İBTİSAM AXFİR

Bingazi- Belirli bir konu, olay ve bölgeye dair bilgiler ışında öngörü geliştirmeye analiz denirken, bunu yapan kişiye de analist denmektedir. Savaşın yoğun olduğu, dengelerin sürekli değiştiği Ortadoğu’da son yıllarda birçok kişi süreci analiz edip, siyasi analist olarak ekranlara çıkıyor ya da gazete, internet sitelerinde yazılar yazıyor. Peki bir siyasi analist nasıl olmalı? Değerlendirmelerinde neyi esas almalı? Libyalı Siyasi Analist Emel Bugşata Al-Araibi ile konuştuk.

Libya’daki politik istikrarsızlığın ve yaşanan krizli süreçlerin sağlıklı bir analiz yapmaya engel olduğuna değinen Emel Bugşata Al-Araibi, dikkatli bir çalışmaya dayanan bir analizin yapılması için emek verilmesi gerektiğini vurguladı.

‘Söze güvenmek de bir silah halinde’

Siyasi analistlerin yaptıkları değerlendirmelerin doğruluğa ve tarafsızlığa dayanması gerektiğini söyleyen Emel Bugşata Al-Araibi, Libya’daki siyasi analistlerin olayların öncesi, arka planını ve gelecekte ne olacağı hakkında yeterli bilgi sahibi olmadan konuştuklarını belirtti. Bir siyasi analistin sadece mevcut durumu sunmak ve analiz etmekle kalmayıp, bunun ötesine geçerek, verilere dayanarak gelecekte ne olacağını tahmin etmesi ve izleyici için bulanık bir algı yaratmaması gerektiğini ifade eden Emel Bugşata Al-Araibi, siyasi analiste olması gereken özellikleri şöyle sıraladı:

 “Alanında yetkin olmalı. Yerel ve bölgesel siyasete, dünya siyasetine hakim olmalı. Cesur olmalı. Teknoloji ve sosyal ağ sitelerinin gelişmesi nedeniyle insanlar artık kendisini çevreleyen şeylerin farkında. Bu nedenle bir söze güvenmek de bir silah halinde büyük bir etki yaratıyor. Çünkü bir söz tüm halkı harekete geçirebilir.”

‘Bu alanda kadınların desteğe ihtiyacı var’

Bu alanda kadınların desteğe ihtiyacı olduğunu ifade eden Emel Bugşata Al-Araibi, “Kadınlar, aile ve çevresinden desteklenmeli. Kadın siyasi analistler, toplum tarafından daha güvenilir bulunuyor. Kadınlar da kültür, bilim gibi birçok alanda uzmanlaşmalı” dedi. Siyasi analist kadınların sayısal olarak daha az olduğunu söyleyen Emel Bugşata Al-Araibi, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Kadınlar korkuyor. Çünkü bu çok tehlikeli ve zor bir sınav. Libya'da insan haklarını savunmak ve tarafsız kalmak riskli bir durum. Ölüm, ailesinin kaçırılması veya şiddetle tehdit ediliyor kadınlar. Toplum kadınlara ne kadar güvenir ve bu alanda kabul ederse, kadınlar da o kadar bu mesleği seçmeye teşvik ve motive olur. Bu açıdan ailelerin desteği önemli. Ülkesini düşünen ve onu ileriye götürmeyi amaçlayan bir kadın, ne kadar tehdit alırsa alsın, itibarı zedelenmeye çalışılsın, bu onu mesleğini geliştirmekten alıkoyamaz. Libya halkı, bazılarının sahtekârlık ve onursuzluk hakkında yaydığı bu oyunlardan artık etkilenmiyor. Mesleğimde deneyim sahibi oldukça halk sahipleniyor. Bir yere gittiğimde saygıyla karşılanıyorum ve mesleğimi, gerçekleri söylediğim için övgü alıyorum. Bu nedenle tarafsızlık ve dürüstlükten asla taviz vermeden sözümüzü söylemeliyiz.”