'Kadın Devrimi’ni umut olarak görenler Kobanê ruhuyla ayağa kalkmalı’

Kongra Star Demokratik Temas ve İlişkiler Komitesi Üyesi Rîhan Temo, Türk devletinin saldırılarına dikkat çekerek, "Rojava’da yaşanan Kadın Devrimi’ni kendisi için umut olarak görenler Kobanê ruhuyla ayağa kalkmalı” dedi.

SORGUL ŞÊXO

Qamişlo- Türk devleti Kuzey ve Doğu Suriye’ye 23 Ekim’den itibaren saldırılarını daha da arttırdı. Türk devletinin saldırılarında onlarca yurttaş yaşamını yitirirken, alt yapı tesisleri ve hizmet kurumları kullanılamaz hale geldi.

Bu saldırıların perde arkasını, kadın devriminin hedeflenmesinin amacını ve ortak mücadelenin önemini Kongra Star Demokratik Temas ve İlişkiler Komitesi Üyesi Rîhan Temo ajansımıza değerlendirdi.

‘Özerk Yönetim'in tanınması yeni Osmanlı projesinin sahiplerini rahatsız ediyor’

Rîhan Temo, öncelikle hayatını kaybedenlerin ailelerine ve yakınlarına başsağlığı, yaralılara da acil şifalar dilerken halkın, kadınların ve devrimcilerin direnişini selamlayarak sözlerine şöyle devam etti: “Türk devleti sahte bahanelerle saldırıyor, yaşam alanlarını bombalıyor. Halka yönelik bu tür vahşi saldırılar ilk kez olmuyor, son da olmayacak. Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük her bir başarıdan sonra saldırılar, savaş suçları ve katliamlar yapılıyor. Özerk Yönetim’in tanınması Erdoğan’ın yeni Osmanlı projesini rahatsız ediyor ve AKP- MHP hükümetini zora sokuyor.”

Kadın Devrimi’ne ve demokrasiye saldırı

Saldırıların sonuçları hakkında konuşan Rihan Temo, 5 gün içinde bölgenin altyapısına binin üzerinde saldırı gerçekleştiğini ve bunun normal bir sayı olmadığını belirterek, "Bin kere saldırı demek demokrasi projesine ve Kadın Devrimi’ne, özgür kadın ve halklara binlerce defa saldırıdır. Bu nedenle halkın kendi projesini koruma ve inşa etme hedefinde ne kadar ısrarcı olduğunu görüyoruz. Kuzey ve Doğu Suriye'nin güvenli ve örgütlü yapısıyla genel olarak tüm Suriye’de demokratik ve birleşik bir Suriye örneği haline geldiğini söyleyebiliriz. Her saldırı halkı daha fazla birlik haline getirerek, yalnızca kendi gücünün ve iradesinin onlara kalkan olabileceği ve tüm planları boşa çıkarabileceği inancını artırıyor" şeklinde konuştu.

 ‘Yeni Ortadoğu dizaynda Kürtlerin yer almasını istemiyorlar’

Rihan Temo, saldırılara ilişkin sessizliğin hegemonik güçlerin yeni Ortadoğu'da özgür Kürt halkının statüsünü istemediği anlamına geldiğini vurgulayarak şunları söyledi: "Amerika, Rusya ve Şam hükümetinin sessizliği Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik savaş suçlarının, bölgemize yönelik planların merkezi ve hegemonik güçlerle ilgili olduğunu gösteriyor. Saldırıların ardındaki sessizlik, dünya güçlerinin Kürt halkı ve bölge halkı için bir statü istemediğini göstermektedir.  Dünya hegemonik güçleri yeni Ortadoğu'da özgür ve iradeli Kürt halkı ve bölge halkı istemiyor.”

Son dönemde Rojava'ya yönelik saldırılarla ilgili olarak İsrail başta olmak üzere birçok yazar, aydın, araştırmacının ve siyasetçinin, Kürtlerin bir statüye, devlete ve güvenli bir yaşama sahip olması gerektiği yönündeki değerlendirmelerine dikkat çeken Rîhan Temo, "Burada Kuzey ve Doğu Suriye'de sadece Kürtler yok, birçok halk Demokratik Ulus Projesi çatısı altında bir arada yaşıyor, dolayısıyla Kürtlerin amacı devlet kurmak değil. Çünkü Kürt halkı, bölge halkı ile birlikte varlığını garanti altına almak için mücadele ediyor. Birlikte başlattığımız devrim içerisinde herkes kendi varlığını görebilsin ve yaşayabilsin. Bu şekilde Önder Abdullah Öcalan'ın her gün çağrı yaptığı barışa layık olabilelim. Ortadoğu'daki çözüm projesinin asıl sahipleri olarak, tüm halkın, bölge bileşenlerinin birliğine inanması, mücadelesini daha yüksek ve yaygın hale getirmesi gerekiyor" diye belirtti.

