Kadınlar Colemêrg yolunda: Kimse sessiz kalacağımızı düşünmesin

‘İradeye Saygı Yürüyüşü’ne katılan kadınlar, kayyım politikasının “Sömürge politikası” olduğunu dile getirerek, “Kimse sessiz kalacağımızı düşünmesin” sözleri ile AKP-MHP’nin Kürt halkına dönük sistematik saldırılarına boyun eğmeyecekleri mesajını verdi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Wan- Colemêrg’e yapılan ‘Büyük irade yürüyüşü’ devam ediyor. 81 ilden yüzlerce yurttaşın katılım sağladığı yürüyüş yoğun ve coşkulu bir şekilde devam ederken, yürüyüşte yer alanlar yoğun sıcağa ve yorgunluğa rağmen geri adım atmıyor. Yürüyüşe öncülük eden kadınlar yürüyüşün amacını ve süreci ajansımıza anlattı.

Göç etmek zorunda kaldığı topraklara iradesini korumak için geldi

Adana’dan yürüyüşe katılan kadınlar, Kürt halkının yıllardır kimlik ve varlık mücadelesi verdiğini bu yürüyüşün de bu şekilde ele alınması gerektiğini anlattı. Aslen Siirtli olan Suphiye Bayav, 90’lı yıllarda köylerinin yakılması ile beraber Adana’ya göç ettiklerini belirterek, Adana’dan Colemêrg’e adalet için yürüdüklerine dikkat çekti. İktidarın baskı ve inkâr politikalarına karşı adım attıklarını ve her adımlarında inançlarının daha da güçlendiğini belirten Suphiye Bayav şunları söyledi:

“31 yıl önce Kürdistan’da bütün köyleri ve evleri yaktılar. Bizde bu baskıların ardından metropollere göç etmek zorunda kaldık. Neden çünkü biz barış, adalet ve eşitlik istiyoruz. Kürt ve Türk halkı yüz yıldır birlikte yaşıyor. Bizler her ne kadar kardeşçe yaşayalım desek de onlar bizi kardeş olarak görmüyor ve bakmıyorlar. Bunun için her seçimde her olayda sandık başlarında bizim irademizi tanımıyorlar. Kürt halkı kimi seçse ona kayyım atıyorlar. 3 dönemdir bu kayyımlar devam ediyor. O zaman bize ‘seçime gidin, sandık başına gidin’ demesinler. Biz kardeşlik diyoruz ama onlar kayyım diyor. Bunun için bu özgürlük yürüyüşüne katıldım. Colemêrg için buradayım, onların ne kadar hak ve hukuku varsa bizim de var. Bu topraklarda düşman gözüyle görüyorlar bizi. Bu toprakların sahibi biziz.”

Suphiye Bayav konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Günlerce yürüyeceğiz, sadece Kürt değil birçok halktan insanla yürüyoruz. Biz bu barışı ve birliği devam ettirmek istiyoruz. Bu yürüyüş adalet ve barışa dönük yürüyüştür. Beni ayakta tutan da bu halkın iradesi ve gücüdür.”

‘Eninde sonunda amacımıza ulaşacağız’

Yürüyüşe katılan Meryem Güler ise yok sayma politikalarına karşı Kürt halkının birliğinin önemine dikkat çekti.  Meryem Güler, konuşmasının devamında şunları dile getirdi: “Halkın üzerinde olan bu tecride dur demek için buradayız. Biz birlik, barış ve kardeşlik istiyoruz. Biz düşmandan korkmuyoruz. Kürt halkının birliği olursa biz her şeyi başarırız. Bu dönem bu yürüyüş özgürlük yürüyüşü olacak. Bu birliği bu inançla başaracağız. Biz kendimize sahip çıkalım, şehitlerimize sahip çıkalım. Belediyelerimize ve iradelerimize sahip çıkalım. Birlik olursak hiçbir şekilde yenilmeyiz. Bu çabamız ve emeğimiz boşa gitmeyecek. Eninde sonuna amacımıza ulaşacağız. Özgürlük Kürt halkının özgürlüğüdür. Biz yorulsak da yürümeye devam edeceğiz. Bu kayyımları gönderene kadar buradayız ve buradan gitmiyoruz. Bu bizim irademiz, Kürt halkının iradesidir. Bu inançla bu irade ile amacımıza ulaşacağız.”

‘Tecride karşı buradayız’

Son olarak konuşan Azize Yaşar ise kayyımlara ve AKP-MHP rejimine mesaj göndererek, kayyım politikalarına karşı, “Sessiz kalmayacağız” dedi. Azize Yaşar, “Belediyelerimizi alana kadar vazgeçmeyeceğiz. Yürüyüşte yer alan herkese güç diliyorum. Biz kayyımları kabul etmiyoruz ve asla sessiz kalmayacağız. Kayyıma, tecride karşı ve cezaevleri için buradayız. O kadar yol geldik ama hiç yorulmadık. İrademiz ve kadınların gücü bizi ayakta tutuyor. Bu güçle bu kayyımları kabul etmediğimizi bir kez daha göstereceğiz. Kimse sessiz kalacağımızı düşünmesin. Biz sessiz kalmayacağız. Kayyımlar bir sömürgeci politikasıdır. Oylarımızı, haklarımızı almasınlar artık. Onlar aldıkça da biz direneceğiz. Boyun eğeceğimizi kimse düşünmesin. Bu kadın ve Kürt düşmanı politikalara dair her daim ayakta olacağız” açıklamasında bulundu.