Kadınlar alanlarda: Biat etmeyeceğiz

İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine karşı kadınlar Bodrum, İstanbul ve Antalya’da alanlara çıkarak, “Biat etmeyeceğiz ve yaşamlarımızı da haklarımızı da savunmaya devam edeceğiz" diyerek, 1 Temmuz’a kadar alanlarda olmaya devam edeceklerini kaydetti.

Haber Merkezi – Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine karşı kadınlar alanları terk etmiyor. Neredeyse her gün meydanlara çıkan kadınlar, sözleşmesinin feshine tepki gösteriyor. İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine karşı bir tepki de Muğla’nın Bodrum ilçesinden geldi. Bodrum Belediyesi önünde kadınlar bir araya gelerek, eylem gerçekleştirdi. ”İstanbul Sözleşmesi bizimdir” pankartının açıldığı eylemde açıklamayı Peri Pamir, Belgin Koç ve Pelin Bolgül okudu.

“Kadınların itirazına rağmen feshedildi”

İstanbul Sözleşmesi’nin feshedildiği haberini gece yarısı aldıklarını söyleyen Peri Pamir, “Meclis’te onaylanarak anayasada tarif edilen usulüne uygun yürürlüğe girmiş bir sözleşme, tüm hukuki teamüllere, anayasaya aykırı bir şekilde tek bir imzayla, bu toplumun en az yarısını oluşturan, yaşamı üreten, dünyayı döndüren kadınların itirazına rağmen feshedildi. Tek adam rejiminin hukuksuzluk ve keyfiyet alanını giderek büyüten, temel hak ve özgürlüklerini yok sayan yaklaşımına büyük bir adım daha eklendi” dedi.

“Yargı pratikleriyle şiddet özendiriliyor”

Her gün en az dört kadının katledildiği, kadınlara yönelik cinsel, fiziksel, psikolojik, ekonomik her türlü şiddetin arttığını söyleyen Peri Pamir, “Erkek faillerin bir kravatla, namus diyerek, ‘reddedildim’, ‘boşanmak istedi, ailemi dağıtmak istedi’ diyerek, cezasız kaldığı ya da indirim aldığı yargı pratikleriyle şiddet adeta özendiriliyor. Böyle bir dönemde İstanbul Sözleşmesi’ni ve 6284 sayılı yasayı etkin uygulamak şöyle dursun, bu sözleşmeden çıkmanın yollarını arayan AKP+MHP iktidarı, kadınların iradesini ve taleplerini yok sayarak hukuksuzca, bir gece yarısı kararıyla sözleşmeden çekilmeyi tercih etti” ifadelerinde bulundu.

“Sözleşmeyi feshetmek daha çok kadının ölmesi demek”

Sözleşmenin kadınlara, LGBTİ+lara yönelik ayrımcılığa, şiddetin önlenmesine, şiddet oluştuğunda faillerin cezalandırılmasına ilişkin titizlikle hazırlanmış bir sözleşme olduğunu vurgulayan Peri Pamir, “Sözleşme aileyi sadece evlilik bağı ile tanımlamaz, daha geniş ele alır. O hane nasıl kurulmuş olursa olsun, şiddete uğrayanı korumak üzerine kuruludur. Sözleşmeyi feshetmek, açıkça daha fazla kadının, LGBTİ+’nın erkekler tarafından cezasız kalacağının garantisiyle öldürülmesi anlamını taşır. Sözleşmenin feshi bu katliamların sorumluluğuna ortak olmaktır. Bu toplumun en az yarısını oluşturan kadınlar olarak her platformda sözleşmenin etkin uygulanması için sesimizi yükseltiyoruz aile değil kadınız” şeklinde konuştu. Açıklamanın ardından katledilen kadınların hikayelerinin paylaşıldığı eylem, sloganlarla sona erdi. 