‘Demokratik Ulus Sistemi’ne sahip çıkılmalıdır’

Rihan Temo, Kadın Devrimi'ni umutları olarak gören dünya halklarının buna sahip çıkması gerektiğini söyleyerek, şöyle devam etti: "Rojava’da gerçekleşen Kadın Devrimi, dünyanın her yerindeki kadınların tüm devrim kıvılcımlarına ve ayaklanmalarına ışık tutuyor ve destek veriyor. Stratejik çalışmalar yürütebileceğimiz, kadın hareketleriyle, ekolojik hareketlere, sosyalist hareketlerle ortak projelerimiz olmalı. Çünkü Kadın Devrimi tüm dünya halklarının umudu, bu insanların ve kadınların umuduna sahip çıkması gerekiyor. Avrupa ve Kürdistan'da yaşayan halkımız yüz yılın direniş olarak Kobani Direnişi’ne sahip çıkan gençliğin ruhuyla Kuzey ve Doğu Suriye’ye sahip çıkması gerekiyor."

Rihan Temo, son dönemdeki barış çağrılarıyla ilgili de şunları söyledi: "Önder Apo ile görüşme sonrasında demokratik projemize daha fazla sahip çıkmalıyız. Türk devleti geçtiğimiz günlerde Kürt sorununun çözümü için barış çağrısında bulundu. Bu saldırıların gölgesinde Rêber Apo’dan özgürlük hareketini ayırmak istiyor. Bu da bölgedeki Kürtlerin statüsünü sonuna kadar kabul etmeyen ve tanımayan Türk devletinin ikiyüzlülüğünü gösteriyor. Demokratik Ulus Sistemi’ne sahip çıkılmalıdır. Kuzey ve Doğu Suriye'nin tüm özgürlükçü, demokratik ve barış isteyen kadınları ‘Jin Jiyan Azadi’ fikrini ve felsefesini yaratan Önder Öcalan’a sahip çıkmalıdır.”

Rojava Devrimi’nin kazanımlarının farklı yol ve yöntemler ile desteklenmesi gerektiğini dile getiren Rîhan Temo, “Zengin yol ve yöntemler ile Kadın Devrimi’nin etrafında bir halka oluşturmalıyız. Demokratik Ulus Sistemi içerisinde yaşayan insanların sayısını arttırmalıyız. İlgili yerlerde saldırılara karşı eylemler düzenlemek, mitingler yapmak çok önemlidir. Bunun yanında alt yapı ve hizmet kurumlarına yapılan saldırılara maddi ve manevi destek sağlamakta çok önemlidir. Madem biz bu devrimde umudumuzu görüyoruz o zaman yürekten sahip çıkmamız önemli” diye belirtti.

‘Halkların tepkisiyle Türk devletinin saldırılarının önü alınabilir’

Rîhan Temo toplumsal baskının ve kadınların Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye uyguladığı siyaseti değiştirebileceğini kaydederek şöyle devam etti: “Burada uygulanan katliam politikası sadece fiziki değildir. Kadınların topraklarına siyasetine, mücadelesine ve kültürüne dönük saldırıdır. Demokrasi projemizin kabul edilmeyişi işgalcilerin her açıklamasına yansıyor. Biz ne kadar halkı demokratik siyaset etrafında toplayabilirsek ve Demokratik Konfederalizmi yaratabilirsek o kadar Erdoğan’ın siyasetine baskı uygulayabiliriz. Bu gündem halkın duruşu, katliamlara karşı tepkisiyle değişebilir. İnsanların çığlığı Erdoğan'ın politikaları üzerinde uluslararası bir baskı yaratabilir. Ancak unutmayalım ki uzun bir mücadele ve her gün alanlarda olmak gerekiyor. Çünkü Kuzey ve Doğu Suriye’ye yapılan saldırılar insanlığa yapılan saldırılardır. "