Kadın dayanışmasının gücü: Sınırları aşan ağlar ve küresel destek

Kuzey Afrika ve Ortadoğulu kadınların sınırları aşan bir dayanışma ağı ile yaralarını sardıklarını ve seslerini duyurduklarını söyleyen kadın hakları savunucuları, dayanışmanın küresel düzeye gelmesi gerektiğini belirtiyor.

ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus- Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki kadınlar, kadın hakları ve kadınların durumunun iyileştirilmesi için gerçek bir dayanışma sağlamak amacıyla ağlar kurmanın büyük bir öneme sahip olduğuna inanıyor. Zorluklar ve engeller olmasına rağmen, ortak bir çalışma alanı yaratmak için çabalarını sürdüren kadınlar, benzer sorunlar yaşadığını anlatıyor.

Tunus’ta yaşayan Filistinli kadın halkları savunucusu Maysar Attian ve Irak Kadın Dayanışma Derneği'nin kurucusu Hayfa Zenkena, yaptıkları değerlendirmede son yıllarda kadın haklarına yönelik iktidarların saldırılarına işaret ederek, bu durumu dayanışma ile tersine dönüştürülebileceği inancındalar.

‘Dayanışma ağları kadınların durumlarını iyileştirir’

Filistinli kadın halkları savunucusu Maysar Attian, Afrika ve Ortadoğu’daki kadınlar arasında gerçek bir dayanışma ağı kurmanın, kadınların durumlarını iyileştirme ve farklı ülkelerdeki kadın sorunlarıyla ilgili deneyim ve bilgi paylaşımı için anahtar olduğuna inandığını belirtti. Maysar Attian, Filistinli kadınların meselesinin, kadın dayanışması ve ağ kurma sayesinde dünyaya ulaştığını ve bu dayanışmanın, Filistinli kadınların İsrail askerleri tarafından uygulanan şiddet, tutuklamalar, açlık ve katledilme gibi mağduriyetlerini duyurmasına yardımcı olduğunu vurguladı. Filistinli kadınların her yerde hedef alındığını; evlerinde, üniversitelerinde, tarlalarında ya da sokaklarında dahi şiddete maruz kaldıklarını ve bu zorlu gerçeklikle başa çıkmaya çalıştıklarını ifade etti.

‘Bizimle direnmeye davet ediyorum’

Maysar AttianFilistinli kadınlara nasıl bir destek verilmesi gerektiğine ilişkin olarak, "Şu anda Tunus'tayım ve Tunuslu kadınların bizimle dayanışma içinde olduğunu biliyorum. Onları bizimle direnmeye davet ediyorum ister sosyal medya platformları üzerinden ister bir makale ya da destek mesajı ile. Bu eylemler küçümsenmemeli çünkü küresel dayanışmanın sesimizi dünyaya ilettiğini ve birçok ülkede işgal suçlarını reddeden yürüyüşlerin başladığını gördük. Bunlar, çok önemli adımlardır" dedi.

Kadınlara dayanışma çağrısı

Maysar Attianuluslararası kadın ve insan hakları hareketlerinin Filistin davası üzerinde somut bir etkisi olduğunu belirten aktivist, ağ kurmanın gücünün, çatışmaları çözmeye veya en azından kadınlara yönelik ihlallerin durdurulması için baskı yapmaya katkı sağladığını vurguladı. Uluslararası dayanışmanın, Gazze'deki kadınların yaşadığı acılara dikkat çekmeye yardımcı olduğunu ve bu durumun köklü bir değişiklik getirmemiş olsa da yüzde 50 civarında somut bir fark yarattığını ifade etti. Maysar Attiankadınları, son yıllarda karşılaşılan ortak sorunların ve erkek egemenliği ile kapitalist sistemin kadınlara karşı düşmanlığının farkına vararak birbirlerine sürekli destek vermeye davet etti.

Irak kadın hakları konusunda geriye gidiyor

Irak Kadın Dayanışma Derneği'nin kurucusu Hayfa Zenkena da yıllardır Tunus'ta yaşayan bir aktivist olarak, Irak'taki direnişin ülkeyi iç ve dış sömürüden kurtarmayı ve kadınları her türlü engelden özgürleştirmeyi amaçladığını ancak bugün Iraklı kadınların durumunun, özellikle ABD işgali sonrası yaşanan baskı ve zulümler nedeniyle trajik bir hal aldığını belirtti.

Irak'ın hâlâ kadınların her türlü ayrımcılığa ve şiddete uğradığı bir ülke olduğunu, özellikle son dönemde Kişisel Statü Kanunu’nda yapılan değişikliklerin kadınların ve kız çocuklarının haklarını ihlal ettiğini ve eşitlik ilkesini yok saydığını ifade etti. Hayfa Zenkena bu değişikliklerin, din ‘adamları’ tarafından denetlendiğini ve kadınların hukuki eşitliğini hiçe sayarak ek zorluklar getirdiğini söyledi.

Verilen mücadeleler büyük dayanışma ile karşılandı

Hayfa Zenkena, bu değişikliklerin "Geriye doğru bir adım" olduğunu ve kadın hakları mücadelesinde bir gerileme yaşandığını belirtirken ayrıca, Irak'ın siyasi yapısının, 2004’te ABD’nin denetiminde kurulan Hükûmet Konseyi ile başlayan mezhepçi ve etnik temele dayalı bir yapı oluşturduğunu ifade etti.

“Irak, 1959’da Arap dünyasında ilk kadın bakanını atamasıyla tanınmış ve kadınlar aile hukuku ve anayasada eşit haklara sahip olmuştur” hatırlatmasında bulunan Hayfa Zenkena ancak son yıllarda kadınları dışlayan yeni yasaların çıkarılmaya çalışıldığını ve bu yasaların mezhepçilikle örtüşen bir yapıyı pekiştirmeyi amaçladığını belirtti.

Son olarak, Iraklı kadınların çocuk hakları ve kadın hakları ihlallerine karşı verdikleri mücadelenin, bölgesel ve küresel düzeyde büyük bir dayanışma gördüğünü; özellikle Avrupa ve Arap dünyasında güçlü bir destek hareketinin ortaya çıktığını ifade etti. Hayfa Zenkena, kadınların seslerinin, çeşitli kadın örgütleri ve medya aracılığıyla duyurulmasının, siyasal mezhepçilik ve ırkçılığa karşı mücadelede önemli bir etki yarattığını belirtti.