 İstanbul’da yüzlerce kadın buluştu

İstanbul Sözleşmesini Uygula Kampanya Grubu, sözleşmenin Cumhurbaşkanı kararnamesi ile feshedilmesini gerçekleştirdiği eylemle protesto etti. Beşiktaş’ta bulunan Barbaros Meydanı’nda gerçekleştirilen eyleme yüzlerce kadının yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekilleri Serpil Kemalbay ve Züleyha Gülüm de katıldı. Üzerinde "İstanbul Sözleşmesi bizim vazgeçmiyoruz" yazan dev pankartı tutan kadınlar, "Yasalar sokakta yazılır" ve "İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz"  dövizleri taşıdı.

“1 Temmuz’a kadar sokaklardayız”

Eylemde kadınlar sırayla katledilen şiddete, tacize ve tecavüze uğrayan 50 kadının hikayesini okurken, medyanın kadın katliamlarında kullandığı haber dilini de teşhir etti. Eylemde sık sık, "Erkek devlet yıkacağız elbet", "Erkek adalet değil gerçek adalet", "Dünyayı yerinden oynayacağız" sloganları atıldı. Kadınlar 1 Temmuz'a kadar sokaklarda olmaya devam edeceklerini de duyurdu. Gülistan Doku’nun 454 gündür aranmadığını ve tecavüz faili Musa Orhan’ın tutuklanmadığına dikkat çeken kadınlar, yaşamını savunmak zorunda kalan, ölmemek için öldürmek zorunda kalan Nevin Yıldırım, Yasemin Çakal, Aylin Işık, Çilem Doğan, Name Öztürk, Hülya Halaçkay ve Melek İpek’in yargılandığını belirtti. Eylem alkış ve sloganlarla son buldu.

Antalya’da kadınlar: Yaşamlarımızı savunmaya devam edeceğiz

Antalya Kadın Platformu, "Melek İpek için özgürlük hepimiz için İstanbul Sözleşmesi" şiarıyla Attalos Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. "Melek İpek için özgürlük, hepimiz için İstanbul Sözleşmesi" pankartını açan kadınlar, "Yaşasın kadın dayanışması" sloganlarını attı. Basın açıklamasını okuyan Antalya Kadın Platformu üyesi Fatma Kayaoğlu, Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde kendisine ve çocuklarına sistematik işkence uygulayan eşi Ramazan İpek’i özsavunma kullanarak öldüren Melek İpek'in duruşmasına değinerek, "Melek İpek’i gördüğü şiddet karşısında haklarından yoksun bırakan iktidar bugün onu yargılama hadsizliğine soyunuyor. Kadın katilleri ellerini kollarını sallayarak tehditler savurarak adliyelerden çıkarken, öz savunma hakkını kullanan, hayatlarını, haklarını üniversitelerini savunan kadınları tutsak edenler bilsinler ki bizler mücadelemizden bir an olsun vazgeçmeyeceğiz" dedi. İstanbul Sözleşmesi'nin iktidar tarafından feshedilmesine tepki gösteren Fatma Kayaoğlu, "Bizleri kendisine biat ettirebileceğini düşünüyor. Biat etmeyeceğiz ve yaşamlarımızı da haklarımızı da savunmaya devam edeceğiz" dedi.

KCDP: Dilekçeye bile tahammül edemediler

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, İstanbul Zincirlikuyu mevkiinde İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesini protesto etmek ve dikkat çekmek için bir kadının dilekçesini dev pankart yaparak asmış, pankart gece saatlerinde kaldırılmıştı. Platform üyeleri pankartın asıldığı bina önünde eylem yaptı. Platform flamaları yanı sıra “Dilekçeye Bile Tahammül Edemediler” pankartının taşındığı açıklamada KCDP Genel Sekreteri Fidan Ataselim konuştu. Fidan Ataselim, “Bir dilekçeye bile tahammüle edemediler. Ne yazıyor bu dilekçede? Şiddete uğradım diye yazıyor. Bu ülkede yaşayan kadınların ne yaşadığının bir göstergesidir. Bunu kaldıranların bu gerçeği görmezlikten gelmesini yaşıyoruz.” diye konuştu.

