Kadınlar 8 Mart’ı cinayet ve ekonomik kriz gündemleriyle karşılıyor
Yaklaşan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle mikrofon uzattığımız kadınların ana gündemini kadın cinayetleri ve ekonomik kriz oluşturuyor. Artan kadın ölümlerinin yaşadıkları heyecanı hüzne dönüştürdüğünü ifade eden kadınlar, 8 Mart’tan tek beklentilerinin birlik olduğunu söylediler.
MEDİNE MAMEDOĞLU
Amed- Türkiye ve bölgede ki kadınların coşkulu bir şekilde kutlamaya hazırlandığı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne sayılı günler kaldı. Yapılacak miting ve yürüyüşler için çalışmalar devam ederken biz de sokaktaki kadınlara 8 Mart’ın kendileri için ne anlam ifade ettiğini ve beklentilerini sorduk. 8 Mart’ın kendilerinde yarattığı heyecandan ziyade artan kadın cinayetleri ve ekonomik krize dikkat çeken kadınlar tek beklentilerinin artan ölümlerin önüne geçilmesi olduğunu ifade ettiler.
Kutlanacak 8 Mart’ın kendilerinde yarattığı heyecanın yanında hüzünlendirdiğini de belirten kadınlar, yaşanan sömürü ve şiddet düzenine karşı kadınların birlik olması gerektiği vurgusunda bulundu. Her sene olduğu gibi bu sene de kutlanacak günde alanlarda olacağını söyleyen Zeynep Kurt coşkusunu hemcinsleri ile paylaşmak için sabırsızlandığını ifade etti.
“O gün alanda olacağım”
Zeynep Kurt, kutlamanın yanı sıra o gün alanlarda katledilen kadınlar için adalet talebini de haykıracağını belirtti.
“Beni tedirgin eden birçok olay oluyor bu ülkede. Türkiye gibi eril zihniyetin hâkim olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Kadınlar bu nedenle sömürü, taciz veya şiddete maruz kalıyor. Bunun için çok üzülüyorum. Bunlara karşı biz kadınların ellimizden geldiğince birlik olmamız gerek. O zaman bu zihniyetin tehditlerini durdurabiliriz. Kadınlar birlikte olunca güzeller. O gün alanlara çıkıp her birlikte eğlenelim. Bütün kadınlar alanlarda olsun ben de orada olacağım.”
“Kadınlar ayakları üzerinde dursun”
Ekonomik kriz ve artan kadın cinayetleri gündemi ile bu sene ki 8 Mart’a girdiklerini dile getiren Emine Kelekçier de kadınların ülkede yaşamaktan ziyade sadece nefes aldığına değindi. Yaşanan krizin her anlamda en çok kadınları etkilediğine yer veren Emine Kelekçier, “Yaşanan kadın cinayetleri de bizleri olumsuz etkiliyor. Gençlerin artık evliliğe dair umutları yok. Çocuklarımızı büyütüyoruz sonra elin adamı gelip şiddet uyguluyor ve sonra da katlediyor. Açıkçası korkuyoruz ve endişeliyiz. Kadınlar öyle ya da böyle kendi ayakları üzerinde dursunlar. Bir erkek için değil kendileri için yaşasınlar. Kadınlar haklarını savunup kendilerini ezdirmesinler. Bir birey öncelikle kendisi için yaşadığı zaman halledilmeyecek bir şey kalmaz” şeklinde konuştu.
“Tek talebim kadın cinayetlerinin durdurulması”
Emine Kelekçier konuşmasının devamında şunlara yer verdi:
“Benim 8 Mart’tan tek dileğim tek bir beklentim var, yaşanan bu kadın cinayetleri dursun. Ama bu çağrılarımız her zaman kayıtsız kalıyor. Devlet yetkilileri bir şey yapmıyor. Yapılan her cinayetin ardından iyi hal indirimiyle adam kendini sokakta buluyor. Öyle olursa devamı da gelir. O nedenle yasaların güncellenmesi ve kadına daha çok değer verilmesi lazım. Bugün kadınların bir tavuktan farkı kalmıyor. Ben Türkiye’de bir kadın olarak yaşadığımı hissetmiyorum. Elimde imkânım olsa bir dakika burada durmam.”
“Kadınlara sevgi, mutluluk ve huzur versinler”
Kadınlar günü için yaşadıkları heyecanın içinde neşe ve mutluluk olmadığına dikkat çeken Muazzez Okay ise kadınların her yerde ya katledildiğine ya da açlıktan öldüğüne yer verdi. Katledilen kadınlar için kimsenin ses çıkarmadığını belirten Muazzez Okay şunları söyledi: “Kadınlar günü geliyor diye mutluyuz ama bize verilen bir hak bir güvence yok. Türkiye’de kadınların hakkı bazı yerlerde var bazı yerlerde yok. Mesela Diyarbakır’da yok. Yaşananların önüne geçilmesi durdurulması gerekiyor. Kadınlar boşu boşuna öldürülüyor. Katledilen kadının adı bir iki gün hatırlanıyor sonra da unutuluyor. Kadınlara sevgi, mutluluk ve huzur versinler. Benim 8 Mart’tan bir dileğim varsa o da mutluluk ve sevgidir.”
“Türkiye’de kadın olmak çok zor”
Son olarak konuşan Gülay Güçlü ise kadınların birlik olmaları gerektiğine vurgu yaptı.
“8 Mart kadınların sesini duyurabilmesi için önemli bir gün. O günün kadınlara ayrılması bizler için tabi önemli ve değerli. Türkiye’de kadınlar her anlamda birçok sorun yaşıyor. Toplum, aile baskısı onun dışında iş hayatında yaşadığımız sıkıntılar her anlamda kadınların erkeklerin gölgesinde yaşadığının farkındayım. Bir birey olarak var olamıyorsun. Bu hayatımızda hep bir engel oluşturuyor. Bunları tabi ki aşmak istiyoruz ama bu da o kadar kolay değil. Bizim çok zor geldiğimiz bir konuma erkekler çok kolay engel olmadan gidebiliyor. Kadınların kendi haklarını bilmesi savunması gerekiyor. Onun dışında da erkeklerin bir insan olarak aynı duyarlılığı göstermeleri gerek. Fiziksel şiddet sadece işin görünen boyutu, bizler psikolojik şiddeti de yaşıyoruz. Kadınların görünmeyen birçok sorun yaşıyor. Bütün yaşamımız kadın olduğumuz için sınırlanıyor ya da engelleniyor. Bunların değişmesi kolay değil ama değişmesi gereken çok şey var. İnsan olarak var olabilmek hakkımız.”