ESMA FATHİ

Kahire – Mısır’da ayrımcılıkla mücadele için 2014 yılında Anayasa’ya da konulan ayrımcılıkla mücadele komisyonu için kadın ve sivil toplum örgütleri çalışmalarını hızlandırdı. Komisyon için toplumsal diyalog başlatmayı planlayan kadın örgütleri, 10 yıl boyunca yaptıkları etkinlikleri, programları ileri boyuta taşıyacaklar.

Son günlerde çok sayıda kurum ve kişi, Komisyonun kurulması için baskı yapmak, farkındalık yaratmak amacıyla bir girişim başlattılar.

Konuya ilişkin Kadın Vakfı Ayrımcılıkla Mücadele Programı Direktörü Lamia Lütfi sorularımızı yanıtladı.

*Öncelikle Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu’nun kurulmasına yönelik eylem planınızı öğrenebilir miyiz?

Kadın Vakfı olarak, ayrımcılıkla mücadele etmek için mevzuatın oluşması ile ilgileniyoruz. Uzun süredir anayasal bir hak olarak komisyonun kurulması için çalışıyoruz. 10 yıldır ortak mücadele ediyoruz bu konuda.

Ulusal diyalogun ardından, nedeni ne olursa olsun, bir grup veya kişiye karşı oluşabilecek ayrımcılığı önleyecek garantiler oluşturma yolları ve mekanizmalar konusunun daha derinlemesine gündeme gelmesi, bizi bu konuda kolektif eyleme geçmeye sevk etti.

*Ortak girişiminiz bugüne kadar hangi faaliyetleri gerçekleştirdi?

Öncelikle Ayrımcılık Komisyonu'nun kurulmasıyla temsil edilen askıya alınan anayasal haklara ilişkin tartışma masası oluşturuldu ve bu oturumda bununla ilgili kaygılar, bağımsızlığı meselesi ve düzenleyici kanun tartışıldı.

İlk toplantıda, Komisyonun kurulmasını teşvik etmek ve baskı yapmak amacıyla, çeşitli ortaklardan oluşan bir çalışma grubunun temsil ettiği, daha uzun vadeli çalışma fikri sunuldu. Buna göre Yeni Kadın Vakfı, Mısırlı Kadın Sorunları, Sınır Tanımayan Mısırlılar, Salem Kadın Girişimi, Süper Kadınlar ve diğerlerinden oluşan mevcut oluşum bir araya geldi.

Bunu, Sınır Tanımayan Mısırlılar Vakfı ve İbrahimiya Medya Merkezi işbirliğiyle düzenlenen ve çok sayıda basın çalışanının katıldığı büyük bir konferans izledi. Sivil toplum üyeleri, çok sayıda parlamenter, din insanı ve karar alma süreçlerine katılanlar ile proje üzerinde çalışma yolları konusunda önerilerde bulunuldu.

Daha sonra Komisyon için bir yasa taslağının yeniden yazılması amacıyla bir çalıştay düzenlendi; çünkü mevcut yasa tasarılarının bazıları 2014'te yazıldığı için aslında eski oldukları için uygunsuz hale gelmişti. Bu durum, grubun sunulan tüm belgeleri tartışmak ve halihazırda belirlenmiş olan maddeleri tartışmak üzere bir araya gelmesine yol açtı ve konu, fiili bir yasa tasarısı taslağının hazırlanmasıyla tamamlanıyor.

*İlerisi için çalışma planlarınız nelerdir?

Yurttaşların ayrımcılıkla mücadelenin önemi konusunda farkındalıklarını artırmayı hedefliyoruz. Çünkü toplumda oluşan ayrımcılık biçimlerinin farkına bile varamayan, bunca yıldır bu çiğnenen anayasal hak için çalışmanın önemini göremeyenler var.

Önümüzdeki dönemde düzenlenecek seminerlerde kamuoyuna yakın çalışma grubundan gelecek yazıların yanı sıra, toplumsal diyalog oluşturulması konusu ele alınacak. Kesinlikle önemli bir konu.

Anlaşma etrafında toplumsal diyalog yaratılması konusu hem anlaşmanın kurulmasının toplumsal kabulü hem de kamuoyuna yakın çalışma grubundan çıkacak bildiriler açısından mutlaka elzemdir.

Bu buluşmada mevcut dönemde üretilecek kanun tasarıları, kısa ve belgesel filmler veya hızlı animasyon sistemli filmler için özel bir bölüm ve ortaklar kadar çeşitlilik gösteren çok sayıda basit bilgi materyali yer alıyor.

Geleneksel yazılı ve televizyon medyasının yanı sıra sosyal medya platformları ve içerik oluşturuculara da gidecek savunma ve savunuculuk çalışmalarının yerel ve bölgelerdeki karar vericiler ve aracı liderlerle birlikte çalışılacak.

Ayrımcılıkla mücadele mitingine katılacak ve uzun vadeli bir eylem planını ortaya koyacak çalışma grubunu duyurmak için halihazırda çalışıyoruz ve bir sonraki toplu lansmanla ilgileniyoruz.

*Ayrımcılığın toplum üzerindeki etkisi nedir? Kurulacak Komisyon’un bunu azaltmadaki rolü ne olacak?

Bölge genelinde oldukça yaygın olan ayrımcılık aslında sadece Mısır ile sınırlı değil ve maalesef ülke içinde mültecilere yönelik nefret söylemi yaymak da dahil olmak üzere pek çok biçimi var. Din ve ırka karşı ayrımcılık var. Bunun sonuçlarından birinin de kadına uygulanan şiddet ve bunun kadın, siyahi, Hıristiyan olmasıyla bağlantılı kesişimleri olduğunu söyleyebiliriz.