Iraklı kadınlar: Suriye’de geçici hükümet kadınların varlığına saygı duymalı
Kadınların katılımı olmadan Suriye'de değişimden söz edilemeyeceğine dikkat çeken Iraklı kadınlar, Suriyeli kadınların geleceği konusunda endişeli olduklarını belirterek, "Geçici hükümet kadınların varlığına saygı duymalı" dedi.
RAJA HAMİD RAŞİD
Irak- Iraklı aktivist ve akademisyen kadınlar Suriye’deki gelişmelere ilişkin görüşlerini dile getirdi. Kadınlar, başta Irak olmak üzere komşu bölgeleri olumsuz etkileyen bu cihadist fikirlerden ve Suriyeli kadınların durumundan endişe duyduklarını belirtti.
‘Irak, Mısır ve Cezayir örneklerinden korku var’
Akademisyen Doktor Büşra Al Hamdani, Suriye'de yaşanan ani olaylardan duyduğu endişeyi dile getirerek, "Suriyeli kadınlarla dayanışma içinde olduğumu ifade ediyorum. Çünkü geçmişte çok acılar çektiler ama aynı zamanda Suriye'nin yeni yüzünü de göremiyorum çünkü hiçbir şey hala net değil. ABD'nin Irak işgal senaryosunun tekrarlanmasından korkuyorum. Ayrıca birçok araştırmacı, İhvani iktidardan sonra Irak veya Mısır senaryosunun tekrarlanacağını ya da Cezayir gibi tehlikelerin gerçek olabileceğini öngörüyor. Irak bundan çok uzak değil. Çünkü psikolojik bir savaş sürüyor."
‘Iraklı kadınlar tutumlarını net bir şekilde ortaya koymuşlardır’
Gazeteci Refah Al Mamouri de Suriye'deki savaşın bir kriz getireceği ihtimalini belirterek, "Bu durum insan hakları ihlallerini içerecektir. Özellikle iç savaş tehlikesi var örgütler ile hükümet arasında çatışmalar yaşanabilir. Sonuçta en büyük zulüm kadınlara yapılıyor. Bu geçmişte başımıza gelenlerden farklı değil. En tehlikelisi ise kadınlara dayatılan ve İslam'dan uzak olan İslam düşüncesidir. Tarafsız sivil devletin korunması çabası barışın sağlanmasından daha az önemli değildir. Irak ve Suriye'nin birlikte uzun bir geçmişi var ve Suriye'nin barışına yönelik tehdidin başta Irak olmak üzere komşu ülkeleri de olumsuz etkileyeceği açık. Iraklı kadınlar tutumlarını net bir şekilde ortaya koymuş ve örgütler aracılığıyla seslerini duyurmaya başlamışlardır” şeklinde konuştu.
‘Katı İslami kuralları desteklemiyoruz’
Aktivist Cuman Al Samirai ise Iraklı kadınların özelliklerine vurgu yaparak görüşlerini şöyle dile getirdi: "Iraklı kadınların gözle görülür bir etkisi var. Özellikle özgür sesi ve kalemi ile El Rafidani medeniyeti zamanından bu yana siyasi değişimi destekleyebilir, Arap ülkelerini geliştirebilir, özellikle son olarak da Suriye devrimine de etkisi olacaktır. Iraklı kadınlar, kadınların özgürlüklerini ve haklarını etkilemediği sürece sivil hükümetin yanında ancak İslami katı bir hükümet istemiyoruz.”
Aktivist Samira Hüseyin Mustafa, Suriyeli kadınların desteklenmesine dikkat çekerek, Suriye toplumunun, Irak toplumuna benzer şekilde çok sayıda mezhep ve dini barındırdığını belirtti. Samira, “Iraklı ve Suriyeli kadınları korkutan şey, bize acı ve sefalet getiren İslam yönetimidir. Onlara sefalet ve acı getiren İslam yönetimi olduğunu söyledi. Iraklı kadınların tarih boyunca verdiği direnişler var ancak Suriyeli kadınların, cihatçı yeni hükümete karşı, sivil bir devlet ve insan hakları talep eden gösteriler yapması cesaretinin bir örneğidir” dedi.
‘Suriye CEDAW’ı imzaladı buna sahip çıkmalı’
Diğer yandan, aktivist Huda El-Hatavi, Suriye'deki son gelişmelerin kadını doğrudan etkilediğini ve kadınların en çok yeni oluşturulmak istenen ulus devlet tehlikesinden endişe duyduğunu kaydederek, şunları söyledi: “Baas Partisi’nin en önemli ilkelerinden biri dini siyasetten ayırmaktı yani dini amaçlar doğrultusunda siyaset yapılmasının engellenmesiydi bu önemlidir. Ayrıca, kadınlar için eşit fırsatlar ve adalet ilkesinin, kadınların siyasi ve ekonomik alanlarda erkeklerle eşit haklara ve yükümlülüklere sahip olmalarını sağlamak partinin ilkeleri arasındaydı ancak bunun hayata geçmesi için uluslararası ve bölgesel eylemler yapıldı. Suriye, Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi'ni (CEDAW) imzalayan bir ülkeydi, bu da kadınların uluslararası hukuk ve sözleşmelere göre haklarını elde etmeleri için yeterli bir dayanak oluşturuyordu.
‘Suriyeli kadınlar geleceği konusunda endişeli’
Aktivist Intisar El-Miyali, 2011 yılında başlayan çatışmaların ardından Suriye’deki kadınların, şiddet, cinsel saldırı, zorla yerinden edilme, tutuklama, aile içi şiddet, çocuk yaşta evlilik ve diğer hak ihlalleriyle karşı karşıya kaldığını söyleyerek, “Bugün, Esad rejiminin çökmesi ve cihatçıların geçici hükümeti devralmasının ardından, Suriye kadınları gelecekleri konusunda endişeli bu çok normal. Özellikle, kadınların rolü, biyolojik ve psikolojik doğası hakkında yapılan resmi açıklamalar, tüm işlerle uyumlu olmadıklarına dair söylemleri kadınlar için tehlikeli bir işarettir.”
Intisar El-Miyali ayrıca, kadınların siyasi ve sosyal anlamda yalnızlaştırılmasından, siyasi süreçte ve karar alma mekanizmalarında adil temsilin sağlanamamasından endişe duyduğunu belirterek, “Diğer yandan, şiddet gibi pek çok zorlukla karşılaşılıyor. Özellikle Arap ülkelerinin yanlış politikaları sonucu, örneğin Mısır’daki değişim ve Irak’taki yanlış politikaların sonucunda IŞİD yükseldi; bu da kadınlara ve özellikle de Êzidi kadınlara karşı korkunç sonuçlar oluşturdu. Bu dönüşümler ve etkileri, Suriye kadınlarının Esad sonrası dönemdeki geleceği ve yeni bir Suriye inşasında kadınların rolü, katılımı ve varlıklarının kabulü konusunda endişelere yol açmaktadır” şeklinde konuştu.
Aktivist Suheyla El-Aassam, Iraklı kadınların Suriye’deki ulus devlete karşı tepkilerinin çeşitli biçimlerde açığa çıktığını dile getirerek, “Suriye’deki devrimci hareketlerden etkilenen bazı kadın hareketleri ortaya çıktı. Her iki ülkedeki kadınlar arasında, siyasi çatışmalar bağlamında kadın haklarını savunma ve eşitlik sağlama konusunda fikir birliği oluştu” dedi.