‘Kadına yönelik şiddet küresel bir olgu haline geldi’

Kadına yönelik şiddetin artık küresel bir olgu haline geldiğini belirten Tunuslu tarihçi Hayat Amamou, şiddete karşı mücadelede kadın örgütleri ve sivil toplum kuruluşları koordinesinde geniş bir ağın kurulması gerektiğini söyledi.

ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus - Tunuslu tarihçi ve kadın hakları savunucusu Hayat Amamou, kadınlara yönelik şiddetin artık tek bir ülkeyle sınırlı olmadığını belirterek, kadına yönelik şiddetin Hindistan’dan Tunus’a, İran’dan Fas’a küresel bir olgu haline geldiğine dikkat çekti. Erkek egemen sistemlerin kadın düşmanı politikalarla haklarını talep eden kadınlara baskı uyguladığını kaydeden Hayat Amamou, erk zihniyetin topluma yansımaları hakkında da, “Kadınlar hukukende olsa toplumda haklı görülmüyor ve bu mesele toplumsal bir bakış meselesidir. Hâlâ cinsiyetler arası eşitlik kabul edilmiyor. Kadınlar düşüncelerini ifade etmede özgür değiller ve toplumda iki kat acı çekiyor” diye belirtti.

‘Zihiyetleri değiştirmenin kimi yolları var’

Siyasi alanda ve sivil toplumdaki kadın aktivistlerin düşüncelerini ifade ettiklerinde haklarında cezalar verildiğini aktaran Hayat Amamou, kadınların düşüncelerini ifade etme haklarından mahrum bırakıldıklarını ifade etti. Cezaevlerindeki birçok kadının ifade özgürlüğünden dolayı tutuklu olduklarını söyleyen Hayat Amamou, “Kadınlar, Ortaçağ ve öncesinden nesillere aktarılan toplumdaki aşağılık görüşüyle karşı karşıya kalıyor. Düşünce ve ifade özgürlüğü de dahil olmak üzere bazı haklardan mahrum bırakıldılar. Zihniyetleri değiştirmenin kimi yolları var ve bunun önemli bir ayağı da medya alanı. Tunus, basın ve ifade özgürlüğü açısından olumlu puanlar aldı, ancak kara 10 yılda köylü kadınların trajedileri, evde çalışanlar ve daha birçok temel mesele unutuldu” şeklinde konuştu.

‘Çalışma yaşamında kadın sömürüsünün önü açılıyor’

Küresel kapitalizmin kadınları erkeklerden daha fazla istihdam etmeye çalıştığını belirten Hayat Amamou, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü kadınlar düşük ücretlerle çalışmayı kabul ediyor ve haklarını talep etmiyor. ‘Düşük ücret işsizlikten iyidir’ algısı yaratılarak çalışma yaşamında kadın sömürüsünün önü açıldı. Tunus, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Afrika kıtasında ekonomi alanında yaşanan krizlerler, kadınların sosyal, cinsel, ekonomik ve sosyal açıdan sömürülmesine neden oluyor. Tüm bu trajediler medya tarafından hak ettiği şekilde ön plana çıkarılmıyor. Çünkü medyanın önemli bir kısmı, kadınların yaşadığı temel sorunları gündeme getirmiyor.” 

Başta çalışma hakkı olmak üzere onur ve insana yakışır bir yaşam için yasaların uygulanmasının önemli olduğunu kaydeden Hayat Amamou, “Yaşamın birçok alanında kadınlar taciz, şiddet, aşağılanma, ötekileştirilme, damgalanma gibi birçok baskıya maruz kalıyorlar. Topluma göre kadınlar evde kalmalı, ev işi yapmalı, çocuk bakmalı, yemek pişirmeli. Örneğin Tunus'ta kadınların çoğunluğu evin dışında ve evin içinde çalışıyor. Bu nedenle birçok zorluğa katlanıyorlar.  Bu durum ev işlerinin tamamını anneye yükleyen, onu aileden ve çocukların yetiştirilmesinden sorumlu tutan geleneksel görüşün bir sonucudur” dedi.

‘Tunusta kadınlar mücadeleye devam ediyor’

Kırsal kesimdeki kadınların ise toprakta çalışmanın, çocuklarına bakmanın, yemek pişirmenin, temel yaşam koşullarını ve masraflarını karşılamanın zorluklarına göğüs gererek iki kat sıkıntı çektiklerine dikkat çeken Hayat Amamou, “Tunus'ta kadınların durumu şu: Arap ülkelerinin geri kalanında kadınlar çalışmıyor ve hatta Mısır'da kadınlar evlenince çalışmayı bırakıyorlar. Ancak Tunus'ta ev içinde ya da dışında maaş ne kadar kötü olursa olsun çalışıyoruz. Tunus’ta kadınlar maruz kaldıkları şiddet ve katliamlara rağmen mücadeleye devam ediyor” diye belirtti.

