güvenli bir ortamın tesis edilmesi gerekiyor.”