Açıklama alkışlarla sona erdirildi.

Sakarya’da eylem: Kararı tanımıyoruz

Sakarya Kadın Platformu, İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasına tepki göstermek amacıyla Adapazarı Kültür Merkezi (AKM) önünde eylem gerçekleştirdi. Eylemde, "Söyleyecek sözümüz değiştirecek gücümüz var", "İstanbul Sözleşmesi yaşatır haklarımızdan, hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz!" pankartları açılırken, "İstanbul Sözleşmesi bizim kararı tanımıyoruz", "Kadınları değil erkek şiddetini engelle" dövizleri taşındı. Eyleme emek örgütlerinin kadın kolları ve çok sayıda kadın katıldı.

 Eylemde basın metnini katılanlar adına Yasemin Hacıeyüpoğlu okudu. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi'nin imzalanmasında öncü rol oynadığını kaydeden Yasemin Hacıeyüpoğlu, iktidara, "Oy birliği ile imzalanan bu sözleşmeden 10 yıl sonra ne oldu da gece yarısı çekilme kararı alındı" diye sorarak, İstanbul Sözleşmesi'nin kadınların, LGBTİ+'ların ve çocukların haklarını güvenceye aldığının altını çizdi. 

“Sözleşmeden geri çekilemezsiniz”

İstanbul Sözleşmesi’nin cinsiyet gözetmeden şiddete karşı koruyucu düzenlemeler öngördüğünü kaydeden Yasemin Hacıeyüpoğlu, "Sözleşme cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımı yapmaz herkesi korur. Biz biliyoruz ki İstanbul Sözleşmesi kadını, çocuğu herkesi şiddet mağduru olmaktan koruyan bir sözleşmedir. Gerekçesiz, keyfi olarak öncülüğünü ettiğiniz, ülke ülke dolaştırıp imzalattığınız ilk imzacısı olduğunuz bir sözleşmeden geri çekilemezsiniz. Kadınları şiddetten korumayı, şiddeti önlemeyi, ayrımcılığa karşı eşitliği savunan bir sözleşmeyi sizler tartışamaya açamazsınız. Sözleşme hakkında karar alamazsınız" ifadelerinde bulundu. Eylem, "Kararı geri çek sözleşmeyi uygula!", "Kadın yaşam özgürlük" sloganları ardından son buldu.

Hataylı kadınlar: Özgürce yaşamak istiyoruz

İskenderun Kadın Platformu, “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” sloganıyla Hatay’da Eski Bit Pazarı'nda bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada konuşan Platform üyesi Fatma Çınar, Meclis’te kabul edilen sözleşmenin, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle iptal edilemeyeceğini belirterek, “Makbul ve makul kadın olmayı reddediyoruz. Türkiye'de geçtiğimiz on yıllık süreç toplumsal cinsiyete dayalı ve cinsel şiddet gitgide artmaktadır. 2020 yılında 300'den fazla kadın cinayeti işlenmiştir. Kız çocukları, kadınlar ve LGBTİ+’ların yaşamları üzerinde somut ve korkunç sonuçları olacak bu karar 15 yılı aşkın süredir muhafazakâr, ataerkil ve kadın düşmanı bir toplum yaratmak yönündeki çabaları güçlendirmenin bir başka halkasıdır" şeklinde konuştu. "Biz kadınlar toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde özgürce yaşamak istiyoruz" diyen Fatma Çınar, "Fırsat eşitliği istiyoruz. Evde, işte, sokakta güvende olmak istiyoruz. Toplumun her kesiminden kadın günlerdir sokakta, yazılı, görsel basında tek ses haykırıyor. İstanbul Sözleşmesi bizimdir, vazgeçmeyeceğiz" diyerek, sözlerini noktaladı.