Kadına yönelik şiddetle mücadele etmek amacıyla 2017 yılında çıkarılan 58 Sayılı Kanun’un karmaşık prosedürler sonucunda etkili olmadığına dikkat çeken Hayat Amamou, şöyle konuştu: “İstismara maruz kalan kadınlar deneseler bile yetkililere şikayette bulunmaktan çekiniyorlar. Kadınlar istismarı toplumsal damgalanma korkusuyla genellikle gizli tutuyor. Kadın katliamları, hakaretlerle başlayan ve katliamla biten sistematik şiddetin bir sonucudur. Bununla yüzleşmek için kimi çözümler var. Bunlardan birincisi çocuk yaşta evlendirmelerin önüne geçilmesidir. Statüleri ne olursa olsun kadınlar toplumda korunmaya muhtaç olarak görülüyorlar. Bu durum nesilden nesile aktarılan bir fikirdir.”

‘Kadına yönelik şiddet küresel bir olgu haline geldi’

Tunus’ta yaşamın birçok alanında çoklu krizlerin yaşandığına vurgu yapan Hayat Amamou, çıkış yolunun ise medya yoluyla eğitimden geçtiğini kaydetti. Hayat Amamou, “Ben Tunus'un durumunu vurgulamak istedim. Tunuslu kadınların durumu diğer ülkelerdeki ve bir bütün olarak dünyadaki kadınların durumundan daha iyi değil. Kadına yönelik şiddet küresel bir olgu haline geldi. Erkek egemen sistemlerin kadınlara bakış açısında benzerlikler var. Ülkeleri yöneten rejimler ve sistemlerin söz konusu kadın olunca zihniyet olarak birbirlerine ne kadar benzeştiklerini görebiliyoruz. Rejimler şiddetin yayılmasında suç ortağıdır. Hindistan’da bir kadın doktor tecavüz edilerek katledildi, yine Arap bölgelerinde kadın katliamları artıyor” diye kaydetti. 

‘Kadın haklarının savunulması için feminist ağ oluşturulmalı’

Yaşanan bu gerçeklikler karşısında yetkililerin toplumları için sağlıklı bir sosyal ortam yaratmadıklarını dile getiren Hayat Amamou, şu ifadelerde bulundu: “İnsan haklarına saygının kutsallığı dikkate alınmadığı sürece katliamlar devam edecektir. Bu kutsallığın olmadığı durumlarda kadına yönelik şiddet, emperyalistlerin, küresel kapitalist otoritelerin ve rejimlerin teşvikiyle görmezden gelinerek, sebepleri bilinmeden, farkına varılmadan artacaktır. Kadın hakları ve eşitliği meselesi gerek medya aracılığıyla, gerek eğitim ve araştırma yollarıyla küresel bir mücadele haline gelmelidir. Her türlü şiddete ve ötekileştirmeye karşı kadın haklarının savunulması için feminist ağ oluşturmalıdır. Koordine etme görevini de kadın örgütleri ve sivil toplum üstlenmelidir.”

‘Sahra Altı Afrika’daki kadınlar her türlü sömürüye maruz kalıyor’

Sahra Altı Afrika'daki kadınların durumuna dikkat çeken Hayat Amamou, Sahra Altı Afrika’da kadınların her türlü sömürüye maruz kaldıklarını dile getirdi. Hayat Amamou, “Dernekler kadınların ekonomik, sosyal ve siyasi haklarını savunmak için iç içe geçebiliyor, ancak ne yazık ki şu anda bu örgütlerin sesi çıkmıyor. Tunus'ta kimi merkezler şiddeti ve toplumsal cinsiyet konularını gündeme getirmiyor. Maaş eşitsizliği ve kadının çocuk yetiştirmede eşinden destek alma hakkı gibi konularda tüm sorumlulukların kadına yüklenip kadının sağlık ve psikolojik açıdan zarar görmemesi için bu tür kurumların bilinçlendirilmesi gerekiyor. Ayrıca ileri yaştaki kadınların, özellikle de sosyal ve sağlık güvencesinden yoksun çalışan grupların, onurlarını koruyan bir ücret hakkına sahip olmaları için mücadele edilmelidir” diyerek sözlerini noktaladı.