‘Jin, Jiyan, Azadî’ kadınların seslerini birleştiriyor
“Jin, Jiyan, Azadî” ayaklanması, Şerare ve Mesture gibi köyde yaşayan kadınların sesini birleştiriyor; geleneklerin baskısına karşı direnen ve özgürlükten vazgeçmeyen kadınlar, kırsaldan yükselen bir değişim dalgası yaratıyor.

SENYA MORADİ
Sine- İran’da “Jin, Jiyan, Azadî” ayaklanmaları üzerinden üç yıl geçti. Peki bu süreçte hareket kadınlar üzerinde nasıl bir etki yarattı? Her çevreden, kesimden ve farklı bileşenlerden ve toplumsal sınıflardan kadınlar bu harekette ne ölçüde yer alabildi? Hareketin yalnızca fiziksel varlıkla değil, düşünsel ve ideolojik olarak da sürdürülmesi gerektiği açık. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yarattığı ‘Jin jiyan azadî’ felsefesi milyonlarca kadına ulaştı ve kadınları özgür yaşam mücadelesi etrafında birleştirdi.
Fikir ve toplumsal cinsiyet devrimi
“Jin, Jiyan, Azadî” sadece kadınların değil, halklar, uluslar ve kültürler arasında görülmemiş bir birlik yarattı. Ancak akıllara şu sorular geliyor: “Bu hareket yalnızca orta ve üst sınıf kentli kadınların çıkarlarını mı savundu, yoksa işçi ve yoksul kadınlar da taleplerini dile getirebildi mi? Köyde yaşayan kadınlar bu harekete katılıp taleplerini ileri taşıyabildi mi? Daha doğrusu kadınlar arasında birlik yaratabildi mi?”
Köylerde yaşayan ve zincirleri kıran kadınlar
Zhavrud bölgesindeki köylerden birinde yaşayan 34 yaşındaki Şerare Ahmedi, okumayı çok istese de ailesinin izin vermemesi nedeniyle eğitimini lisede bırakmak zorunda kalmış. Şerare Ahmedi, “Jin, Jiyan, Azadî” sloganını ilk duyduğunda hissettiklerini şöyle anlatıyor:
“Doğmak benim tercihim değildi, tıpkı ailemi seçememem gibi… Bunlar hayatımı baştan belirledi. Özgürlük bizim için düşünce, ifade ve giyim hakkıdır. Bu sloganı ilk duyduğumda, sanki uzaklardan bir ses bana zincirlerimi kırmamı söylüyordu.”
Köydeki ataerkil geleneklerin hem kadınları hem erkekleri esir aldığını söyleyen Şerare Ahmedi, kadınların ekonomik bağımsızlık kazanarak bu zincirleri kırabileceğine inanıyor ve şöyle devam ediyor:
“Kadınlar kendi gelirini kazanmalı. Biz de tarım, el sanatları, ekmek yapımı gibi işler yaparak para kazanıyoruz. Eskiden kadınlar mirastan pay almazdı, şimdi hakkımızı alıyoruz. Başta bize ‘arsız’ dediler ama artık bu değişiyor.”
Şerare Ahmedi’ye göre “Jin jiyan azadî” ayaklanması, köyde yaşayan erkeklerin bakışını da değiştirmiş. Şerare Ahmedi, “Artık bazı erkekler eskisi gibi kadınları baskılamıyor” diyor.
‘Köydeki kadınlar daha fazla mücadele ediyor’
Aynı köyde yaşayan 55 yaşındaki Mesture Ahmedi ise küçük yaşta eğitim imkânı bulamamış. Şimdi kızlarının yardımıyla okuma yazma öğreniyor. Mesture, günlük işlerinin yanı sıra el işi, Kürt kıyafeti takıları ve halı dokumacılığı yapıyor.
“Köy kadınları, şehirdeki kadınlardan daha fazla mücadele ediyor. Onlar daha çok imkâna sahip, biz ise hiçbir imkân olmadan baskıya karşı koyuyoruz. ‘Jin, Jiyan, Azadî’ tüm kadınların hareketidir.”
Kızlarının üniversiteye gitmesi için ailedeki erkeklerle çatışmayı göze aldığını belirten Mesture, “Kadın isterse her şeyi başarır. Yeter ki kararlı olsun” diyor.
Mücadele devam ediyor
Mesture Ahmedi, köyde hâlâ kötü koşullarda yaşayan ve baskı gören birçok kadın olduğunu vurgulayarak, şunları söylüyor: “Bu kadar kadın hayatını feda etti ki biz başımız dik yaşayabilelim. Bu hareket bize güç verdi, hâlâ bu gücü hissediyorum.”
Son sözleri ise köy de yaşayan kadınların kararlılığını özetliyor: “Biz köylü kadınlar ‘Jin jiyan azadî’ hareketine bağlıyız. Mücadele devam ediyor.”